İkinci ergenekon davasının tutuklu sanıkları gazeteci Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan, ''Tutuklu yargılanmamızın başlıca nedeni, kaçma ve delilleri karartma olasılığıdır. Biz, kovsalar bu ülkeden gitmeyiz. Hakkımızdaki delillerin de iki yıldır çoktan toplanmış olduğunu düşünüyoruz. Bu durumda neden tutukluyuz?" açıklamasını yaptı.

Tutuklu sanıklar Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan, ''kamuoyuna açık mektup'' başlığı altında yazılı bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
 
Kamuoyuna açık mektup
8 Mart 2010 pazartesi günü meslektaşlarımıza 16 Mart 2010 Salı günü siyasi parti yöneticilerine düşüncelerimizi çağrılarımızı duyurduk, ilettik.

Bugün de kamuoyuna seslenmek istiyoruz.

Ülkemizin içinde dışında üzerinde birleşilen düşüncelerinden biri di şudur: Ergenekon davası kamuoyunu böldü!

Bunun somut örneği sık sık yayınlanan anketlerdir. Bu anketlerde insanlarımızın Ergenekon davasına inanıp inanmadığı sorulmaktadır. Salt bu durum bile davanın kamuoyu kadında ne kadar hukuktan uzuk olduğunu göstermektedir.

Anketle hukuk aranmaz.

Herkesin her kesimin bölündüğü, derin şüphelein doğduğu bu ortamda çözüm, adil, hızlı ve tutuksuz yargılamadır.

Ancak bunun yerine kamuoyu katında bir başka “yargılama” öne çıkmıştır.Dava kapsamındaki herkesi halkın gözünde suçlu gösterme ve halk katında mahkum etme hedefine dönük bu özel yargılamanın ters teptiğini görüyoruz.

Bizim toplumun sağduyusuna olan inancımız tamdır.
 
Bu bağlamda şunları paylaşmak istiyoruz:
1- Yargılanmakta olan bizim gazeteciliğimiz ve düşüncelerimizdir. Tutklu yargılama, düşüncelerimize vurulan pranga haline dönüşmüştür.
 
2- Yargılamanın tutuklu sürmesi, mesleğimizi sürdürmemizi, düşüncelerimizi, bilgilerimizi toplumla paylaşmamızı engellemektedir. Bu fiili sansürdür.
 
3- Tutuklu yargılanmamızın başlıca nedeni, kaçma ve delilleri karartma olasılığıdır. Biz, kovsalar bu ülkeden gitmeyiz. Hakkımızdaki delillerin de iki yıldır çoktan toplanmış olduğunu düşünüyoruz. Bu durumda neden tutukluyuz?
 
4- Duruşmaların Cuma günkü bölümlerinde sanıklar ve avukatlar, durumlarını, davaya ilişkin düşüncelerini mahkeme heyetine anlatmaktadır. Toplumun duyarlı kesimlerini ve temsilcilerini cuma günleri duruşmaları izlemeye, sürece tanıklık etmeye davet ediyoruz.
 
5- Özgürlüğümüze kavuştuğumuzda gideceğimiz adresi şimdiden açıklıyoruz; ailelerimize ve sorumluluklarımıza teslim olacağız.
Toplum katında yalnız olmadığımız inancıyla adil, hızlı ve tutuksuz yargılanma isteğimizi bir kez daha paylaşıyoruz.

Saygılarımızla

Tuncay Özkan
Mustafa Balbay

Bir Yurtsevere Mektup
Sevgili kardeşim Balbay, haftalar sonra duruşma salonunda seni ve Tuncay’ı görüp konuşmak bana ne kadar iyi geldi anlatamam.. Aramızda derin bir boşluk ve jandarmalar vardı ama olsun; dimdik duruşunuzu görmek, sesinizi, üstüne senin esprilerini ve kahkahanı duymak yetti kardeşim… Bu yazıyı bitirip Turgut Özakman’ın “Dersimiz Atatürk” filminin gösterimine gideceğim. Can Dündar’ın “Mustafa”sından sonra bu film herkese iyi bir ders olacak gibi görünüyor!.. Turgut Hocamla telefonda kulaklarını çınlattık.. Biliyorum, gittiğimde yüzlerce insan bana yine seni soracak, selam ve sevgi gönderecek.. Orada koltuğun bile hazır olacak, çünkü yürekler bir olacak..

Seni ve tüm yurtseverleri, “güneşli günlerin yakın olduğunu” bilen bir yurtseverin tüm gücü, sıcaklığı ve kararlılığı ile kucaklıyorum..

Ümit Zileli
Cumhuriyet