Yandaki fotoğraf, bir yağmurun ertesi günü Çayyolu’nun ünlü markalarının yer aldığı adı Çayyolu Bulvarı olarak anılan 8. Caddede Ümitköy PTT’nin önünde çekildi. Kaldırım asfalt kodunun da altına düşmüş ve yağan yağmur nedeniyle kaldırım olması gereken yerde resmen bir havuz oluşmuş. Kaldırım kodu asfaltın altına düştüğünden yağan yağmur suları burada birikmiş. Yayaların burayı kullanması imkansız. O nedenle yayalar buraya girmemek için ya hayatlarını tehlikeye atıp asfaltı kullanıyor ya da PTT’nin önündeki çimleri eziyor...

Haydi sorumluyu bulalım; 12 metrenin üzerindeki cadde-lerin tamir bakım ve onarımları Büyükşehir Belediyesi’nin. Bankaların, Galleria’nın, Mutluköy’ün ünlü işyerlerinin önündeki ünlü marka mağazaların az ötesi işte böyle.

Bazı yerlerde kaldırımlar muntazam görüntüsü veriyor. Ancak her mağazanın önündeki kaldırım farklı olunca işin anlamı ortaya çıkıyor. Herkes kapısının önünü yaptırmış; kimi bordür döşetmiş, kimi beton atmış, kimi başka çeşit bir malzeme kullanmış. Yani esnaf kapısının önünü kendi imkanlarıyla yapmış, Büyükşehir Belediyesinin ilgisizliğinden 8. Caddenin Çankaya tarafında kalan kaldırımları yamalı bohçaya dönmüş. Hal böyle olunca da devlet kapısını yapan olmamış. O yüzden de gördüğünüz olumsuz, Çayyolu’na hiç yakışmayan bu görüntüler ortaya çıkmış.

Geçmişte bu durumu ilçe belediye başkanına ilettik. “Bir el atıver ve burayı hallet..” noktasına geldik. “Olmaz!” dedi ve ekledi; “Burayı yaptığım takdirde Gökçek, ‘Benim yapmam ge-reken yeri sen nasıl yaparsın!’ diye beni mahkemeye verir.”

Yani Gökçek, yapmadıklarıyla bize mesaj mı yolluyor; “Ne kadar ekmek, o kadar köfte!” gibi...