Alın size can alıcı bir soru:
-İktidar, en çok hangi konunun ortalığa saçılmasından hoşlanmaz?..
Biraz daha açayım isterseniz; Tayyip Bey ve adamları, o konuyla ilgili içeriden ya da dışarıdan bir haberin, yorumun dahi yapılmasına fena halde öfkelenir, hatta köpürürler!.. Sonrasında gündeme öylesine haberler art arda düşer ki (yoksa düşürülür mü?!) o yaşamsal konu bir kez daha bir başka bahara kalır!.. Ne o, hâlâ bilemediniz mi?..
-Tabii ki ekonomi!..
Ekonomik gidişat bu iktidarın “yumuşak karnı”dır aslında. Yalnızca bol faizli sıcak paraya yaslanmış ve yine yalnızca Türkiye’den çıkarları olan yabancı çevrelerce pohpohlanan Türkiye ekonomisinin acıklı gidişatı özenle gözlerden saklanır. En yetkili ağızlar arada bir, “nasıl da iyiye gittiğimizi” yandaş medyada büyük şovlarla ilan eder, o kadar... Ülkenin erdemli, bağımsız ekonomistlerinin çığlıkları ise, birkaç gazete ve televizyon dışında hiçbir şekilde duyurulmaz. Bir sahte “lale devri” sürer gider...
Ancaaaak, her tatlı yalanın bir ömrü olduğu gerçeğini hiç unutmamak lazım!.. Gün gelir, acıklı durum yama tutmaz, ortalığa saçılıverir...
-Tıpkı dün olduğu gibi!..
***
Tabii, dünkü haberi yine yalnızca yandaş medya dışında kalan gazeteleri okuyanlar öğrendi:
-Uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s(S&P) Türkiye’nin kredi notu görünümünü “pozitif”ten “durağan”a düşürdü!..
Hadi buyrun buradan yakın bakalım!. S&P’nin gerekçesi de çok ağır.
-Azalan dış talep ve kötüleşen dış ticaret haddi-ihracat fiyatlarıyla ithalat fiyatlarını karşılaştıran oran, bize göre, ekonominin dengelenmesini daha zor hale getirdi ve yüksek dış borç ve dolaylı vergi gelirlerine dayanan devlet bütçesi dikkate alındığında, Türkiye’nin kredibilitesine yönelik riskleri arttırdı...
Adamlar olabildiğince nazik bir dil kullanmaya özen göstermişler ama söyledikleri gayet net: “Batıyorsun kardeşim!..” Bu açıklamayı okuduktan sonra, Necati Doğru’nun 5 Ocak tarihli Sözcü’de yazdığı “Boyası Dökülüyor” başlıklı yazısını buldum. Sevgili Doğru, yıllardır yazdığı gerçekleri, son rakamlarla bir kez daha gözümüze sokuyordu. Buyrun, bize yedirilen martavalların ardındaki gerçeği okuyun:
“...Ekonomide büyümeyi ve dış ticarette ihracat rekoru kırmayı süs boyası yaptılar... Cerahatli yapıyı örterek bugünlere geldiler. Boya dökülüyor, altından şu çıkıyor; 2011 yılı: İhracat: 134.5 milyar dolar, ithalat:241.2 milyar dolar, açık:103.7 milyar dolar.. Boyayı biraz daha kazı, altından şu çıkıyor; 2011 yılı ara malı ithalatı. 173 milyar dolar...
Boyayı kazı, bırak gerçek görünsün: Gerçekte ihracat rekoru kırılmıyor, ithalat rekoru kırılıyor, ticaret açığı rekoru kırılıyor, cari açık rekoru kırılıyor. Gerçekte 100 milyar dolarlık mal satıyorsun, bunun 82 milyar doları ithalat... Gerçekte halkını aldatan bir tüccarsın, yoksullaştıran ihracat içindesin... Yalanı bırak, boyayı kazı, gerçeği herkes görsün. Gerçekte döviz açığı batağındasın, sürekli devalüasyon içindesin. Gerçekte en ucuz emek Türkiye’de, işçini de sömürmektesin. Gerçekte enflasyon hedefin tutmuyor, bütçe fazla verdi diye övünüyorsun. Sürekli vergi arttırıyorsun..”
S&P, 5 ay sonra, nazik ama balyoz gibi bir açıklamayla, Necati Doğru’nun yazdıklarını sapına kadar doğruladı. Peki ne olacak? Olacağı şu: Bugün, dünkü asıl haberi vermeyen yandaş medyada S&P’nin bir güzel fırçalandığını, ekonomimizin nasıl şaha kalktığını, uçtuğunu filan okuyacaksınız. Sonra pazara gidecek, patlıcanın, fasulyenin nasıl olup da kanatlandığına hayret edecek, ardından eve teslim zehirli kömürle, üç buçuk filenin hayalini kuracaksınız. Sonra da zaten unutacaksınız ve bunu onlar da biliyor, çünkü ne yazık ki hep öyle oluyor!.. Uğur Dündar’ın kulakları çınlasın:
-İyi uykular Türkiye!..
Ümit Zileli
Cumhuriyet
Hiç yorum yok...