Belediyelerde ve bazı kamu kurumlarında; açık kapatma, kişi borçlarını ödeme, usulsüz harcama yapma, alınmayacak bir alımı gerçekleştirme, lojmanlara eşya ve elektronik aletler (TV, Müzik seti,vs) alımı, akaryakıt (Benzin, Mazot,Fuel Oil, Gaz); nasıl  bir kilitli kapı maymuncukla açılırsa, tam bir maymuncuk görevi görür. Özetle yapılmayacak her hususu bir anda çözer. Diyeceksiniz ki, bu iş böyle neden yakalayıp, yasal işlemleri yapamıyorsun? Çünkü bu harcamayla ya binanın yakıtını, ya arabanın benzin ve mazotunu fazla gösterirler. Bazen aylıksa toplamını şişirirler, parça parça ise onu da fazlalaştırırlar. Denetmen ne yaparsa yapsın, alım fişleriyle faturalar kuruşu kuruşuna tutar. Ayrıca arabaların km saatleri kasti olarak bozulur. Bunun en doğru askeri araçlarda yapıldığına inanırım, araçların görev emirleri vardır, çıkış ve dönüş belgesi, çıkış ve dönüş kilometresi yazılıdır. Ama bu uygulamayı belediyelerde ve kamu kurumlarında göremezsiniz. Daima olmama sebebini size sunarlar. Hiç bir işlem yapamazsınız. Aracın şoförüne yönelseniz aynı aracı birden fazla kişi kullanıyordur. Suçluyu tespit edemezsiniz. Tam bir çete soygunudur. Balık baştan kuyruğa kadar kokuşmuştur. Çaresiz akaryakıt harcama evrakını sağdan alıp, sola koyacaksınız. Yolsuzluğu tespit edemediğinizden bu çeteyi de aklamış olursunuz.

Peki bu olayın önlenmesi için, Maliye Bakanlığı bu güne kadar ne yapmıştır? Bir önlem girişiminde bulunmuş mudur? Hiç sanmıyorum. Gelir toplamaya fikslendiklerinden, daha önlemlere sıra gelmemiştir. Sonra Merkez Kamu Kurumları, üst düzey yöneticileri ve Mahalli İdareler, Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatlarının yapılmaması gerekli ve mevzuatın icazet vermediği harcamalar. Yukarıda belirttiğim giderleri yapacaklar. Bunlar aslında biliniyor. Ancak ödeneği veren memnun, ödeneği harcayan memnun, bu yolsuzluklar kar topu gibi büyüyerek gider...

Şimdi Mahalli İdarelerin harcama evraklarını Sayıştay denetliyor. Acaba akaryakıt giderlerini hakkıyla denetleyebiliyor mu? Buna olumlu cevap verebileceklerini olası görmüyorum. Yukarıda açıkladığım nedenlerle ciddi bir denetime baştan izin vermemektedir. Hatta bir tüyo daha vereyim. Ülkemizde güçlü bir belediye düşünün o belediye yönetimini ele geçirip, söz konusu finansman kanalları ile de bir siyasi parti kurup, ülke çapında örgütlenip hatta iktidar sahibi olabilmeleri mümkündür... Bu durumda Bakanlık Teftiş Kurulları,Sayıştay Başkanlığı ve benzeri iç ve dış denetim organları, Yerel ve Merkezi Yargı organları,Üst yargı organlarının alacağı kararlarla bu boşluğun giderilmesini istemekten başka bir çare göremiyorum...

Nejad KUMBASAR
İçişleri Bakanlığı E.Başkontrolörü