Toplu açılışlar yapmak için Şanlıurfa’ya giden Sn. Başbakan, törende yaptığı konuşmada, “Kürt kardeşimin sorunu var da Arap kardeşimin sorunu yok mu? Çerkez, Boşnak, Gürcü kardeşimin sorunu yok mu? Bizi birbirimize bağlayan en güzel bağ İslam'dır, ondan daha güzel kardeşlik olabilir mi? Bunu birileri kıskandı, varsın onlar kıskansın, biz yine sevmeye devam edeceğiz. Biz silahlar değil, siyaset konuşsun diyoruz.” Demiş.

İslamcı “dünya görüşünün” temelidir bu yaklaşım.

Milliyetin, ırkın ne olursa olsun, İslam’san gerisi boştur.

İnsanları birbirine bağlayan yeğane bağ İslam’dır.

Sn. Başbakan’ın İslam’ı referans alan bu konuşması, artık bir klasik haline gelmiş olan, “bu ülke insanının yüzde doksan dokuzu müslümandır” söyleminin penceresinden bakıldığında isabetli ve bir konuşma gibi görünse de, gerçekte böyle değildir.

Laik ve üniter bir devlette, ülke insanının çoğunluğu hangi dine mensup olursa olsun, gerçek ve tek bağ,“yurttaşlık” bağıdır.

Yurttaşsanız, hangi dinden olursanız olun, “din ve vicdan özgürlüğünüz” anayasayla ve yasalarıyla güvence altına alınmıştır.

Orada önemli olan dini mensubiyet değil, yurttaş olmaktır!

Ve öne çıkarılması gereken değer de bu olmalıdır.

Ötesi, din üzerinden siyaset yapmak olur ki, bunun da, toplumun belli bir kesimince duyulmakta olan, laik cumhuriyetin geleceğine ilişkin endişeleri daha da arttırması kuvvetle muhtemeldir.

                                                 ***

Sn. Başbakan, yine Şanlıurfa’da kalabalığa hitap ederken, "Sizden bir ricam var. Herhalde elektriği kaçak kullanmayacağız değil mi? Çünkü siz haramı helali çok iyi bilirsiniz. Ben inanıyorum ki, Viranşehirli kardeşimin gırtlağından haram geçmez"demiş.

Burada da referans, yine dini inançlar ve dini inançlardan kaynaklanan yasaklamadır.

Halk, kaçak elektrik kullanmaktan haram yemiş olmak korkusuyla vazgeçirilmeye çalışılmaktadır.

Tezat’a bakın ki, Şanlıurfa zaten İslam’ın en yoğun yaşandığı illerin başında gelmektedir.
Demek ki, bu yetmemektedir. 

Evet, Şanlıurfa kaçak elektriğin en fazla kullanıldığı illerden biridir, ancak bunun önlenmesinin yolu haramı hatırlatmak mı olmalıdır?.

Bu ülkenin yasaları vardır!

O yasalara göre, kaçak elektrik kullanmak ciddi bir suçtur

Yurttaşlık bağıyla bu ülkede yaşayan herkes yasalara uymak, zorunda olduğu gibi aksi davranışlardan sorumludur.

Elektriği kaçak kullanan varsa, devlette gereğini yapmalıdır.
Bunu yapmak yerine, deyim yerindeyse, “işin Allah’a havale edilmesi” ne kadar doğrudur?

Kaçak elektrik kullanmak haramsa, bu kullanımdan kaynaklanan parasal yükün, yasalara uyan, yükümlülüklerinieksiksiz yerine getiren elektrik abonelerinin faturalarına yansıtılması ne kadar helaldir?

Bunun bu dünyada yanıtı var mıdır?

Mustafa T. Turhan