Birinci Perde…
Gıdada kimyasal katkı, “glikoz şekeri” tartışmaları bitmeden sütten de uyarılar gelmeye başlayınca, CHP ve MHP milletvekilleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e yazılı soru önergesi yönelttiler. Eker, 12 Aralık’ta ilginç bir yanıt verdi. Anımsarsınız!
Eker, “Bakanlık denetimlerinde piyasadaki sütlerde karaciğer kanseri, sarılık ve siroza yakalanma tehlikesini arttıran antibiyotik kalıntısına ve aflatoksin M1’e rastlanabilmekte olup bunlarla ilgili gerekli yasal işlem yapılmaktadır” demişti.
Bu açıklama “süt” tüketicilerinde “korku”, üreticilerinde “tepki” yaratınca Eker, 20 Ocak’ta TV kameralarının önünde, tükürdüğü sütü yalarcasına lıkır lıkır içmek zorunda kalıp şöyle eklemişti:
“Bir bardak sütte fırtına koparıldı. Bir cümle çekilip manşete çekildi. Biz ‘bu doğru değil’ dedik. Bizim başlattığımız sistemle tarladan sofraya kadar bütün üretilen bütün gıda maddeleri denetleniyor. Sanayide işlenen süt güvenilir süttür. Ambalajlanan süt, denetleniyor. Birçok aşamadan sonra paketlenip satışa sunuluyor.
Süt çok sağlıklı bir içecek. Her yaştaki insanın tüketmesi gereken bir içecek. Güvenilirdir. Gönül rahatlığıyla anneler, kendileri tüketebilirler. Çocuklarına korkmadan içirebilirler!”
Bir zamanlar, (1986) bu sahne Çernobil nükleer santralındaki yangından sonra Türkiye’de yine yaşanmıştı. Çay tüketicileri “korkunca”, üreticileri de “tepki gösterince” dönemin Sanayi Bakanı Cahit Aral da lıkır lıkır çay içmek zorunda kalmıştı!
Ardından satılamayan “fındıklar” okul çocuklarına beslensinler diye dağıtılmış, stoklar artınca birkaç yıl sonra da devlet eliyle “aganigi naganigi” reklamları ile fındıklar “Viagra” gibi pazarlanmıştı!
İkinci perde!
Hükümet, 2 Mayıs Cuma günü Türkiye’de 7.2 milyon ilkokul öğrencisine “okul sütü akıl küpü” marka (!) ücretsiz süt dağıtımını başlattı.
Dağıtım töreninin odağında Ankara Sincan’da bir ilkokulda Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile birlikte “kanser maddesi antibiyotik kalıntısına ve aflatoksin M1’e rastlanabilmekte” dedikten sonra sütü lıkır lıkır içen “Gıda Bakanı” Eker de vardı. Eker ile birlikte süt ikramı yapan Dinçer, çocukları gaza getirmek için “Bodur olmak istemiyorsanız mutlaka süt içmelisiniz” dedi.
İki bakan törenden sonra makamlarına dönmek üzere henüz yola çıkmışlardı ki Diyarbakır’dan bir telefon geldi. Bu ilimizde de süt içen yüzlerce çocuk hastalanmış, 20 kadar ambulans seferber olmuştu. Diyarbakır’ı Sivas’tan gelen telefonlar izledi… Bu ilimizde 800 kadar çocuk hastanelere kaldırılmıştı. Telefonların ardı kesilmedi, kötü haberlerin gelişi Edirne’ye kadar yayıldı.
***
Daha akşama varmadan 27 ilde süt içen dört bini aşkın öğrencinin hastalandığı, çoğuna serum bağlandığı bildiriliyordu. Hükümet sütü bozuk duruma düşünce bakanlardan açıklamalar art arda gelmeye başladı.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu: “Alerji kaynaklı…” Helal olsun, bakanımız bir saatte gereken tahlilleri yapma becerisini göstermişti…
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer: “Elde ettiğimiz bilgiler bir zehirlenme vakası değil… Sütler, yeni tasarlanan yeni paketlere konuldu. Sorun, sütten değil, süt içme tecrübesi olmayan çocuklardan kaynaklanıyor. İstemeyen çocuğa zorla “süt içirilmesin…” Demek ki suçlu süt tecrübesi olmayan çocuk… Peki, tecrübeli olduğu halde bundan sonra süt içmeyen çocuklar ya bodur kalırlarsa?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: “Üzücü, ancak büyütülecek bir olay değil. Aşırı dozdan kaynaklanıyor…” Mübarek süt değil, sanki eroin…
Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak: “Çoğu psikolojik…” Ben de AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum, ne yazık ki bize sütle psikoloji bağlantısını öğretmemişlerdi…
Sağlık Bakanı Recep Akdağ: “Süt hazımsızlığından, süt şekeri hassasiyetinden doğmuştur…”
***
Ama uzmanlar öyle düşünmüyorlar:
Çocuk Gastroenteroloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Benal Büyükgebiz: “Laktoz hazımsızlığından kaynaklandığını düşünmüyorum. Laktoz sindirimle ilgilidir, kusturmaz. Burada bulantı, karın şişliği ve gurultu var. Besin zehirlenmesinde sorun bunaltı ve kusma ile başlar. Burada glikoza tahammülsüzlük değil, sütün hijyenik kalitesi söz konusu olabilir. Kaldı ki laktoz tahammülsüzlüğü çocuk değil erişkin hastalığıdır.”
Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu: “Aksi kanıtlanıncaya kadar sütün neden olduğu bir barsak enfeksiyonudur. Laktoz hazımsızlığı ince bağırsak sindiriminde yetersizlik özellikle ergenlerde olur, çocuklarda değil…”
***
Çarşamba günü, süt haberlerinin gelişi çeşitli yörelerden ve kaynaklardan geç saatlere kadar sürdü. Perşembe sabahı uyandığımda her zamanki gibi “Kaliteli müziğin” radyosundan “tekrarın radyosuna” dönüşen TRT-3’ü açtım. Tek satır süt haberi yoktu. Ne vardı: Başbakan’ın “talimatı” ile Bakanlar Kurulu’nda “tiyatronun özelleştirme çalışmasına başlandığı” bildiriliyordu. TRT-3’de “sütün trajedisi” değil “Tayyip’in komedisi” sahneleniyordu.
Bu satırlar yazılırken, bazı illerde süt dağıtımının durduğu bildiriliyor, bazı illerdeki okullardan da benzeri hastalık haberlerin geliyordu…
Özgen ACAR
Cumhuriyet
Hiç yorum yok...