Çayyolu’nun ilçe olması bölgede yaşayanların ortak isteğidir. Çayyolu’nda hiçbir kuruluş, hiçbir dernek, hiçbir fert bölgenin ilçe olmasından vazgeçmiş değildir.
Çayyolu, kurulduğundan bu yana, planlı bölge olmasıyla ve sürekli yükselen trendi nedeniyle hep ilgi odağı olmuştur. Yapılaşma burada o kadar hızlı olmuştur ki, yerel yönetimler bu hıza ayak uydurmada sürekli geride kalmış, bu gelişim halkın yakınma odağı olarak karşımıza gelmiştir.
Bölgenin bankaları, iş hacmi beklenenin üzerinde artmış, zaman zaman bazı konutlar işyerine dönüşmüş, konutlardan oluşan ama tamamı işyeri olan siteler, caddeler oluşmuş, Çayyolu’nun kendi bünyesinde uydu yerleşimler ortaya çıkmıştır.
Çayyolu şu sıralar beş köyün toprakları üzerinde kuruludur. Mücavir alan sınırlarının genişlemesi ile bu köyler mahallelere dönüşmüş, yoğunlukların kat be kat artırılması ile nüfus bekleninin de üzerinde ivme kazanmıştır.
Çayyolu o kadar büyük semt olmuştur ki, bir bölümü Yenimahalle, diğer bölümü Çankaya belediyelerine ait topraklar üzerinde bulunmaktadır. Buna Etimesgut’a ait Eskişehir Yolunun bir yanını da katarsak üç ilçe toprakları üzerine kurulu devasa bir yerleşim olduğu gözlerden kaçmaz.
Bu gelişime paralel olarak banka sayısı artmış ve 30’a yaklaşmıştır. Hemen her bankanın bir şubesinin bulunduğu Çayyolu’nda 4 adet Ziraat Bankası, 3 adet İş Bankası, 3 adet Akbank şubesi faaliyet göstermekte; Garanti Bankası, Halkbank, Vakıfbank ve Yapı Kredi bankalarının da ikişer şubeleri bulunmaktadır.
Eğitim tesisi sayısında toplamda 9 adet lise, 20 adet ilköğretim okulu ile pek çok ilçeyi geride bırakmıştır. Halen ilköğretim ve lise açığı sürmektedir.
Bölgede yaklaşık 2000 işyeri bulunmaktadır. Bunların azımsanmayacak bir bölümü marka mağazalardır. Kaldı ki, 10 adet AVM ve iş merkezi, 4 PTT şubesi, 9 mahallesi, 2 spor kulübü, sayıları 30’u bulan derneği, 50 dershanesi, 100’ü aşan emlakçı sayısı, sinemaları ve tiyatrosu ile cıvıl cıvıl, ilçe olmayı çoktan hak etmiş, devasa bir görünüm ortaya çıkmaktadır. Bu görüntü, kısa geçmişi olması nedeniyle ve planlı dokusuyla çağdaş bir yerleşimin belki de Türkiye’deki ilk ve tek örneklerinden biridir.
Böyle bir bölgenin arada sınırı bile bulunmayan ve çok uzaktaki belediyeler tarafından yönetilmesi beraberinde bazı sakıncaları da getirmekte, bölge dokusunun bozulmasına, planların delinmesine, sorunların üstesinden o belediyelerin bakış açısından çözüm bulunmasına dayanmakta, bu ise Çayyolu’nda yaşayan halkı tedirgin etmektedir.
Geniş yeşil doku içindeki Çayyolu, Ankara’da en çok talan edilen bölge özelliğini de maalesef korumaktadır. Parklar adeta rant sektörüne sunulmakta, altyapısı yıllar öncesinden tamamlanmış olmasına rağmen yoğunluklar 5 kata kadar artırılmakta, kaldırımları olmayan yollarla bölge yozlaştırılmaktadır.
Bölge güvenliğinin iki polis noktası ile sağlanmasının ne kadar doğru olduğu tartışılmalıdır. Çayyolu’nda mutlaka bir emniyet müdürlüğü kurulmalı, buraya bağlı en az 5 karakol oluşturulmalıdır.
Yıllar önce ilçe olma amacı etrafında toplanan dernekler platformlaşmış, çeşitli etkinliklerle Çayyolu’nun ilçe olması tezini savunmuşlardır. Göründüğü kadarıyla Çayyolu’nda hiçbir kuruluş, hiçbir dernek, hiçbir fert bölgenin ilçe olmasından vazgeçmiş değildir.
Bu aşamada, “Belediye sarayı yaptırdık, hizmet birimlerini ayaklarına kadar getirdik” demek hizmeti tam ve dört dörtlük aldığımız anlamı taşımamalıdır. İlçe olma istemi kişilerin değil, tüm Çayyolu halkının söylemidir.
Üç yıl önce, Çayyolu ilçe yapılmalıydı. Yapılmadı, iyi mi oldu? Neler kazanıldı, neler kaybedildi; bunun muhasebesinin de sağlıklı bir şekilde yapılmasının zamanı gelmiş de geçmektedir.
Hiç yorum yok...