Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, Gül'ün, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yüksek Danışma Kurulu üyeliklerine Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç, Prof. Dr. Ayşe Ayata ve Prof. Dr. Necati Polat'ı, Yönetim Kurulu Üyeliklerine ise Prof. Dr. Mümtazer Türköne ve Prof. Dr. İskender Pala'yı seçtiği bildirildi.
Yeni atanan üyeler kimdir
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na atadığı akademik kökenli isimler kamuoyunun yabancısı değil. Örneğin Prof. Dr. Ayşe Ayata, kamuoyu gündemine ilk kez 1974 yılında “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla gelmişti.
ODTÜ’lü Prof. Dr. Necati Polat ve Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne ise, Atatürk’e “Bu adam” deyip hakaret ettiği için 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Atilla Yayla’ya destek için açılan imza kampanyasına katılmışlardı, şimdi ise AKDTYK’yı yönetecekler.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün AKDTYK’ya atadığı isimler ve kısa biyografileri şöyle:
Yüksek Danışma Kurulu Üyelikleri
Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç
Ankara Üniversitesi tarih bölümünden mezun olduktan sonra Şikago Üniversitesi’nde Yakın Doğu Dil ve Uygarlıkları alanında doktora yaptı. ODTÜ ve Fatih Üniversitesi felsefe bölümlerinde öğretim üyeliği görevlerinde bulundu. Risale-i Nur’da İlim Kavramı da dahil olmak üzere çok sayıda yayın ve kitabı bulunuyor. Açıkgenç Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nde Said Nursi maddesini de yazdı.
Prof. Dr. Ayşe Ayata
“Ayşe Tatile Çıksın” parolasında kastedilen kişi olduğu dışında Türk kamuoyunun gündemine nadiren geldi. Ayata ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. Kıbrıs Barış Harekatı’nda dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in kızı olan Ayşe Ayata, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nde ders verdi. Ayata gazetecilerin parola konusundaki sorularına “Bugüne kadar hiç konuşmadım, konuşmayacağım” karşılığını veriyor.
Prof. Dr. Necati Polat
ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi. Uluslararası hukuk, sosyal bilimler felsefesi ve siyaset teorisi konularında uzman. Alman Vakıflarından Prof.Dr. İhsan Dağı ile birlikte 1999 yılında “Demokrasi ve İnsan Hakları El Kitabı” adlı kitabı çıktı. Necati Polat, Atatürk’e “Bu adam” diye sözettiği için mahkeme tarafından cezaya çarptırılan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Atilla Yayla’ya destek için açılan kampanyaya imzasıyla destek verdi.
AKDTYK Yönetim Kurulu Üyelikleri
Prof. Dr. Mümtazer Türköne
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Öğretim Üyesi. Kamuoyunda sansasyon yaratan birçok görüş ve olayın kahramanı oldu. Türköne de Atatürk’e “Bu adam” dediği için cezaya çarptırılan Atilla Yayla’ya destek vermek için açılan imza kampanyasına katıldı. Aynı zamanda bir gazetede köşeyazarı olan Türköne, “Türklük ve Kürtlük” kitabında Osmanlı'nın isyanları bastırmak için ele başıları affedip, paşalık rütbesi vererek maaşa bağladığını anımsatmış ve "Osmanlı gibi büyük düşünülmesini öneriyorum. Yani Apo'ya paşa rütbesi verilebilir. Osmanlı mantığıyla yaklaşırsanız, Bodrum Türkbükü'ne gönderilmesini öneriyorum" sözleriyle büyük tartışma yaratmıştı.
Eski Başbakan Tansu Çiller’in söylediği “vatan için kurşun yiyen de sıkan da şereflidir” sözünün kendisine ait olduğu iddialarını Türköne Akşam gazetesine yaptığı bir açıklamada şöyle yanıtlamıştı: "12 Eylül sonrası Türkiye'de ideolojik kutuplaşmalar çöktü. Bu nedenle, MHP çizgisinde kırılma veya değişme değil, 12 Eylül'den sonra Türkiye'de her şey değişti, biz değişmedik. Tansu Hanım'la ilgili bana atfen söylenen bu söz benim değil. Kimin yazdığını söyleyemem ama liderlerin söylediği sözler -başkaları yazsa da- onlarındır. Abdullah Çatlı ile 12 Eylül öncesi aynı ülkü ocakları genel merkezinde çalıştık. Çatlı'nın Susurluk kazasında ölümü üzerine benim kendisi ile yakınlığım bilindiği için bu söz bana atfedildi. Ama ben yazmadım."
Mümtaz'er Türköne ile 16 yıl evli kalan, üç çocuk annesi sosyolog Doç. Dr. Mualla Kavuncu, eski eşinin "biraz şiddet eğilimli" olduğu, "birkaç kez dayak yediği" iddialarını gündemine getirmişti.
Prof. Dr. İskender Pala
Divan Edebiyatı’na olan tutkusuyla bilinen Zaman Gazetesi yazarı Prof. Dr. İskender Pala, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni 1979 yılında bitirdikten sonra askerî okullarda açılan öğretmen kontenjanına başvurdu. Sınavları geçip teğmen olarak göreve başladı ancak ordu içinde beklediği çalışma ortamı bulamamaktan yakındı. Meslekte ilk aylarındayken askerî hayatın kendine göre olmadığını fark edip istifa etmeyi düşündü ancak, mecburi hizmetinin dolmasına birkaç ay kala "irticacı" olduğu gerekçesiyle YAŞ kararıyla ordudan atıldı.
Orduda karşılaştığı tutumun eşinin başının kapalı olmasından kaynaklandığını iddia eden Prof. Dr. Pala özellikle genç kuşakların Divan Edebiyatı’na ilgi duymasını sağlayan son dönemlerde yazdığı başarılı roman ve kitaplarla tanınıyor. Prof. Dr. Pala’nın Deniz Harb Okulu öğrencilerine sürekli Divan Edebiyatı’ndan aşk şiirleri okurken bir komutanın itirazda bulunduğu ve “Hocam burası harp okulu, burada aşk-meşk şiirleri yerine savaş, kahramanlık şiirleri okutulması daha uygun düşmez mi” dediği iddiaları da gündeme gelmişti.
Cumhuriyet
Hiç yorum yok...