Dünya satranç tarihine geçen bir Rus Kasparov vardı. Onu yenmenin olanaksızlığı sadece Kasparov’un ustalığında değil, aynı zamanda düşünce sistemindeki planlı ve hesaplı birikiminde yatıyordu.

 Ben bir satranç ustası değilim ama her satranç oynayan kişi hamle yapmadan önce bu hamlenin ne getirip ne götüreceğini bilmesi gerekir. Yapılacak hamle bir hesap ve kitaba dayanmadan yapılıyorsa, insanın başına çok büyük işler açabilir. Parti içi muhalefetin “tüzük kurultayı” istemi son hamleye benziyor.

CHP’de parti içi muhalefete düşen Deniz Baykal ve Önder Sav ekibi kulislerde edinilen bilgilere göre yeniden “kutsal ittifakı” kurmuşlar ve CHP Ana Tüzüğünü demokratik hale (!) getirmek ve değiştirmek için gerekli olan 367 imzayı toplayıp CHP Genel Merkezine ulaştırmayı başardılar.

Bu tüzük kurultayını isteyen delegeler, Baykal ve Sav ikilisinin parti içi iktidarı döneminde “tüzüğün anti demokratik olduğuna ilişkin” hiç sesleri çıkmıyordu. Birden bire tüzük hükümlerinin anti demokratik olduğunu ve yeni bir demokratik tüzük yapılmasını anımsamaları kendilerinin ve yıllarca biat ettikleri Baykal ve Sav’ın parti içi saltanatına dayalı bir eylemin yeniden başlatılması anlamına geliyordu. Bu tüzük kurultayı isteme hamlesi Baykal ve Sav ikilisinin satranç oyunundaki son hamleleri olacaktır. Bu ikili ile birlikte hareket eden kurultay delegeleri de deyim yerindeyse oyunun piyonlarına benziyordu.

Bu satranç oyunun son hamlesinin perde arkası neydi?

Birincisi: 2012 yılının Ocak ayı içinde Türkiye genelinde yeni delege seçimleri başlamıştı. Köy ve mahallelerde yapılan bu seçimlerde Baykal-Sav yandaşları büyük kayıplara uğradılar. Parti üyeleri delege seçimlerinde Baykal ve Sav yanlısı delege adaylarını oylarıyla engellediler. Mahalle ve köylerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu’na destek veren parti üyeleri delege seçiliyorlardı. Ama Baykal-Sav yandaşları seçimi kaybedeceklerini anlar anlamaz, kavga çıkarıp seçimin iptalini sağlama yolunu seçiyorlardı.

Bende bir gazeteci olarak kıran kırana bu mücadeleyi izlemek istedim. Ankara Yenimahalle İlçesi’ne bağlı Batıkent’te İlkyerleşim Mahallesi’nde 22 Ocak 2012 tarihinde Güzelevler Sitesi Salonunda yapılan delege seçimini izlemeye gittim. Sandık Kurulu Başkanlığını Mehmet Ali Akgün, üyeliklerini ise Kasım Kısabacak ve Alime Güney yapıyordu. 600’ü aşkın parti üyesinin bulunduğu mahallede partililer; Baykal ve Sav’ın iktidarında hiçte böyle bir delege seçimi yapılmadığına işaret ediyorlardı. Delege seçimlerinin tarihini ve yerini sadece kendi yandaşlarına haber verdiklerini söylüyorlardı.

Parti üyeleri artık parti içi demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla uygulanmasını istiyorlardı. İlkyerleşim Mahallesi’nde 2 liste çıkmıştı. Sarı renkli listede yer alan delege adaylarının Kılıçdaroğlu’na destek veren grubu oluşturduğu, pembe listenin ise Baykal-Sav ittifakının listesi olduğu vurgulanıyordu.

Yenimahalle İlçe Başkanı Şerafettin Terzi ise pembe listenin başında yer alıyordu. Oy kullanma sessiz ve sakin başladı. Oy kullanmaya gelen parti üyeleri sarı listeye destek veriyorlardı. Pembe listenin seçimi kaybettiği belliydi. Sayıma geçilecekti. Tam bu sırda yaşları 18’den küçük 10 kişilik bir grup geldi. Ben kendileriyle konuştum. “Sizin yaşınız parti üyeliğine uygun değildir. Sizi buraya kim çağırdı?” diye sordum. Gençlerden biri “Bizi Nevin U. çağırdı, geldik.” dedi.

Sandık kurulu sayım geçeceği sırda, 10 kişilik grup nedensiz kavga çıkardılar. Ortalığı dağıtmaya ve kırıp dökmeye başladılar. Amaçları seçimi iptal ettirmekti. Ama olmadı. Polis araya girdi. Kavgayı önlendi. Sayım yapıldı. Sonuç sarı liste 194 oy, pembe liste ise 130 oy almıştı. Yani Baykal-Sav yanlısı olduğu söylenen liste delege seçimini kaybetmişti.

(Devam edecek)