Gordion inşaatı sürüyor. Çevrede “Olmuyor, burada imar cinayeti işleniyor, çevre katlediliyor...” şeklinde pek çok itiraz var. Bu itirazlar daha çok bu işi bilenler arasında geçiyor ama kimse elini taşın altına sokmak istemiyor.

Bazıları ise bundan son derece memnunlar. Çünkü yoğunluk artırılıyor. Bu ne anlama geliyor? Daha dar alanda daha çok inşaat yapılacak, o alanda daha çok insan yaşayacak demek. Dolayısıyla arsa sahibinin tek dubleks yerine birkaç dairenin sahibi olacağı, sebepsiz yere zenginleşeceği anlamı çıkıyor. Bir kere burada şehircilik ilkeleri, planlama esasları çiğneniyor.

Bugüne kadar neler yapılmadı ki Gordion’da...

Dere yatağı değiştirildi, kimsenin sesi çıkmadı.

Metro güzergahının üzerine tüm çirkinliğiyle sur gibi konut mu, işyeri mi olduğu belli olmayan yapılar sıralandırıldı, kimse umursamadı.

İnşaat alanı yetmedi, sokağın üzerine de inşaat yapılmaya başlandı. “Yav ne teknoloji” diye kıskanarak baktı birileri.

Çevredeki bazı konutların inşaat çalışması nedeniyle temelleri çatladı, yine de kimse sesini çıkarmadı.

Orası katledildi. Adı gibi kördüğüm haline getirildi.

Kördüğümü İskender bir kılıç darbesiyle çözdü.

Ama toplumdan bir İskender çıkmadı.

O kadarla da kalınmadı. Burası ile ilgili olarak Büyükşehir Belediyesi’nde geçtiğimiz ay yine yoğunluk artırımına gidildi. 14 Ekim’de bu konuda karar alınmıştı. Ama yetmedi. Bunun üzerine Bu karar yanlış olmuş denildi ve Emsal 1.00’dan emsal 2.00 şeklinde düzeltilmeye gidildi. Plan notlarına konut kullanımı da ilave edildi. Park olan alanın bir bölümünün “Çayyolu Metro Destek Tesisleri” yapılması nedeniyle ağaçlandırılacak alan park alanına dönüştürüldü, vaziyet kurtarıldı ve de kotarıldı.

Evet yoğunluklar artırılıyor. Yoğunluk artışı başlangıçta birilerine rant sağlıyor gibi görünse de, uzun vadede o bölgenin özelliklerinin ve güzelliklerinin yok olmasını getiriyor, ardından da pek çok değerli konut giderek değerini kaybetmeye başlıyor. İşte Bahçelievler, işte Yenimahalle, işte Emek Mahallesi... Bu durumda kısa vadede vuran kazanıyor. Bütün bu olumsuzluklar durdurulabilir mi bilemiyoruz...