CHP İzmir Milletvekili ve Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay’ın mesajını gündem dışı söz alan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba kürsüden okuyacak. Balbay, “TBMM’nin 24. döneminin vücut bulmasını sağlayan 12 Haziran seçimlerinin yıldönümü nedeniyle Silivri’den söz almış bulunuyorum” diye başladığı mesajında milletvekili arkadaşlarına şöyle sesleniyor:
Ülkemizin zaman zaman içinden geçtiği olağanüstü dönemlerden birini daha yaşıyoruz. Şu anda oturduğunuz koltuklarda 8 eksik var. Bir yıldır o koltuklar boş. Bir okulda, sınıftaki öğrencilerden birkaçı sürekli gelmiyorsa, onlarla geçmişte sorun yaşamış arkadaşları bile telaşlanır, nedenini öğrenmeye çalışır. Hele onların okula gelmesini sağlamak için kendilerinin yapabileceği bir şey varsa, bir an bile durmazlar.
Ülke yönetiminin kalbi olan parlamentonun eksikliklerini gidermek sizin sorumluluğunuz değilse, kimindir? Sizden hiçbir kişisel talepte bulunmuyorum, sadece elinizi oylama düğmesine koyup bu sorunun yanıtını vermenizi diliyorum. Oylamada çıkacak sonuç kabulümdür.
Sayın Başbakan, Sayın Milletvekilleri,
Yüce meclisin kendisine iş edindiği konulardan birinin Türkiye’nin yakın geçmişisindeki bütün karanlık noktaları araştırmak olduğunu görüyorum. Geçmişteki hukuksuzluklar, faili meşhur karanlık olaylar elbette araştırılmalı. Ancak bugünü de unutmamanızı dilerim.
Silivri’de görülmekte olan davalarla ilgili hepinizin kafasında belli bir yargı var.
Gerçek şudur; diye başlayıp zamanınızı almayacağım. Silivri davalarının ne kadar süreceğini sizin çalışmalarınızdan bir benzetmeyle anlatacağım. Düşünün ki; 50 maddelik bir yasayı görüşüyorsunuz. Her maddeyi oyladığınızda iki yen imadde daha ekleniyor. Böyle bir görüşmeyi ne zaman tamamlarsınız? İşte Silivri davaları bu mantıkla devam ediyor.
Üst üste yığılan iddianamelerin içeriği ise, insanların düşüncelerinin , mesleklerinin, sosyal yaşamlarının suç sayıldığı bir hukuksuzluklar zincirinden ibaret.
Bu tabloya bakıp “hukuk işliyor” diyebilir misiniz?
Sık sık meclis gündemine gelen yakın tarihimizdeki siyasi davalardan hangisi için “hukukiydi” diyebiliyorsunuz?
Dün Yassıda varsa, bugün Silivri var.
Dün sıkıyönetim mahkemeleri varsa, bugün özel yetkili mahkemeler var.
Seçimler demokrasinin en önemli unsurudur. Ancak bir seçimin gerçekte demokratik olabilmesi için halkın iradesinin eksiksiz parlamentoya yansıması gerekir.
Bugün dünyanın her ülkesinde seçim vardır, ama her ülkede demokrasi yoktur.
Demokrasinin kalitesi iktidar partisinin aldığı oy oranıyla ölçülmez. Bugün de en çok tartıştığımız Suriye’de Devlet Başkanı Esad’ı o koltukta tutan gücün halktan aldığı oy oranının yüzde 90’ın üzerinde olduğunu anımsatmak isterim. Mısır’ın devrik başkanı Hüsnü Mübarek üst üste 5 seçimden yine yüzde 90’lık seçim başarısıyla çıkmıştı.
Demokrasilerde bir siyasetçi kendisi gibi düşününlerin verdiği destek kadar değil, kendisi gibi düşünmeyenlerin duyduğu saygı kadar büyüktür. Bu yapıdaki siyasetçilerle Meclis’in ortak paydalarının artacağına ve iç barışın sağlamlaşacağına inanıyorum.
Ben, partim CHP’nin İzmir 2. bölgede aday göstermesiyle her iki seçmenden birinin oyunu alarak milletvekili seçildim. Yargı onayladı. Sizler de onaylayıp özlük haklarımı verdiniz. Ancak gelinen noktada beni demir parmaklıkların arkasında bırakan mevcut durumu kabullenerek siz bana şunu söylüyorsunuz:
Hiçbir faaliyete katılmadan maaşını al!
Bu benim ahlaken kabul edebileceğim bir durum değil. Silivri’de beni en çok meşgul eden konulardan biri bu.
Siyaset bir takım oyunuysa siz bana “Sen ilk 11’in içinde sahadasın ama, topa dokunman yasak” diyorsunuz.
Ben Atatürk’ün kurtuluş savaşını yönettiği, adım adım modern Türkiye’nin temellerini attığı bu Meclis’te halkı temsil etme görevini yerine getirmek istiyorum.
Özgürlükte yeri geldikçe dile getirdiğim, yazdığım “en kötü Meclis bile kapalı bir Meclis’ten iyidir” sözünü huzurunuzda bir kez daha vurguluyor, daha güzel bir Türkiye için Meclis zemininde her şeyi özgürce konuşacağımız günlerin özlemiyle hepinize saygılar sunuyorum. (Cumhuriyet)
Hiç yorum yok...