Çarşamba günkü Hürriyet, manşetinde şöyle sesleniyordu:
- 60 iyi senatör aranıyor.
Tipik bir “olmayacak dua”!
Senato’nun kabul ettiği yasayı onaylamayan 60’tan fazla senatör var. Ama bunların toplanıp Anayasa Konseyi’ne başvurmalarını beklemek hayal. Çünkü bağlı oldukları partilerin yönetimleri oy nedenleriyle bu yasadan yana tavır koymuş durumda.
Durum böyle olunca senatörlerin “iyi”likleri mahkemeye başvurmalarını değil, başvurmamalarını amir.
Ama amaç Anayasa Komisyonu’na başvurmak ise onun başka yolu da var. Çıkar, muhtemelen Türk asıllı, yürekli bir kişi, mahkûmiyeti göze alır, inkâr eder soykırımı; sevk edilir mahkemeye, yasanın anayasaya aykırılığı iddiası ile Konsey’e, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılığı iddiasıyla da AİHM’ye başvurur.
Daha önce, İsviçre’de benzeri oldu, yiğit Doğu Perinçek fırladı meydane.
60 “iyi” (kime göre iyi) senatör hayal. Bunun gerçekçisi şöyle olmalıydı:
- Bir Perinçek aranıyor.
Ama ne yazık ki o da olmayacak dua. Çünkü Doğu Perinçek, Silivri’de hapiste. Tutukluluk süreleri değişse bile, savunmalarında söylediklerinde suç unsuru bulunduğundan 16.5 yıla mahkûm.
1915 olaylarıyla ilgili kitap yazmış Perinçek Jr., yani Mehmet Perinçek de içeride.
Kısacası, boşuna bir Perinçek de aramayın!
Zor bulursunuz!
***
Başlangıçta, “Askeri vesayeti tasfiye ediyoruz. Ergenekon terör örgütü” falan bahaneleriyle Perinçekler’in içeride olmalarını açıklamak bir ölçüde mümkündü. Ama ya sonrakiler?
Ya Soner Yalçın, ya Nedim Şener, ya Ahmet Şık, ya hapisteki 99 gazetecinin tümü?
Onları nasıl açıklayacaksınız?
Nasıl açıklayacaksınız, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin esbabı mucibesini?
Hele hele Hrant Dink davasından sonra!..
Nasıl açıklayacaksınız, Hrant Dink cinayetinin azmettirenlerinin hangi oyunlarla bulunamadığını kitaplaştıran Nedim Şener’in hapiste olmasını? Bırakın bir yana 1915’te imparatorluğun doğusundaki Ermenilerin durumunu açıklamayı; 2007 Ocak’ında, Türkiye Cumhuriyeti’nin metropolü İstanbul’un göbeğinde, Pangaltı’nın ortasında vurulan Ermeni asıllı Türk gazetecisi Hrant Dink cinayetinin azmettirenlerinin neden ve nasıl karanlıkta kaldığını, bunların bir kısmının iktidar tarafından ödüllendirilerek nasıl milletvekili yapıldığını, terfi ettirildiğini açıklayabiliyor musunuz?
Bugün yarın Fransa’ya gitsem, biri Hrant Dink cinayetinde devletin ve yargının tutumunu sorsa, verecek cevap bulamayacağım.
Allah rızası için, bana cevap konusunda yardım edecek kimse var mı?
***
Bundan otuz küsur yıl önce, Ermeni soykırımı konusu gündeme geldiğinde, değerli gazeteci, yazar, aydın İbrahim Çamlı, yaptığımız söyleşide Türkiye’nin içinde bulunduğu demokrasi ayıplı durumu şöyle dile getirmişti:
- Türkiye bir imaj erozyonu içindedir, davayı kazanmak için bunu düzeltmelidir.
Gerçekten de Türkiye, daha önce olduğu gibi o gün de bir imaj erozyonu içindeydi.
Türkiye bugün de korkunç bir imaj erozyonu içindedir.
Özel yetkili ağır ceza mahkemeleriyle...
Akıl almaz uzunlukta tutukluluk süreleriyle...
Keyfi tutuklama kararlarıyla...
İçerideki 99 gazetecisiyle...
Yayımlanmadan yazarı tutuklanan, kendi yasaklanan kitaplarıyla...
Kitap yazmaktan terör örgütüne üyelikle suçlanan tutuklu sanıklarıyla...
Kamu vicdanını lime lime etmiş olan Hrant Dink davasıyla...
Parasız eğitim istediği için 19 ay tutuklu kalan gençleriyle...
Kadınlara karşı işlenen töre cinayetleri ve kadının konumuyla...
Korkunç imaj erozyonu içindedir Türkiye.
Bu imaj erozyonuyla ne bir Perinçek bulursunuz ne de derdinizi anlatacak bir yol!
Ali Sirmen
Cumhuriyet
Hiç yorum yok...