Birleşmiş Milletler (BM) tarafından otizme dikkat çekmek ve bu konuda toplumda farkındalık yaratmak amacıyla ilan edilen ''2 Nisan Dünya Otizm Günü''nde, Çayyolu'nda bulunan Mehmet Ulucan Otistik Çocuklar Eğitim Merkez'inde eğitim gören çocuklar, ''Otizmliyim, ben de varım'' diye pankartlı eylem yaptı. Can Bonomo'nun ''love me back (sen de beni sev) '' adlı parçası eşliğinde, ''Biz bütünün bir parçasıyız, bizi koşulsuzca sevin'' , ''Beni tanımaya değil anlamaya çalışın'' , ''Bizler çok özel çocuklarız'' , ''Bizler cennetten düşen birer fidanız'', ''Benim dünyam farklı'' gibi pankartlar açan çocukların öğretmenleri eşliğinde sunduğu gösteriler, katılanlarca beğeni ile izlendi. Öğrenciler, öğretmenleri eşliğinde ''çayda çıra yanıyor'' adlı halkoyununu oynayıp, vals yaparken, iki öğrencinin sunduğu ''ıspanaklı yumurta'' adlı parodi izleyenleri güldürdü. Selim Sarıkaya'nın söylediği ''Arkadaşım eşek'' şarkısına ise katılanlar eşlik etti. Otistik bir çocuk sahibi Çiğdem Sarıkaya'nın kendi yazdığı ve okuduğu ''Bana anne demeni yılarca bekledim'' adlı şiiri ise izleyenleri oldukça hüzünlendirdi.
-''HASTALIK DEĞİL, TEK ÇARE EĞİTİM''
Eğitim Merkezi Müdürü Filiz Kendirci, otizm konusunda halkı bilinçlendirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla BM tarafından Nisan ayının ''Otizm Farkındalık Ayı'' , 2 Nisan gününün 'Dünya otizm farkındalık günü'' ilan edildiğini söyledi. Türkiye'de 0-14 yaş gurubunda 81 bin otistik çocuk bulunduğunu, her yıl buna 5 bin çocuğun eklendiğini, bun karşın otistik çocuklara yönelik sadece 61 özel eğitim okulu bulunduğunu anlatan Kendirci, bu okullardan 5'inin Ankara'da, en fazla otistik öğrencinin de Mehmet Ulucan Eğitim Merkezi'nde olduğunu belirtti. Merkezde, 78 öğrenci özel eğitim alıyor ve 48 öğretmen görev yapıyor.
Tespitlere göre, 250 çocuktan birinde otistik farklılık, 150 çocuktan birinde ise otizm görülebildiğini kaydeden Kendirci, halen Türkiye'de 450 bin civarında otistik birey bulunduğunu, eğitim yaşındaki 125 bin çocuktan ise sadece 2 bin 200'ünün özel eğitim alabildiğini bildirdi.
Otizmin kız çocuklarında daha az görüldüğüne işaret eden Kendirci, bu sorunla mücadelede bilinen tek yöntemin eğitim olduğunu, bu nedenle erken tanı ve eğitime başlamanın büyük önem taşıdığını, çocuk yanında aile ve çevrenin de eğitim ihtiyacı bulunduğunu vurguladı. Bu çocukların ''ömür boyu yaşamsal destek ihtiyacı'' içinde olduğuna dikkati çeken Filiz Kendirci, bu öğrencilere yaşamsal sorunlarını çözmeyi öğretmek için bir ''ev yaşam ortamı'' oluşturduklarını, burada, ev aletlerini kullanmayı ve çorap giymekten kişisel bakımını yapmaya kadar çeşitli davranışsal becerilerini geliştirmeyi öğretmeye çalıştıklarını anlattı.
Fatma Orhan (Serbest Gazeteci)
Hiç yorum yok...