Tutuklu ailelerine ve avukatlarına haber verilmeden yapılan bu değişikliğin hukukla izah edilemeyeceğini söyleyen Ülgen, şunları anlattı: “Bir öç almanın, bir rövanş almanın aşamaları gibi bir davranış sergilenmektedir. Kötüsü neyin rövanşını kimden aldıklarını bulmakta zorluk çekmekteyiz. Müvekkiliz Tuncay Özkan’ın, Levent Bektaş’ın, Mustafa Levent Göktaş’ın ve Kamuoyunun yakından tanıdığı Mutsafa Balbay’ın da bulunduğu Bir çok tutuklu çok zor ve insan onuru ile bağdaşmayan koşullarda yaşam uğraşı vermek zorunda bırakılmışlardır. Bu konuya tüm demokratik kitle örgütlerinin, değerli basınımızın ve de Baroların özen göstermesini diliyorum. Bu hoyrat ve hotbehot durumun hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığını bir kez daha vurgulamak istiyorum.”
Aynı koğuşta kalan Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın tek kişilik hücre gibi odalarda tutulduğu haberini aldıklarını söyleyerek, “Bu uygulama tecrittir. Toplu yaşam hakkından soyutlamaktır. Balbay ile Tuncay Özkan burada yazgı birliği yapmış ve birlikte birbirlerine destek vererek yaşam uğraşı vermeyi, sıkıntıları birlikte göğüslemeyi seçmişlerdir. Bu yeni uygulama ile onların bu birlikteliği engellenmiş oldu. Dayanma güçleri, yaşama tutunma destekleri kırılmış oldu” dedi.
Cezaevinden saat 21.30’da zorla çıkarıldıklarını belirten Tuncay Özkan ise TBMM’ye gönderdiği dilekçede şunları söyledi: “Mustafa Balbay ile Adalet Bakanlığı’nın siyasi emri denilerek zor kullanma tehdidiyle F ve B bloklardaki hücrelere konulduk. Can güvenliğimiz artık yoktur. Zor kullanılarak yapılan bu işlemle ilgili olarak İstanbul Barosu Başkanlığı’na da başvuru yaptım. Benim ve Mustafa Balbay'ın siyasi hedef haline getirilip can güvenliğimizin yok edildiğini kamuoyuyla paylaşıyor, herkesi ve kurumları göreve davet ediyorum.”
Hiç yorum yok...