CHP Ankara Millitvekili Aylin Nazlıaka’nın AOÇ için verdiği soru önergesi Meclis Başkanı Cemil Çiçek’ten döndü. Nazlıaka’nın AOÇ arazisinin ABD Büyükelçiliği’ne satılmasına ilişkin sorduğu “Yapılan işlem Atatürk’ün emanetine hıyanet değil midir?” sorusu “kişisel” bulundu. Sorunun çıkarılması ya da yeniden düzenlenmesi istendi.

CHP’li Nazlıaka, AOÇ kaynaklı arazinin büyükelçilik yapılmak üzere ABD Büyükelçiliği’ne satışını Meclis gündemine taşımıştı. Nazlıaka, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, tahsis edilen arazinin büyüklüğü, işlemin yasal dayanağı, mülkiyeti ve amacı dışında kullanılıp kullanılmadığı sorulmuştu. Ancak Nazlıaka, önergesine “Mustafa Kemal Atatürk, AOÇ’yi 1925’te kurmuş, 1937’de vasiyet mektubu ile Hazine’ye emanet etmiştir. Yapılan bu işlem Atatürk’ün vasiyetine ve emanetine hıyanet değil midir?” sorusunu da ekleyince, önerge işleme alınmadı.

Çiçek, sorunun TBMM İçtüzüğü’ne aykırı olduğunu belirterek, “Soru; kısa, gerekçesiz ve kişisel görüş ileri sürülmeksizin, kişilik ve özel yaşama ilişkin konuları içermeyen bir önerge ile açık ve belli konular hakkında bilgi istemekten ibarettir” ifadelerini kullandı. Nazlıaka’nın sorusunun “içtüzük hükümlerinde belirtilen nitelikleri taşımaması”nı gerekçe gösteren Çiçek, sorunun çıkarılması ya da yeniden düzenlenmesi durumunda önergenin işlemeye koyulacağını kaydetti.

Nazlıaka önergesinde kamuoyunun yanıt beklediği sorulara yer verdiğini belirterek, iade nedeni soruya ilişkin, “Sayın Meclis Başkanı’nın soru önergeme gösterdiği duyarlılığı AOÇ’ye de göstermesini dilerdim” yorumunu yaptı. Meclis Başkanlığı’nın AOÇ arazisinde sosyal tesis yaptığını yaptığına dikkat çeken Nazlıaka, “AOÇ yerleşkesinden kesilen binlerce ağaç, yol ya da başka gerekçelerle yapılan arazi talanı ortadadır. Ankara milletvekili olarak Atatürk’ün mirasına sahip çıkmak öncelikli görevimdir” dedi. Atatürk’ün mirasına ihanet edenlerin unutulmayacağını söyleyen Nazlıaka şunları kaydetti:

“Sayın Cemil Çiçek de AOÇ’ye sosyal tesis yapan Meclis Başkanı olarak tarihe geçecektir. Mevki ve makamlar kimse için kalıcı değildir. Önemli olan bu süre içinde hukuka uygun davranmak, milletin hakkını korumaktır. TBMM Başkanı uygulamalarıyla emanete hıyanet etmektedir. Önergedeki bu sorudan rahatsız olabilirler ama gerçekleri saklayamazlar.”