Çayyolu, Yunus Market kavşağında trafik lambaları yanıbaşında boş bir bira şişesiyim, bana ne anlatırsanız anlatın ben bir şişeyim beni satın alan da sizlerin içinde yaşayan ve hızlı araba kullanan genç bir arkadaştı. Önce beni her yere mantar gibi açılan Büfelerin birisinden arabasıyla yoldan geçmekte olan genç bir arkadaş depozito ücretimi de ödeyerek satın aldı. Daha sonra içti içti, söylenenlere aldırış bile etmedi, alkollü araba kullanmanın cezası şu kadar dendi ama boşveeeer dedi aracıyla hem gezdi, hem içti etrafta bir tek trafik polisi bile yoktu. İçti içti ve tükettiği beni, boş şişeyi de herkese ibret olsun diye trafik lambalarının yanıbaşına bıraktı. Yaptıkları bakın ben içerim de, sürerim de bana kimse karışamaz der gibiydi, ama her nasılsa bu genç arkadaş kaza yapmadan evine doğru yola çıktı.

Ya kaza yapsaydı ve masum, sadece yoldan karşıya geçmekte olan bir yayanın hayatına son verseydi ne olurdu hiç düşündünüz mü? Ben Boş bir Şişe olarak düşündüm                "TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRMEK" suçundan şu anda hapishanedeydi ailesi üzgün ağlıyor olacaktı. Ama ya ölen masumun ailesi ne olacaktı?

Yani trafik kurallarını hiçe saymak ve yaşamlara alkol yüzünden son vermek çok acı. İşte Çayyolunda sadece birkaç km.lik yolda bile insanlar alkollü araçlarını istediği gibi kullanabiliyor ve nasılsa kontrol falan da yok diye kırmızı ışıkta içtiği bira şişsesini kaldırıma göz göre göre koyabilmektedir. Bu yaptıklarının tamamı suç ve devlet göremiyorsa da bu da ayrı bir suçtur.

 Mehmet Gürer/cayyolum.com