Haberler


Atatürk Her Gün Biraz Daha Güncel
  • Yorumlar: 0
  • 13 Nisan 2010 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 1942
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Atatürk Her Gün Biraz Daha Güncel

0 0

Mart ayı için planladığım “Anadolu” kitaplarının tümü bitmedi ama yine de nisan programını bozmadım. Türkçe ve dil bilimi üzerine kitapları sıraya koydum.

Kızım 20 kadar kitabın arasına Turgut Özakman’ın kaleme aldığı “Dersimiz Atatürk” filminin kitabını da koyup içine şunu yazmış:

“Lütfen önce bu kitabı oku…”

Bir gecede bitirdim. Filmini de kafamda canlandırmaya çalıştım.

Özakman’ın Diriliş – Çanakkale 1915, Şu Çılgın Türkler, Cumhuriyet – Türk Mucizesi üçlemesinin beyaz perdeye yansıması…

2008’de Can Dündar’ın “Mustafa”sının ardından 2010’da Zülfü Livaneli’nin “Veda”sı ile birlikta Atatürk üzerine art arda üç film gösterime girdi. Filmlerin içeriği, amacı, hedefi ayrı konu, salt bu durum bile Atatürk’ün 21. yüzyılda da en az 20. yüzyıl kadar güncel olduğunu gösteriyor.

Bu saptama benim sık işlediğim konulardan biriydi. Şu başlıkla işlerdim:

Atatürk yıllar geçtikçe güncelleşiyor.

Çağdaş, en etkin sanat dallarından ve topluma en yaygın ulaşma yollarından biri olan sinemada, Atatürk’ün yerini alması çok gecikmiş olmasına karşın güzel bir görüntü.

Bu filmlerin ardından belki bundan sonra Atatürk’ün tüm yaşamını değil salt belli bir dilimini ele alan yapımlar göreceğiz. Örneğin sadece 8-10 Eylül 1922’yi ele alan bir film… Ya da 28-29 Ekim 1923’ü anlatan bir yapım…

Belki de Dersimiz Atatürk filminde rol alan o çocukların içinden yepyeni hayaller çıkacak.

Batı, İkinci Dünya Savaşı ile ilgili iki bini aşkın film çekti… Mısır’ın firavunlar dönemiyle ilgili onlarca kitap yazıldı, film çekildi, ama firavunların o savaşlarında rakipleri olan Anadolulu Hititler aynı karşılığı görmedi.

Ezop’tan Kibele’ye, Homeros’tan Mevlana’ya Batı’nın da, Doğu’nun da tanış olduğu Anadolu kökenli nice hazineler var. Bu hazineler sinema sanatı ile tanışsa değeri hem katlanır hem de yaygınlaşır…

Atatürk, Anadolu’ya bütün bu zenginliklerin derinliğinde bakmış ve şöyle demişti:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.”

Dersimiz Atatürk’te, okumaya, kitaba ayrı bir yer verilmiş. Bu, benim de sevdiğim, hep dile getirmeye çalıştığım bir Atatürk gerçeği.

Anıtkabir Derneği bir çalışma yaptı. Atatürk’ün okuduğu, saptanabilen kitapları listeledi. Sayısı 3997. Sayfalarında Atatürk’ün notlarının, işaretlerinin de yer aldığı bu kitapların 2151’i Anıtkabir’de, 1745’i Çankaya Köşkü’nde, 102’si İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, 3’ü Samsun Gazi İl Halk Kütüphanesi’nde. Atatürk’ün özellikle Sofya ataşeliği sırasında çok kitap okuduğu biliniyor, onlara ulaşılamamış.

Anıtkabir Derneği, Atatürk’ün okuduğu kitapların, altını çizdiği bölümleri bir araya getirdi. Her biri 500 sayfadan 24 ciltlik bir set oluştu.

Anıtkabir’e gidenler satış bölümünde bu setten edinebilirler. Heyecan Yaşlanmaz kitabımda bu konuyu şu başlıkla işlemiştim:

Atatürk hayatta en çok, okudu!

Ya bugünkü Türkiye?

Geçenlerde Zülfü Livaneli bir yazısında okuma fakirliğinden söz ediyordu. Turgut Özakman’ın bir derdi varsa o da gençlerin okumaması.

Okuma deyince ilk meydan okumanın, ardından canına okumanın, sonra bildiğini okumanın, derken hariçten gazel okumanın, eh biraz da gazete-kitap okumanın akla geldiği bir ülke olduk.

Sinemadan çıkıp konuyu dağıttık, ara sokaklara daldık. Silivri’de can dostum, öğretmenim, zenginliğim kitaplar. Kimi koca bir çınar gibi, kimi orman, kimi doyumsuz meyve bahçesi… Her kitap insanı yazıldığı yere, zamana, kişilere götürüyor. Erdal Atabek’in, Öztin Akgüç’ün direnme ve özgürlük üzerine yazılarını bir kitap gibi okuduğumu söylemeden geçemeyeceğim.

İnsan okudukça özgürleşir…

Mustafa Balbay  
Cumhuriyet - 13 Nisan 2010  

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.