Bir çağdaşlaşma öyküsü olan Atatürk Orman Çiftliği, Ulu Önder Atatürk tarafından parası bizzat ödenmek kaydıyla 5 Mayıs 1925 yılında kurulmuş. Arazi Atatürk’e gösterildiğinde aynen şunları söylemiş; "Yeşili görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur. Burasını öyle ağaçlandırınız ki kör bir insan dahi yeşillikler arsında olduğunu fark etsin"

Çünkü o civar adeta bir bataklık durumundaymış. Atatürk çiftlik çalışmalarını bizzat yönetmiş, sekiz yıl sonra Gazi Çiftliği ürünleri Ankara İstanbul’da kurulan mağazalarda satışa sunulmuş. 1929-1930 yıllarında dünyada patlak veren büyük ekonomik krize, iklimde görülen kuraklığa rağmen; ziraat, koyunculuk, inekçilik, atçılık, tavukçuluk, sütçülük, peynircilik, yoğurtçuluk, fidanlıklar ve ağaçlar, meyvecilik, bağcılık, şarapçılık, arıcılık, ziraat aletleri yapan fabrikası, stajyerlik, ticaret işleri başlıklı 17 iş kolu kurarak uluslararası çapta örnek gösterilen bir iktisadi kuruluş haline getirliş. Atatürk Orman Çiftliğinde tarım ve sanayi üretiminin yanı sıra ilk sekiz yıl içinde dört buçuk milyon fidan dikilerek büyük bir ağaçlandırma seferberliği gerçekleştirilmiş.

Aradan geçen yıllar içinde neler olmuş? AOÇ kamu kurum ve kuruluşları tarafından tam anlamı ile işgale uğramış. Orman Bakanlığı, Devlet Mezarlığı, Orduevi ve diğer bilumum kamu kurum ve kuruluşları tarafından parsel parsel iç edilmiş. AOÇ’den spor kulüplerine mekanlar çıkarmışız. Kimi yerlerinin mezarlık, kimi yerlerinin otel ve içkili lokantaların olduğu, köfte ve kokoreç pazarlanan, büfelerin doluştuğu,  yeşil dokunun boyuna beton karşısında yenik düştüğü bir mekan haline dönüşmüş.

Özel kanunla korunan Atatürk Orman çiftliğine, Atatürk’ün bu emanetine sahip çıkamamışız!