Her kişinin, kurumun, kuruluşun daha özele indirgeyelim her siyasal partinin, gazetenin, yayın organının bir çizgisi, bir kimliği olmalı, o çizgi ve kimliği ile ünlenmelidir. Değişim sürecinin yaşandığı bir dönemde çizgiyi korumak, sürdürmek pek akıllıca gelmeyebilir. Esnekleşelim, hatta çizgiyi saptıralım, zikzaklar da çizelim önerileri de yapılabilir.
Çizgiyi, kimliği korumak yalnız etik açıdan değil, uzun sürede ayakta kalmak, varlığı korumak, saygınlık kazanmak açısından da akıllıca bir tutumdur. Kaypak, kısa vadeli çıkar hesaplarının ağır bastığı, etik kuralların bir yana itildiği bir ortamda, çizgiyi korumanın kuşkusuz bir maliyeti vardır. Bu maliyet, kişiyseniz en azından dışlanma, siyasal parti iseniz iktidara gelememe, oy arttıramama, yayın organı iseniz tiraj kazanamama, hatta tiraj yitirme, ekonomik bir kuruluş iseniz rekabette geri sıralara düşme olabilir. Bu maliyetlere katlanmamak için esnekleşmenin, çizgiyi yitirmenin, ödün vermenin belli çevrelere yanaşmaya çalışmanın, uzun vadede maliyeti çok daha ağır olur. Güveni, saygınlığı, kimliği ve sonuçta varlığı yitirme riski oluşur. Günümüzde varlığını korumuş, ayakta kalmış siyasal partilere, yayın organlarına, bilim adamlarına, yazarlara, hukukçulara, iktisatçılara bakıldığında hepsinin çizgilerini korumuş oldukları görülür. Benzetme yerinde ise kısa sürede parlayan, kayan, kaybolan bir yıldız olmak yerine, daha az gözlenen, daha az parlak, ama yeri belli durağan bir yıldız olmak daha iyidir.
Çizgiyi korumak, sürdürmek özveri, dürüstlük gerektiriyorsa, bu özveri ve dürüstlük gösterilmelidir. Büyük hayaller ya da çıkar beklentileriyle çizgiyi saptırmak büyük yıkımlara neden olabilir. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma; aşırı aç gözlü olma, her şeyi yitirirsin gibi uyarılar boşuna yapılmamıştır. Uzun deneyimler, gözlemler sonucu bu sonuçlara varılmıştır.
Yaşam boyu bir çizginiz oluşmuşsa, o çizgiyi korumak, varlığı sürdürmek açısından akılcı bir tutumdur.
Bu çercevede cayyolum.com çizgisini hep korumuştur.
Saygılarımla
Mehmet Kumrul
Hiç yorum yok...