Çayyolu nasıl daha iyi olabilir, diye aramızda tartışıyoruz. Sonuçta bu konuda sizlerin de görüşlerini almaya karar verdik. Ancak ondan önce bizim bazı saptamalarımız var. Bunlara kısaca değinmek istiyoruz.
Ankara'nın gelişim aksı üzerinde bulunan Çayyolu bölgesi, nüfusu süratle artan, yeni yapıların oluşturduğu planlı bir alan. Bir yanı üniversite kampüsleri, diğer yanı askeri birliklerle kentten kopmuş bir görünüm arz ediyor...
İki yıl önce bir takım olumsuzlukların geliştiğini gözlemleyip bölgemizde kurulu dernekleri bir araya getirerek Çayyolu Platform’unu oluşturduk ve bu olumsuzluklara zaman zaman müdahaleci olduk. Kiminde başarılı olduk, kiminde başarısız... Ama geldiğimiz nokta çok ilginçti, her geçen gün artan nüfusu ve hızlı yapılaşmasıyla Çayyolu yerinden yönetilmeli noktasına geldik.
Web sitemizde aylardır bir anket yayınlanıyor. Ankette “Sizce Çayyolu ilçe olmalı mı?” sorusuna alınan yanıtlar şöyle; "Çayyolu ilçe olsun" şeklinde oy kullananların sayısı 1470, oy oranı %93. Hayır diyenlerin sayısı ise 88 ve oy oranları da %5,5. %1'lik kısmı ise "fikrim yok" yanıtı vermiştir...
Bu anket sonuçlarına göre Çayyolu'nda oturan halk ilçe olmak istiyor. Bir orta Anadolu kenti büyüklüğüne ulaşmış bölge 250 bini aşan nüfusuyla bunu da hak ediyor. Üstelik bölge her yıl on bine yakın göç alıyor. Bölgede üç mahalle kuruluyor. Toplam mahalle sayısı -mahalle olan köyler bir yana- ona ulaşıyor.
Bu noktada Çayyolu niçin ilçe olmalı konusu iyi değerlendirilmeli, iyi tartışılmalı, sağlıklı sonuca ulaşılmalıdır...
Ünlü 8. Caddemiz, Çayyolu'nu ikiye bölüyor. Ümitköy girişinde sol taraf Çankaya Belediyesi'nin, sağ taraf ise Yenimahalle Belediyesi'nin sınırları içinde kalıyor. Bölge topraklarının yaklaşık %80'i Yenimahalle, %20'si Çankaya Belediyesi yönetiminde.
Çankaya tarafında kalanlar biraz daha şanslı. Tek vasıtayla Kızılay'a gidip işlerini Yenimahalle'ye göre daha rahat yürütebiliyorlar.
Yenimahalle'ye gidip iş takip edebilmek için iki vasıta değiştirmek gerekiyor. Dönebilmek için de öyle... Hepimizin unutkanlıkları var, bir evrakın eksik olması o işin o gün kalması anlamına geliyor. Belediyede, kaymakamlıkta aynı sorunlar yaşanıp gidiyor...
Bu yıl emlak vergileri katlandı, asfalt katılım payları bölge sakinlerini şaşırttı. Haklı oldukları halde bazı mükellefler katılım paylarına itiraz bile edemediler. Tebliğ edilen paralar, belediyelere ödendi. Çünkü itiraz edilmeye kalkışıldığında yapılacak masraf ve harcanacak zamanın bedeli, ödenecek parayı aşıyordu.
Çayyolu halkı katılımcı demokrasiden yanadır. O nedenle bölgesi ile ilgili alınan kararlara katılmak, söz sahibi olmak istemektedir. Ancak, Çayyolu'ndan dört vasıta değiştirerek bağlı olduğumuz ilçeye gidip gelerek orada siyaset yapmanın zorluğu ortadadır.. Bazı siyasi partilerimiz bunu görerek bölgemizde temsilcilik açma yoluna gitmişlerdir. Ancak bu da yeterli olmamaktadır. Bu noktada da katılımcılıktan söz edilemez inancını taşıyoruz.
Önceki dönemde Yenimahalle Belediyesi tarafından katılımcılık sağlamak adına muhtarlardan, sivil toplum örgütleri, okul aile birlikleri ve mahalle temsilcilerinden semt birimi danışma kurulu oluşturulmuş, bölgenin istek, dilek ve şikayetleri burada tartışılır olmuştu. Danışma Kurulu'nda alınan kararların %95'i uygulanmıştı. Ancak yeni yönetimden taleplerimize karşın böyle bir paylaşıma gidilmedi.
Bağlı olduğumuz Yenimahalle'nin sosyal yapısı ile Çayyolu'nun sosyal yapısı arasında derin uçurumlar bulunmakta, her iki yörede yaşayanların farklı ihtiyaçları bulunmaktadır. Örneğin bölgemizde kahvehane yoktur. Ancak kültür merkezi kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Yenimahalle'de yaşayanlar için lüks sayılacak bazı ihtiyaçlar burada normal ihtiyaç statüsündedir. O nedenle de gerekli ihtiyaç listeleri öne çıkarıldığında öncelik sırası doğal olarak diğer semtlere kaymakta, bu da bölgenin ihmal edilmesine, kültür yapısında çöküntüye yol açmaktadır.
Yenimahalle Belediyesi'nin fiziki haritası iki parçalıdır. Bir parça Yenimahalle ve Batıkent, bir parça da Çayyolu'dur. Arada Etimesgut ve Çankaya belediyelerine bağlı araziler bulunmaktadır. Haritaya bakıldığında dahi bu farklılık, ayrışmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Dünyanın başka bir yerinde böyle ikiye bölünmüş bir ilçe olmadığı inancını taşımaktayız...
Bütün bu anlattıklarımızdan Belediyelerin çalışmalarını eleştirdiğimiz anlamı çıkarılmasın. Ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar 20 - 25 km uzaklıkta yeni kurulan ve her geçen gün yoğunluğu artan bir yöreye hizmet üretmek, hizmetin kalitesini sürdürmek gerçekten son derece zordur.
Bölgede yaşayan, halkla aynı zorlukları çeken politikacılar da Çayyolu'nun ilçe olmasından yana tavırlıdırlar. Çayyolu'nun ilçe olabilmesi için bugüne kadar TBMM'ye üye göndermiş siyasi partilerin tamamı yasa önergesi verdiler ve inanıyoruz tüm siyasi partiler bu işin peşindeler.
Çayyolu batı standartlarında kurulmuş, bu standartlar paralelinde hizmet alması gereken bir yerleşimdir. Bunun hakkını sayın Başbakanımız da vermiş, geçtiğimiz günlerde başbakanın Çayyolu'na olan hayranlığı gazete manşetlerine konu olmuştur. Bu çağdaş yapının korunması için yerinden yönetim kaçınılmaz hale gelmiştir.
Çayyolu Platformu'nun iki yıllık seyir defterinden çıkardığımız sonuç, bölgenin ilçe olması noktasına bağlanmıştır. Avrupa Birliği'ne katılmaya hazırlanan ülkemizde çağdaşlığı yakalamak, Çayyolu benzeri yerleşimlerin yerinden yönetimini sağlamaktan geçmektedir. Aksi halde, aksamalar giderek artarak bölgenin gecekondulaşması önlenemeyecektir.
Bu arada sizlere sayısal bazı veriler sunmak istiyorum.
Bölgemizde 25 dernek, 14 banka, 45 eczane, 20 okul, 10 büyük iş merkezi, 48 dersane, 90 emlakçı, 92 lokanta bulunmakta, itfaiye teşkilatı var, ayrıca Türkiye’nin en modern ve büyük tiyatrosuna sahibiz.
Tekrar hepinize bu toplantıya katıldığınız için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
Hiç yorum yok...