Cebinde üç yumurtayla yakalanan öğrenciye 11 yıl hapis istemiyle dava açılan bir ülkenin, başka bir ülkeye hukuk ve demokrasi nutukları atması pek işe yaramaz.
Yumurtaları menemen yapmak için değil cumhurbaşkanına atmak amacıyla yanında taşıyormuş deseniz de pek ikna edici olmaz.
Bu yumurta işi öyle masumane değil, bunlar “yumurta örgütü” oluşturmuşlar, şimdilik yalnızca yumurta fiyatlarını arttırıyorlar, ama asıl amaçları “yumurta darbesi” yapmak deseniz de inanan olmaz.
***
Sonuç olarak Ermeni diyasporasının başını çektiği, İtalya’dan Arjantin’e, Uruguay’dan İsveç’e kadar soykırımı kabul eden bir sürü ülkenin içinde bulunduğu uluslararası “çok gizli örgüt”e dava açamıyoruz.
Sarkozy’nin kafamıza attığı devekuşu yumurtası için de iddianame yazamıyoruz.
Başımıza gayet açık biçimde göstere göstere örülen çoraplarla uğraşmak yerine fantastik paranoyalarımızla uğraştığımızdan bize karşı tasarlanan gerçek darbeleri gözden kaçırmamız da şaşırtıcı değil.
***
Dink cinayetinde devletle bağlantılı örgüt bulamadık, ama her taşın altında bir örgüt buluyoruz mu desek?
Yalnızca yerüstündeki değil yeraltındaki örgütleri de araştırıyoruz, kemikleri bile tek tek çıkarıyoruz mu desek?
İnsan hakları komiserinin hakkımızdaki raporuna karşılık, “tamam ama yumurta atmayan öğrenciler için de öğretmeni şikâyet etme hattı açtık” diye bir savunma mı getirsek?
***
İyi ama ya aynı sınıftan üç öğrenci aynı öğretmeni şikâyet eder ve evlerinde yapılan aramada buzdolabına gizlenmiş yumurtalar bulunursa?
Kürşat Başar
Cumhuriyet
Hiç yorum yok...