DAHA önce de defalarca dile getirdim ama duruma aldırış eden olmuyor.
Bu umursamazlık yüzünden de peş peşe kazalar geliyor ve maddi hasar bir kenara insanlar yok yere canından oluyor. İnanın, şu sıralar birçok kişi gibi yetkililer hakkında hiç iyi düşünmüyorum. Hatta bazen Cumhuriyet Savcısına şikâyet etmek bile aklıma geliyor.
Bilmeyenler için bir kez daha hatırlatayım, Hürriyet Gazetesi’nin bulunduğu bina Eskişehir yolu üzerinde. Günün her saati yoğun bir araç trafiği var ve zaman zaman yan yana dört şerit bile akış için yetmiyor. Üstelik otobana dönüşmüş bu yolda sürücü ve yayalar için ciddi tuzaklar da var. Tıpkı, Konya yolu, Havalimanı yolu gibi...
Bu tuzaklardan en önemlisi ise orta refüjde bulunan bitkilerin sulanması esnasında uygulanan teknikten kaynaklanıyor. Kentin birçok cadde ve bulvarında bu alanların sulaması tehlikeyi bir kat daha arttırıyor. Otomatik sulamaya geçen fıskiyeler çim, ağaç ve çiçekleri sulaması gerekirken, yolları da ıslatıyor. Tankerlerle yapılan sulama ise daha da beter. Suyun asfalt üstündeki tozla birleşmesiyle yerler cila gibi kaygan hale geliyor. Güneşli ve kuru havada bu durumu fark etmeyen sürücüler de direksiyon hâkimiyetini kaybediyorlar. İnanın bu kaymalar yüzünden üst üste kazalar oluyor. Hele ki akşamları, yerdeki ıslaklığı fark etmeyen sürücüler tam anlamıyla can pazarının içine düşüyor. Kenarlara konan “Kaygan yol” levhaları ise hiçbir işe yaramıyor.
Sözün özüne gelecek olursak, belediye yetkilileri bu sulama işini asfaltı ıslatmadan yapamaz mı? Dünyanın birçok ülkesini gördüm ve asfaltı sular altında bırakan bir sisteme hiç rastlamadım. Acaba bizim ülkemizde uygulanması çok mu zor?
30 Ağustos 2009 Hürriyet/ANKARA
Hiç yorum yok...