4 Eylül, ulus olarak tam bağımsızlık, ulus ve yurt bütünlüğü ve kalkınma kararlılığımızın ve bunların ancak ulusal egemenlik ilkesine dayalı Cumhuriyet düzeninde sağlanabileceğinin yurt ve dünyaya ilan edildiği Sivas Kongresi'nin 93. yıldönümüdür.
Tüm ulusumuza kutlu olsun.
4 Eylül’de Sivas’ta
• “Yabancıların, ne türden olursa olsun, içişlerimiz...
e karışmasına karşı çıkılacaktır.
• “Hiçbir gruba siyasal egemenliğimizi ve toplumsal dengemizi bozacak ayrıcalıklar tanınmayacaktır.”
denilerek sömürgeci devletlerin ve işbirlikçilerinin saldırılarına meydan okunmuştur.
• Özgür ve bağımsız yaşamak isteyen bir ulusun bunu ancak gerçek demokrasi düzeniyle sağlayabileceğini ilan eden,
• yabancı sömürgeci devletlerle işbirliği içindeki Osmanlı Saltanat hükümetine Ulusal Başkaldırının meşruluğunu kabul ettiren,
• yabancıların güdümüne sığınma gibi onursuz ve yenilmeci tutumu bir daha dile gelmeyecek biçimde reddeden
Sivas Kongresi, bütün ulusça bu nitelikleriyle (boş kahramanlık söylevleriyle değil!), başta Sivas olmak üzere tüm yurtta en görkemli bir biçimde kutlamamız gereken bir ulusal gündür.
• Bunun da ötesinde,
a) uluslararası ilişkilerde güçlünün haklı sayıldığı, açgözlü bir sömürü, çekememezlik ve kin ortamının süregittiği,
b) milyarı aşkın müslüman kitlelerin, Atatürk’ün belirttiği gibi, “şunun ya da bunun tutsaklık ve aşağılayıcılık zincirleri altında tutulduğu
dünyamızda, gerçek barışın ulusların karşılıklı haklarına saygı ile sağlanabileceğini ilan etmesi yönüyle Sivas Kongresi, uluslararası çapta törenlerle ve bilimsel, eğitsel, sanatsal, şölenlerle, ekonomi ve teknoloji fuarları, spor karşılaşmalarıyla … kutlanması gereken bir gündür.
Büyük Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın bu evrensel değerine dikkatleri çekmek üzere
"Anadolu, bu savunmasıyla yalnız kendi yaşamına ilişkin görevini yerine getirmiyor, belki Doğu'ya yöneltilmiş saldırılara bir engel çekiyor. Yeryüzünden ezen ve ezilen sözcükleri kalkıp insanlık kendisine yaraşan bir toplumsal duruma eriştiğinde, Türk ulusu bu amaç yolundaki önceliği ile gerçekten övünebilecektir."
diyordu.
Nitekim Sevr’in baş mimarı, Anadolu ve Trakya’yı Türk yurdu olmaktan çıkarma kastının uygulayıcısı İngiltere’nin Kıralı VIII. Edward, yine bir 4 Eylül’de, 1936 yılı 4 Eylül’ünde, İstanbul'da Atatürk'ü ziyarete geldi!
Atatürk’ün Türkiyesi, bu yıl dönümlerini böyle değerlendiriyordu!!!
(19 Mayısları, 30 Ağustosları, 23 Nisan ve 29 Ekimleri unutturmaya çalışıp, İngiltere kraliçesi’ni İngiliz harp gemisinde, ortaçağcıl Arap kırallarını otellerinde ziyarete giden devlet adamları, Atatürk’ten hiç ders almamayı nasıl başarabildiler?!?)
Yeryüzündeki milyarı aşkın müslüman kitlelerinin, bugün de eşbaşkanlığını Atatürk karşıtlarının yaptığı BOP gibi projelerle, Fas’tan İndonezya’ya değin, Atatürk’ün belirttiği gibi “ulusal nitelikte bir çağdaş eğitimden yoksun bırakılarak şunun ya da bunun tutsaklık ve aşağılayıcılık zincirleri altında, bu zincirleri kıracak insanlık niteliğinden yoksun” kalıp ezildiği, kendi içlerinde birbirleriyle boğuşturulduğu şu ortamda, Sivas Kongresi’nin uygar insanlık için taşıdığı bu ulu anlamına uygun biçimde kutlanması gereği, apaçık ortaya çıkmaktadır.
Bu konuda, kuruluşu Sivas Kongresi’ne dayanan Cumhuriyet Halk Partisi’ne birinci sırada ödev düşmektedir.
Sivas Kongresi'nin Kuvva-yı Milliye ruhuyla karar altına aldığı ve Ulusal And'da simgelenen, Atatürk devrimleriyle de uygulamaya konulan aşağıdaki ulusal hedeflere sonsuza değin bağlı kalmak ve bu uğurda tüm gücümüzle çalışmak, ulusal onur gereğidir:
a) Ulusal sınırlar içindeki bütün yurt parçaları bir bütündür, birbirinden ayrılamaz.
b) Yabancıların, ne türden olursa olsun, içişlerimize karışmasına karşı çıkılacaktır.
c) Hiçbir gruba siyasal egemenliğimizi ve toplumsal dengemizi bozacak ayrıcalıklar tanınmayacaktır.
d) Her devlet gibi bizim de gelişme olanakları bulmamızda tam bağımsızlığa ve tam özgürlüğe sahip olmamız, yaşamımızın ve varlığımızı sürdürebilmemizin temelidir.
e) Bunları sağlayabilmek için ulusal güçler etken ve ulusal istenç egemen kılınacaktır.
Sivas Kongre’sinin 93. Yıldönümünde, insanlık tarihinin en yüce 3-5 kişiliğinden birisi olan büyük önder Atatürk’ü ve kendisiyle el-, gönül- ve ülkü-birliği içinde ulus ve yurdumuzun kurtuluşu için çalışan tüm yol arkadaşlarını en derin saygılarla, bağlılık duygularıyla anıyoruz.
Prof. Dr. Özer Ozankaya (Toplumbilimci)
Hiç yorum yok...