1936 yılında bataklık bir alan üzerinde çalışmaları başlatılan ve o günün şartlarında alt yapısı tamamlanarak 1943 yılının 19 Mayıs'ında, yani 28 Haziran 1938'de çıkarılan yasa ile resmileşen ‘Gençlik ve Spor Bayramı'nda açılan ve adını buradan alan Gençlik Parkı'nın yeni çehresinde Cumhuriyet'in ve On Dokuz Mayıs'ın ruhunu göremezsiniz.
Aynı alan içinde görselliği değişen Gençlik Parkı'yla özdeş olan ve havuz başında nice fotoğraflara konu olan, tunçtan kız heykellerini de göremezsiniz. Eğer merak ederseniz, ancak ‘tükürürüm böyle sanata' anlayışıyla, kuytu bir mekanda idari bina girişinde mahzun halleriyle görebilirsiniz.
Neleri göremezsiniz? Akşam saatlerinde başlayıp cıvıl cıvıl çalışan Fenerbahçe ve Karadeniz restoranlarını, Japon aile gazinosunu, Gar gazinosunu, içeri giremeyip, zuladan müzik dinleyen aileleri, çay bahçelerini, minyatür trenleri göremezsiniz, ama cömertçe hazırlanan yürüme yollarını, yapay mekanları, ışık efektlerini ve beş adım arayla üniformalı güvenlik görevlilerini bolca görürsünüz.
Sanat eseri göremezsiniz. Park ve bulvarları süsleyen heykeller, ülkelerin kültür ve tarihini yansıtırken, Gençlik Parkı'nda her nedense önemle yükselen tek bir heykel göremezsiniz. Pardon, görebilirsiniz. Küçük bir tiyatro salonu önünde kavuklu, kaftanlı ve belinde kaval veya ney olan, kaidedeki kayıtlara göre, 17. yüzyılda yaşamış, asıl adı Buhurizade Mustafa Efendi olan Itri isimli Mevlevi müzik adamının heykelini görebilirsiniz. Bitmedi, birde park dışındaki kabul salonu önünde adeta kaldırım üzerindeki bir kaide üzerinde koltukta oturur şekilde Kazakistan devlet başkanı Nazarbayev'in heykelini görürsünüz. Bunu görünce, Orhan Veli'nin; “Gemliğe girerken denizi göreceksin, sakın şaşırma.” dediği gibi şaşırırsınız.
HEYKEL JESTİ
1950'li yıllarda ‘hayatta olan kimselerin heykeli dikilmez' yasalarını hazırlayan anlayışa ne oldu da bu gün yaşayan birinin heykeli Kazakistan'ın başkenti Almata'da dikilen Atatürk heykeli'ne ‘jest' olarak kaldırıma dikildi, gerçi Ankaralılar buna alıştılar ya... Örnek mi? Sormak gerekir, Çayyolu'nda bir bulvara ‘Şeyh Mucibulrahman Bangda Bungda Bulvarı' adı kime jest olarak verildi?
Nazarbayev Türk Dünyası için önemli bir devlet adamı olabilir. En az onun kadar Türkiye'yi seven Asker Akayev var, Rauf Denktaş var. ‘Bir millet iki devlet' diyen Haydar Aliyev var. Anıtkabir'i ziyaretinde Şeref Defterine ‘Senin Askerin' diyen eski cumhurbaşkanı Elçibey var. Neden onlara jest yapmadınız? Geçiniz efendim geçiniz, siz Atatürk'ün heykelini oralara koymazken kime, niçin jest yapacaksınız? Özbeklerle, Kırgızlar biri birini boğazladığında bin'e yakın insan öldü. Neden geçmiş olsun demediniz?
Uzatmayalım, vefalıysanız ve de jest yapmak istiyorsanız, Gençlik Parkı'na dönemin Vali ve belediye başkanı Nevzat Tandoğan'ın, Ankara'nın simgesi Seymenlerin ve de Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk ile 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını resmileştiren Cevat Abbas'ların heykelini layık olduğu şekilde koyarak birde tarihe jest yapınız.
Aksi halde, onlar gibi bir fani olan hal-i heykeliniz vefalı Ankaralılar tarafından bir gün mutlaka dikilir ve altına, Şair Eşref'in, II.Abdülhamit için yazdığı şu şiir yazılır.
“Vükela kabrine heykeli dikilsin
Yazılsın altına hal-i hayatında yeri münhal idi
Sanmayın bilinmedi sağlığında kadri
Zira o sağlığında da böyle bir heykel idi.”
Tuncer KIRHAN
Hiç yorum yok...