657 sayılı Devlet Memurları Yasasının “İstisnai Memurluklar” başlıklı 59. maddesinde bir çok görev sayılmakta ve 60. maddesinde sayılan görevlere yapılacak atamalarda aranacak şartlar belirtilmektedir.
Bu görevlere atama yapılması için memurluğa atanma şartlarını taşımak yeterlidir.
Türk vatandaşıysanız, yaşınız 18 olmuşsa veya 15 olup da bir meslek okulu mezunu iseniz ve orta okul, hatta ilkokul mezunuysanız bu görevlere atanabilirsiniz.
Buraya kadar, diğer memurluklara atama yapılırken aranan koşullar, istisnai memurluklarda da aranıyormuş, yani “her şey normalmiş” gibi görünse de gerçek böyle değildir.
Yasanın 61. maddenin ilk bendinde, “ 60. madde gereğince istisnai memurluklara atananlar hakkında bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında kalan bütün hükümleri uygulanır.” Hükmünün yer alması, “İstisnai Memurlukların”, adı üstünde “istisna” başka bir deyişle, ayrıcalıklı bir memur grubu olduğunu ortaya koymaktadır.
Açıkça görüleceği üzere bu görevlere atama yapılırken sınav yapılmamakta, açıktan atama yapılmaktadır.
Bundan daha büyük “ayrıcalık” var mıdır?
61. maddenin ilk bendinde, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi hükümleri uygulanmıyor gösterilmekteyse de hemen ikinci bendinde, istisnai memurluklara atananların, “atandıkları kadronun derece aylığının ilk kademesini kazanılmış hak olarak elde ettikleri tarihten itibaren, haklarında bu kanunun kademe ilerlemesi ve derece yükselmesine dair hükümleri uygulanır.” denilmek suretiyle, ilerleme ve yükselmeye engel durum da ortadan kaldırılmaktadır.
Yani, ilkokul mezunu ve yaşı tutan bir kişi, hiçbir sınava tabi tutulmadan, açıktan bu görevlere atanabilmektedir.
Bu görevlere atama yapılırken, daha önceki memuriyetinizde kaçıncı derecede olduğunuzun dikkate alınmasını bir kenara bırakın, bir gün memuriyet yapıp, yapmadığınıza bile bakılmaz.
Özel Kalem Müdürlükleri de işte bu istisnai görevlerdendir.
İstisnai memuriyete bir kere atandınız mı sırtınız yere gelmez!
O görevden ayrılsanız da artık bir defa memur olmuşsunuzdur.
Başka bir unvan altında da olsa memuriyetiniz devam eder gider.
Artık işiniz sağlamdır!
Atama yapılmasındaki kolaylığı ve ayrıcalığı ve güvencesi nedeniyle, gelmiş geçmiş siyasi iktidarlar, özellikle de “mevcut siyasi iktidar” eş, dost, akraba ve yakınlarını bu “garip” maddeden yararlanarak önce özel kalem müdürü gibi istisnai bir göreve atamakta, bir süre sonra oradan başka bir unvanla başka bir memuriyete kaydırmakta, böylece boşalan istisnai memur kadrosuna yeni bir yandaşını atamakta, sonra onu başka memuriyete kaydırıp, bir başkasını daha istisnai memur olarak atamakta, bu devran böyle sürüp gitmektedir.
Halkın çocukları bin bir güçlükle okuyup, mezun olduktan sonra iş bulmak için çalmadık kapı bırakmazken, sınavdan sınava koşarken, sırtını iktidara ve güce dayayan ayrıcalıklı bir gurup, kolayca memur olmaktadır.
Kısacası, istisnai memurluklara yapılan atamalar, yasaya uygun görünse de aslında suiistimale çok açık olması nedeniyle, genellikle etiğe ve vicdana aykırıdır.
Yöneticilerinin sık, sık “yetim hakkından” söz ettiği Yenimahalle Belediyesinde, başkan yardımcısının eşinin Özel Kalem Müdiresi olarak atanmasının da bunun en son versiyonlarından biri olduğu anlaşılmaktadır.
Yapılan ortadadır; başkan muavininin eşi önce istisnai memur yapılmış, beş ay çalışıyor gösterilip 1. derece kadro aldıktan sonra emekli olmuştur.
Bu tablo karşısında, hanımefendinin Özel Kalem Müdürlüğü görevine atanmasının, emeklilik derecesi ve aylığını yükseltmek için yapıldığını düşünmemek mümkün müdür?
Her şey “kılıfına”, pardon yasaya uygun görünse de bu atamanın kamu vicdanına sığmayacağı çok açıktır!
Belli ki, bu konuda da iktidar uygulamalarını taklit etme başarısı gösterilmiştir.
Oysa, yetim hakkından söz eden, başkalarına namus dersleri vermeye kalkanların önce kendilerine çekidüzen vermeleri gerekir!
Çayyolu Gönüllüleri
Hiç yorum yok...