Türkiye, üçüncü kez seçimlerden oylarını artırarak çıkan AKP eliyle değiştiriliyor, dönüştürülüyor. İlk seçimlerden sonra toplumun tepkisi karşısında zaman zaman geri adım atan, ancak boşluğu yakaladığında aynı konuyu ısıtıp gündeme getiren iktidar, artık adımlarını daha güvenle atıyor. Çünkü karşısında hiçbir engel kalmadığı için son derece rahat hareket ediyor.

İlk tepkilerin yer aldığı Cumhuriyet mitingine katılan yığınlar yok artık. Zira Cumhuriyet mitingi tertipçileri darmadağın edildi.

Kimler tertiplemişlerdi bu mitingi ya da kimler destek vermişlerdi desek daha mı uygun olur?

Sivil toplum örgütleri…

ÇYDD ve ADD… Bunlar kitle dernekleri. Tüm yurt sathına yayılmış yüzlerce şubeleri bulunan dernekler.

Cumhuriyet mitingi yapıldığında ADD Genel Başkanı Şener Eruygur’du.

ÇYDD Genel Başkanı ise Türkan Saylan.

Türkan Saylan kanserle verdiği mücadeleden çok, ülkenin ters yöne kayışıyla ilgiliydi. Bitmiş hali bile birilerini öylesine rahatsız ediyordu ki, evini didik didik arıyorlar, sorguya alıyorlardı.

Şener Eruygur, tutuklandı. Tutukluluğu sırasında düştü ve beyin kanaması geçirdi, hafızasını kaybetti… Şimdi tamamiyle etkisiz…

İktidarın önündeki iki engel böylelikle bertaraf edildi.

Adı yurt dışında yolsuzluklara karışan Deniz Feneri’nin yurt içinde yargılanmasına bir türlü başlanılamadı. Üstüne üstlük yardım toplama isteği üç ayda kabul edildi. ÇYDD’nin aynı konudaki isteği altı yıldır gerçekleştirilmediği gibi, işlemden tamamiyle kaldırıldı.

Güneydoğu’dan gelen şehit haberleri bitmek bilmiyor. Başbakan ise Suriye ile hesaplaşma, Arapları bir araya getirip lider olma derdinde.

Cumhuriyeti, daha da önemlisi yurdu koruma ve kollama görevlisi generallerin yarısı Silivride.

Toplumu aydınlatma görevlisi yazarlar çizerler de öyle. Milletvekili seçilmiş olanlar, bir türlü TBMM’de yemin edip görevlerine başlıyamıyorlar.

AKP Anayasa’yı bu görüntüler altında yenilemeye çalışıyor.

İşin garip yanı, bu olumsuzlukları dile getirecek olanlar, karşı çıkması gerekenler, bir araya geleceklerine birbirlerinin kuyusunu kazar haldeler.

Muhalefet deseniz, orası da karmakarışık!

Hani bir şarkı var; “Kapıldım gidiyorum, bahtımın rüzgarına…” diye. Aynen o oynanıyor.

Ve en önemlisi özeleştiri bile yapamıyoruz…