Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun, kendisine “hoş geldin” diyen Mustafa Balbay’a çok duygusal bir yanıt verdi.
İşte “Mustafa’ya Mektup...” başlıklı o yanıt:
“Benim için hapishaneden yazdığın “Hoş geldin” yazısını okuyunca, ancak böyle yanıt verebiliyorum.
Bana senin yanındaki odayı verdiler, üçüncü katta... Sabahları gazeteye geldiğimde gözüm hep o kapıya takılıyor...
Bu mevsim Ankara güzeldir bilirsin...
Binamızın olduğu sokağa sabahları yapraklardan sarı-kahverengi desenli bir halı seriliyor... Evlerin bahçelerindeki güller henüz canlı, kuş sesleri eksik olmuyor...
Şu ağaçlar biraz size benziyorlar; yaprakları dökülüyor, renkleri solgun, dallar yalnızlaşmış...
Ama dimdikler...
Geçen mevsimlerde de varlardı ağaçlar, gelecek mevsimde de olacaklar...
Cumhuriyetin ilk yıllarında ekmişler ağaçların çoğunu. Buralar Cumhuriyetin ilk filiz verdiği Çankaya sırtları... O günden bu yana ağaçlar köklerini saldılar bu topraklara. Ve karakış gelip geçip de bahar geldiğinde yine tomurcuklar yapraklara dönüşecek, dallar biraz daha büyüyecek, ağaç yine yeşerecek, göreceksin...
*
Bana “Hoş geldin” diyen yazını on binlerce okurumuz ile birlikte okuduk...
Sağ ol...
Seni, Tuncay Özkan’ı, Mehmet Haberal hocamızı çok yakından tanıdığım için, öbür tutukluların da -en azından çoğunun- ne kadar haksız yere orada olduklarını biliyorum. Keşke seninle ikimiz üniversitelerde gençlere “Demokrasiden ve hukuktan başka yol yok” diye öğüt verdiğimizde, savcılarınız birer öğrenci olarak orada olsalardı...
*
İlhan Ağabey’in o gece bize söylediği doğruymuş; Cumhuriyet Babıâli’de bir ada...
Sokakta, çarşıda, markette Cumhuriyet’i okuyanlar ile karşılaşıp, dolu dolu gözlerine baktığımda, ayaküstü söyleşip boyunlarına sarılarak ayrıldığımızda... Arkalarından “Ya siz olmasaydınız...” diye şükrettiğimde, bunu daha iyi anlıyorum...
*
Bilgisayarımın tıkırtısı durduğunda seslerine kulak veriyorum, ikimizin penceresinin baktığı ağaçlarda kumrular var.
Sonbahar günleri...
Sadece yapraklar ağaçları terk etti...
Ağaçlar dimdik ayaktalar...”
Hiç yorum yok...