Başkentte ataması yapılmayan öğretmenlerin büyük çoğunluğu dershanecilik yaparken bir kısmı da kendileriyle hiç alakası olmayan işlerle uğraşmak zorunda kalıyor.
Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu Ankara Temsilcisi Hasan Basri Ekici, başkentteki eylemlerine 200 kişinin katıldığını belirterek, “Ankara’da ataması yapılmayan öğretmenler ya dershanecilik ya da ücretli öğretmenlik yapıyor. Toplamda 2 binden fazla ücretli öğretmen var” dedi.
Ücretli öğretmenlerin haftada 30 saat derse girmeleri durumunda 750 TL alıdıklarını söyleyen Ekici, “30 saat derse giren az oluyor. Ücretli öğretmene ders de sorumluluk da çok verilmiyor” diye konuştu. Ekici, ücretli öğretmenlik sistemi ile devletin kendi koyduğu yasaları da çiğnediğini belirterek “Ücretli öğretmenler güvencesiz çalıştırılıyor. Ben 3,5 yıl ücreli çalıştım. Sigortam yalnızca 400 güne yakın yattı” dedi.
Ücretli öğretmenlerin özellikle Tuzluçayır ve Altındağ’da yoğunlaştığını belirten Ekinci, şöyle konuştu:
“Arkadaşlarımız, kadrolu öğretmenlerin hareketlerinden de şikayetçiler. Bir statü farkı oluşmuş durumda. Herkes ilişkilerini ona göre düzenliyor. Bu insanlar daha çok çalışmasına karşın daha düşük ücretler alıyorlar. Bu aslında yağmurdan kaçarken doluya tutulmak oldu. Dışarda işsiz öğretmen çokluğu nedeniyle koşullar çok ağır. Dershaneler fırsatı çok iyi değerlendiriyor. Ortak hareket ediyorlarmış gibi bir hisse kapılıyorum.”
İklim ÖNGEL
Cumhuriyet - ANKARA
‘Kızgın ve öfkeliyim...’
Ataması yapılmayan öğretmenlerden Mehtap Özüdoğru uzun yıllar dershanecilik yaptıktan sonra, sosyal güvencesi olmadığı gerekçesiyle dershaneciliğe son verdiğini belirtti. Özüdoğru, “Dershanecilikte denetim sıfır. 9 ay para alınıyor, 3 ay alınamıyor. Tüm bu nedenlerden dershaneciliğe son verdim. Bir süredir işsizim. Ailemin desteğiyle yaşıyorum. Ataması yapılmayan tüm arkadaşlarım adına kızgın ve öfkeliyim ama öğretmenliğe dair hevesim bitmedi. İşimi yapmak istiyorum” dedi.
‘Küçük düşürülmüş hissediyorum’
Özel bir şirkette müşteri hizmetlerinde çalışan Özgür Şener, işsizlerin Ankara sokaklarında savrulduğunu söyledi. Şener, “Denizi olan yerde gidip balık tutulur ama Ankara kasfetli bir yer, hüzün yaratıyor” dedi. Başkentin memur ve çalışanların şehri olduğunu dile getiren Şener, “Sabahları herkes işine gidiyor, onları görünce işsiz olmak çok daha zor geliyor. Meslek sahibiyken işsiz olduğunda ise kendini küçük düşürülmüş hissediyorsun. Ben atamam yapılmadığı için çok alakasız bir iş yapmak zorunda kaldım” diye konuştu.
Ayda 400 liraya öğretmenlik
Tüm enerjisini KPSS’ye yoğunlaştırdığını söyleyen Derya Boğa, bir dönem ücretli öğretmenlik yaptığını belirterek, aylık 400 TL eline geçtiğini anlattı. Boğa, “Bu parayla Ankara’da geçinmek mümkün değil. Büyük bir şehirde yaşıyorsanız evden çıkarken dahi paranız olması şart” dedi. Atamalarının yapılmadığını ancak ne olursa olsun bir iş yapmak zorunda olduklarını söyleyen Boğa, “Kızılay’daki tüm kitapçılara tek tek gidip eleman ihtiyaçlarının olup olmadığını sordum, bu bir öğretmen için çok zor bir durum. Zamanım iş bulma sitelerinde geçiyor. Bizlerin işe çok ihtiyacı var. Bazı insanların öğretmenlere verdiği değer hâlâ eskisi gibi. Bize iş vermekten utananlarla dahi karşılaştım” diye konuştu.
‘Kadro benim hakkım’
Mezun olduğu 2006 yılından beri dersanecilik yaptığını söyleyen fen bilgisi öğretmeni Derya Düzleyen, atanma ihtimali bulunan öğretmenlere fazla ders verilmediğini dile getirerek, “Öğretlemenlerin çoğu ataması yapılmadığı için dershaneciliğe yöneliyor. Kazanılan para çok da çok az” dedi. Ücretli öğretmenlik yapmayı reddettiğini anlatan Düzleyen, “Öğretmenlik ve kadro benim hakkım. Bu yüzden bir okulda ücretli çalışmadım” diye konuştu.
Hiç yorum yok...