İstanbul’a su sağlayan barajların doluluk oranı yüzde 41.79’a kadar düşerken Türkiye genelinde de kuraklık tehlikesi baş gösterdi. Kentteki yağışlar da son 50 yıllık ortalamanın altında gerçekleşti. İTÜ öğretim üyesi, meteoroloji uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, şu an genel olarak Türkiye’de tarımsal kuraklığın çok ciddi boyutlara ulaştığını vurgulayarak “Beklenen yağışlar düşmezse 2014’te içme suyu kuraklığı baş gösterir” uyarısında bulundu.
İstanbul’un Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz aylarında aldığı yağışın 50 yıllık ortamalama 360 milimetre. 2010 yılında 609 milimetre ile zirve yapan yağış miktarı, 2011’de 280 milimetreye düştü. 2102’de 417.5 milimetreye kadar çıkan yağış ortalaması bu yıl 305 milimetre gerçekleşerek son 50 yılın ortalamasının altına indi. 2012 yılında barajlara yağışlara gelen su miktarı 880 milyon metreküp iken 2013’te 458 milyon metreküpe düştü. Bu düşüş nedeniyle Melen ve Yeşilçay regülatöründen geçen yıl alınan 157 milyon metreküplük su miktarı bu yıl 202 milyon metreküpe çıktı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Marmara Bölgesi’nde ilkbahar mevsimi yağış ortalamasında da düşüş yaşandı. Geçen yıl ortalama 216 milimetre olarak gerçekleşen yağışlar yüzde 42 azalarak 126 milimetreye düştü.
Yaz sıcak geçti
İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, Türkiye’nin bütün bölgelerinde kuraklık yaşandığına dikkat çekti. Marmara’ya Mayıs ayından bu yana doğru düzgün yağış düşmediğini söyleyen Şen “Yaz ayları da yağışsız geçti. Olması gereken kümülatif yağışlar düşmedi. Sıcaklıklar da normallerin üzerindeydi. Sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerine çıkınca yağış da azalıyor. Bu yıl sıcaklık hiç mevsim normallerinin altına düşmedi” dedi.
Kar yağmazsa...
Şen, ocak ve şubattaki kar yağışlarının büyük önem taşıdığını vurgulayarak beklenen kar yağışları da gerçekleşmezse buğday üretiminde sorunlar yaşanacağını dile getirdi. Prof. Dr. Orhan Şen, “Kuraklıkla aşırı yağışlar birbirinin kardeşidir. Şiddetli yağışlar olduğunda ‘eyvah kuraklık geliyor’ diye korkmamız gerek” diye konuştu.
Kuraklık periyodları kısaldı
Yaşanan kuraklığın, ani yağışların, hortumların küresel iklim değişikliğinin etkileri olduğunu belirten Prof. Şen Türkiye’de 10-12 yılda bir yaşanan kuraklık periyodlarının 5-6 yıla düştüğünü söyledi. 2006-2007 yıllarında hem içme suyunda hem tarımsal açıdan kuraklık yaşandığını, 2008’de normale dönüldüğünü anımsatan Şen şimdi tekrar kuraklık periyoduna girildiğini belirtti. Prof. Şen, küresel iklim değişikliğine karşı Türkiye’de hiç bir önlem alınmadığını da vurguladı. BM’ye her yıl sunulması gereken sera gazı envanteri bildirimini Türkiye’nin ilk kez 2006 yılında yaptığını aktaran Şen, ikinci bildirimin ise 2013’e yapıldığını söyledi. Şen, “İkinci bildirime kadar 7 yıl geçti. Bildirinin üzerine de ‘2, 3, 4, 5’ ibaresi konuldu. Yani hepsini birden verdik. Verdiğimiz bildirim de eksik ve yetersiz çünkü masa başında yapılıyor” diye konuştu.
Özlem Güvemli
Cumhuriyet
Hiç yorum yok...