“Atatürk’ün Ankara’ya gelişi…”
Bu küçük cümlenin Atatürk karşıtı yobazların ruhlarında ne denli travma yarattığını bilemezsiniz…
Çünkü her şey o “geliş” ile başlıyor…
Tarikatların, medreselerin, şıhların, mollaların, dergâhların hâkimiyeti… Din adı altında bir ulusun iliklerine kadar emilerek sömürülmesi… Yobazların ilkel kara düzeni…
Tümü o “geliş” ile gidiyor…
Onun için “gelişi” hiçbir zaman hoş karşılamadılar…
Kızdılar “geliş”e…
Ellerinden gelse her sene o gün, tam tersi için törenler-kutlamalar-şenlikler yapacaklar: “Atatürk’ün Ankara’dan gidişi…”
Bu yüzden “Trafik tıkanıyor” bahanesiyle (ki İzmir’in bütçesi kadar alt-üst geçitlere para harcanan Ankara trafiğinin halini bir görseniz) dünkü “geliş” kutlamalarındaki koşuya güzergâh vermediler.
Ve geleneksel koşu iptal edildi.
Oysa ben o güzergâhın her gün iki kez yolcusuyum. AKP Genel Merkezi de o güzergâhtadır… Zırt pırt trafik durdurulur, yollar kesilir, ara çıkışlar engellenir, ambulanslar, hastalar, okul çocukları bekletilir…
Camdan başını uzatanlar sorar:
“Niye tıkandık?..”
“Geliş…”
“Kim?..”
“Tayyip Erdoğan, partiye geliyor…”
Atatürk’ün “geliş”ini sevmiyorlar…
Çünkü “gelişin” ruhu dahi gözükse, biliyorlar ki bu kendileri için “gidiş” anlamına gelir…
“Geliş” onlar açısından kötü haber…
Zaten 8 yıldan beri sinsi sinsi yaptıkları şey Atatürk’ün “gidişi”ni sağlamak değilse ne?..
Tam bunu başardıklarını sandıkları anda, demek ki o rüyalarına giren haberi alıyorlardır:
“Atatürk’ün temsili gelişi…”
O zaman kızıyorlardır “geliş”e…
Tüyleri diken diken oluyordur…
“Atatürk gelmemiş gibi” olsun istiyorlardır…
İşte; şimdi de “Atatürk’ün temsili gelişine” güzergâh vermediler… Olsun…
“Geliş”ten bu kadar korkmaları dahi “gidiş”in teminatıdır…
Bekir Coşkun
Cumhuriyet
28 Aralık 2010
Hiç yorum yok...