PKK ile el ele verip Esat’a karşı mücadele mi? başlığıyla verdiğiniz yazısında Müyesser Yıldız ne de güzel anlatmış.
Çoktan iflas etmiş olan "biz, emperyalistlerce doldurulmuş bir demokrasi havarisi olarak herkese karışabiliriz, muhaliflerini destekleyebiliriz ama kimse bize karışamaz" anlayışının geldiği yerin, "Esat gitsin de kaleleri kim zapt ederse etsin" noktası olduğunu ne güzel anlatmış.
Bize neyse? Aylardır Suriye ile yatıp, Suriye ile kalkıyoruz.
Dünyanın bir ucundan silah zoruyla ülkelerin rejimlerine müdahale edenlerin yaptığının demokrasiyle,insan haklarıyla ne kadar bağdaştığına bakmadan, ne olduğunu hiç umursamadan, demokrasi getiriyorlar mavalıyla alkış tutuyoruz.
Can ciğer kuzu sarması olduğunuz günlerde Suriye’de demokrasi olup olmadığıyla neden ilgilenmediniz de şimdi birden bire, Esat gitsin demokrasi gelsin diyorsunuz diye sormazlar mı adama.
Bugün, Suriye, İran ve bunlara bağlı olarak Rusya gibi sınır komşularınızla ilişkilerimizin bozulmasının hiçbir tutarlı açıklaması yoktur!
Oysa ki, Mustafa Kemal’in temelini attığı bizim dış politikamız, komşularla dostluğu, mazlum ulusların yanında olmayı, emperyalizme karşı durmayı ilke edinmişti...
Bu ilkelerden saptığınızda yolun nereye varacağını bilemezsiniz.
Bir bakmışsınız keser dönmüş sap dönmüş, işler sarpa sarmış, fatura siz çıkmış olabilir.
Bakın şu son olay’a, söz de katliamlardan kaçarak, hayatlarını kurtarmak için bize sığınan Suriyeli "masumlara" bak!
Lazkiye’ den gelen 1500 kadar Türkmen’in Gaziantep’teki mülteci kampına yerleştirilmesini protesto edip, kamptaki Türk bayrağını indirerek kendi bayraklarını çekmişler ve bu sırada polislerimiz de rehin almışlar.
Ne demiş atalarımız, "Besle Kargayı Oysun Gözünü."
Tam buna uyan bir durum değil mi?
Pervasızlığa bakın, adamlar bizim ülkemizde sığınmacı, ama kampa kendi bayraklarını çekebiliyor, Polis rehin alabiliyor.
Vay be!
Artık, "merhametten mazarrat mı doğuyor" yoksa, emperyalizmin Ortadoğu’daki tezgahının yeni bir provokasyon sahnesi mi oynanıyor bilinmez!
Çok ama çok dikkatli olunmalı, Atatürk’ün silah arkadaşı İsmet İnönü’nün "Büyük devletlerle dostluk, ayıyla yatağa girmek gibidir." Sözü hatırlanmalıdır.
Ayı gibi, büyük devletlerin de ne zaman ne yapacağı, kimi kime karşı kullanacağı hiç belli olmaz!
Mustafa T. Turhan
Hiç yorum yok...