Haberler


Forumlar Üzerine…
  • Yorumlar: 0
  • 30 Haziran 2013 05:47
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2512
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Forumlar Üzerine…

0 0

Taksim Gezi Parkı protestolarının polis şiddetiyle sona ermesinin ardından, eylemler şekil değiştirdi ve parklarda forumlar düzenlenmeye başlandı.

İstanbul ve Ankara’da birçok semtte parklarda toplanan yurttaşlar, fikirlerini paylaşıyor, tartışıyor, daha iyiyi ve daha güzeli nasıl yaratırız diye uğraşıyor.

Baştan belirtelim, buna demokrasi adına saygı duymamak elde değil.

Ne var ki, burada alınan kararların tartışılması da demokrasinin bir parçası.

Cumhuriyet gazetesinden Mert Taşçılar’ın haberine göre, Ankara’da en geniş katılım olduğu  Güvenpark’ taki forumdan, 3’te 2’nin çoğunluğu sağlanarak alınan kararların şöyle olduğu görülüyor:

“Partileri bırakalım, gençliği dinleyelim.

Her bölgeden bağımsız aday çıkaralım.

Oy sayım sistemi değişsin.

Katiller bulunsun.

Göz altıları takip edelim. İsimlerini bilelim.

Seçim barajı kalksın.

Gündeme dair, yasalara dair, forumda anlatım yapalım, bilgilenelim.

Çocuk yaşta, evlilikler ve tecavüzleri takip edelim.

Park meclisi kuralım ve tüm park meclisleri bir araya gelip, halk meclisini kuralım.

Farklı eylem biçimleri geliştirelim.

Güvenpark dayanışması olarak, uçurtmalarımızla Sincan Cezaevi’ne gidelim.

Yandaş medya büroları önünde eylem yapalım.

Polis şiddetine karşı, hukuk mücadelesi verelim.

Taleplerimizi, diğer meclislerin talepleriyle birleştirelim. Taleplerimizi dile getirmek için, büyük bir eylem yapalım.

Forumu, Sincan’a taşıyalım.

Tarafsız gazeteler alalım. Okuduğumuz gazetelerin, sayfalarını sokaklara yayalım.

Başlattığımız hukuki süreçleri, sosyal medyada ortak bir sayfada paylaşalım.

Tutuklu öğrenci fonu oluşturalım.

Yandaş medyada çalışıp, yalan haber yapmak zorunda bırakılan insanlar için, sosyal medyada bir grup açılsın. Orada, bugüne kadar bize söyledikleri yalan haberlerin doğrularını paylaşsınlar.”

Evet, kararlar böyle.

Büyük kısmına evet denilse de, siyasi arayışların ürünü olduğu anlaşılan “partileri bırakalım, gençliği dinleyelim. Her bölgeden bağımsız aday çıkartalım.” Şeklindeki kararların, ne derece sağlıklı ve isabetli olduğunun da birçok yönden tartışılmaya ihtiyaç duyduğu anlaşılıyor.

Ne demek, partileri bırakalım, gençliği dinleyelim?

Mevcut partilerin ülke sorunlarına yaklaşımını beğenmemek, özellikle muhalefet partilerini iktidar karşısında yeterli bulmamak ayrı, bunları bir tarafa bırakıp gençliği dinlemek ayrı şeyler değil mi?

Gençliği kimler dinleyecek, taleplerine hangi zeminde nasıl çözümler getirilecek, bunlar somut olarak nasıl gerçekleşecek açık değil.

Yaşamın bir dönemi olan gençlik olgusu, bir siyasi organizasyon, bir örgüt modeli olmadığına göre, gençliğin taleplerinin de meşru zeminlerde çözülebilmesinin, yasal bir siyasi örgütlenme aracılığıyla olacağını kabul etmek gerekiyor.

Forumlarda toplanan gençlerin, eğer kendileri bir siyasi parti kurmayacaksa, taleplerini mevcut partilere veya kendilerine en yakın buldukları siyasi partiye ulaştırıp, bunlara sahip çıkılmasını sağlamak için mücadele vermeleri gerekmiyor mu?

Öyleyse, partileri bırakalım, gençliği dinleyelim şeklindeki karar, slogan havasında bir tepki olmaktan öteye gidemeyeceğe benziyor.

Keza, her bölgede bağımsız adaylar çıkaralım kararı, çözümün demokrasi içinde ve meşru zeminlerde aranacağına işaret etse de, partileri bırakalım gençliği dinleyelim kararıyla aynı mahiyette görülüyor.

Bundan önce birçok kez denenen bu yöntemle meclise girilemediği, girilse bile bir iki kişiyi geçmeyen temsilcilerle, istenen neticelerin alınamadığı ortadayken halen bunda ısrar edilmesi, sonuç almaya yönelik olmaktan çok, tepkisel olduğu izlenimi veriyor.

Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, eldeki verilerin tümüne, seçimlere ne kadar süre kaldığına bakılıp, ülkenin dinamikleriyle güç dengeleri iyi analiz edilerek, gerçekçi bir yaklaşımla, mevcut muhalefet partilerine gönül vermiş seçmenin sandıkta güç birliğini sağlamak için hareket edilmesi en akılcı ve uygulanabilir yol olarak görünüyor.

Zamanın, ütopyaya hiç müsait olmadığını kavramak, hesapları çok ama çok iyi yapmak gerekiyor.

Aksi halde, sonuç yine hüsran olacağa benziyor!

Mustafa T. Turhan

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.