Bölgede yayın yapan ve belediye yönetimine yakınlığıyla bilinen bir internet sitesinde, yerel örgütlerin, yaklaşan yerel seçimlerde belediye başkanlığına aday olacaklara göre oluşması gerektiği gibi, tamamen demokrasiye aykırı bir savla, seçimle göreve gelmiş olan Yenimahalle İlçe Başkanı Sayın Şerafetdin TERZİ’nin istifa etmesi gerekeceği yönünde kamuoyunu yanıltıcı yayınlar yapılması üzerine, 17-18 Temmuzda yapılacak olan CHP Kurultayı öncesinde yayınladığımız “17-18 Temmuz’un önemi” başlıklı yazımızda, “Şerafetdin Terzi bir yana, daha dün Ankara İl Başkanı “Tarık Şengül, niçin Yenimahalle Belediyesi’ni suçlayarak görevinden istifa etmiştir?” diye sorulmuştu.

Bu sorunun sorulmasındaki amaç, kamuoyunun olayları hatırlamasına ve nedenlerini sorgulamasına uygun bir ortamın  yaratılmasıydı.

Çünkü çabuk unutan ve sorgulamayan toplumların ileriye dönük sağlıklı hareket etmesinin mümkün olmayacağı açık bir gerçekti.

Belediyeye yakın olan site, bu yazımız üzerine, nedense konuyu üzerine alınıp, yanıt vermeyi görev addetmiş ve çarpıtmalarına devam ederek, Ankara önceki il başkanı Sayın Tarık Şengül’ün istifası sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin,  bir CHP Genel Başkan Yardımcısının konuya dair düzenlediği rapordan söz ederek, “yalan haberler” yaptığımız iddiasında bulunmuştur.

Bu iddiayı ortaya atarken, CHP önceki Ankara İl Başkanı Tarık Şengül’ün istifasına kadar giden sürece damgasını vuran, Çayyolu’nda Yenimahalle Belediyesi’nin de onayıyla gerçekleştirilen, imar planı değişikliğiyle yoğunluk artırılarak, rant yaratılması konusunda, CHP Genel Başkan Yardımcısı tarafından düzenlenen raporu kendilerine dayanak göstermiş, bu raporda yer alan, “İncelememiz boyunca, yaratılan bu rant karşılığında bir haksız kazancın sağlandığına ilişkin somut bir bilgi – belgeye ulaşılamamıştır.” Şeklindeki ifadeleri de bir “aklanma  vesikası” varsayarak, Yenimahalle Belediyesi ilgililerinin temize çıktığının göstergesi olarak kabul ettirme gayreti içine girmiştir.

Yapılan plan değişikliğiyle rant yaratıldığını, “İncelememiz boyunca, yaratılan bu rant karşılığında bir haksız kazancın sağlandığına ilişkin somut bir bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır.” demek suretiyle kabul etmekle birlikte, bu rant karşılığında bir haksız kazancın sağlandığına dair somut bir bilgiye ulaşılamadığını belirtmektedir.

Yani bir rant yaratılmıştır ama, bunu karşılığında kim veya kimler menfaat temin etmiştir bu tespit edilememiştir denilmektedir.

Raporda, “Elinde bilgi ve belge bulunanları, Cumhuriyet Savcılıklarına başvurmaya davet ediyoruz. Konunun kamuoyunda geniş bir tartışma alanı bulduğu düşünüldüğünde, savcıların re’ sen harekete geçmesi önünde de hiçbir engel bulunmamaktadır.” denilerek, işin bu boyutu, yargı mercilerinin önüne bırakılmaktadır.

Değiştirilen 1/5000’lik plan, birilerine rant sağlandığının açık belgesi değil midir? Bir kalemde yoğunluk artırılarak, inşaatı neredeyse tamamlanmış 180 küsur konutun yerine, 800 küsur yeni konut yapılmasına izin verilmesi birilerine rant sağlamanın “daniskası” değil midir?

Bu izine ilişkin kararlardan daha iyi belge olur mu?

Her şeyden önce, eski İl Başkanının, üst düzey bir parti yöneticisinin tavassutu ile görüştüğü bir iş adamının, plan değişikliğine karşı çıkmaması karşılığında partiye bağışlamak için kendisine rüşvet teklif ettiği iddiasının doğru olup, olmadığı üzerinde durulmalıdır.

Hal böyle olunca da gerçekleri göz ardı edip, söz konusu rapora atıfta bulunularak, birilerinin aklandığının ileri sürülmesi suretiyle, bu konuda yazılanları “yalan haber” olarak nitelemek, kamuoyunu yanılmak ve “yalan haber” yapmanın ta kendisi olacaktır.

Kaldı ki, “17-18 Temmuz’a giderken” başlıklı yazımız bir haber değil yorumdur ve bir yoruma ilk kez “gazeteci” olduğunu iddia eden bir internet sitesi “yazar”ı tarafından “yalan haber” damgası vurulabilmektedir.

Çayyolu’nda yayın yapan bir internet sitesinin görevi, önceliği, haber ve yorumları, Çayyolu dokusunun korunmasına yönelik olması gerekir. Bölge dokusunun bozulmasına yol açan, bu konuda karar alan kişilerin, kurumların arkasında durmak, destek çıkmak, dümen suyuna girmenin ne şekilde isimlendirileceğini siz sayın okurlarımıza bırakıyoruz…