Yakın tarihin müzesi ARASTA
Nisan ayında açıldı ARASTA. Gidip gezdim. Gerçekten son derecede farklı bir müze evdi. 4 katlı binanın her yerinde yakın geçmişten tanıdığım eşyalar, araç ve gereçler beni aldı yıllar öncesine; gençliğime ve çocukluğuma götürüvermişti. Mayıs ayı bülteninde haber yaptık. Haberi aşağıdaki metinle verdim...
“1900-50’li yıllarda kullandığımız yağ lambalarını, cislavet lastikleri, saatleri, sobaları, idare kandillerini, telefonları; terzi, kunduracı, demirci, berber dükkanlarını ve malzemelerini hatırlıyor musunuz? Ya da o ahşap radyoları, o yıllarda yayınlanan kitapları, Hayat ve Ses ‘Mecmua’larını, saat başı gong çalan duvar saatlerini...
Arasta’da hepsi vardı, sizlerden, gençliğinizden izler...
Gezdiğinizde yüzünüzden gülümseme düşmüyor, gerilere, çok gerilere gidip, anıların arasına giriveriyordunuz...
“Arasta’nın giriş katında da bir kütüphane ve kıraathane; gramofondaki taş plaktan yayılan o günlerinin müziğinin eşliğinde kahve, çay ve börek de alabilecektiniz. Eğer farklı bir gün yaşamak istiyorsanız, Arasta’ya bir uğrayın, geçmişin güzel günleri arasında bulacaksınız kendinizi” diye söz etmiştik haberimizde...
ARASTA Kültür Sanat Evi; bir müze, kıraathane, kıraathane dediysek bir okuma evi, aynı zamanda satış da yapılan bir mekandı. Oktay Öğütçü yıllardır biriktirdiği eşyaları bir araya getirmişti ARASTA’da. Binanın dört katını da Oktay Öğütçü köşe bucak gezdirdi. Anlattıkça heyecanlanıyor, o eski araç ve gereçlerin arasında 18’lik delikanlı gibi geziniyordu...
Bir arkadaşıma bahsettim; gezmek istedi. Bu nedenle ikinci kez gittiğimde biraz umutları kırılmış gibiydi. İlgisizlikten, çevre halkının, bazı kurum ve kuruluşların ilgisizliğinden söz etti.
Kırgın bir halde ilgilenmeleri için birileriyle temas halinde olduğunu anlattı.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesiyle temas kurulmuş. Oktay bey, üç gün sonra gelen Yılmaz Büyükerşen’e müzesini gezdirmiş. Sayın Büyükerşen, kültür ve sanattan anlayan adam; Arasta’nın malzemelerinden yararlanarak, Odun Pazarı’ndaki Cam Müzesi, Balmumu Heykel Müzesi, ve Kent Tarihi Müzesinden sonra dördüncü bir müze oluşturmayı düşünmüş olmalı ki ; birkaç gün sonra Eskişehir’den on işçi ve bir kamyon gelmiş. Tüm eşyalar, araç ve gereçler tek tek paketlenip kamyona yüklenmiş. Oktay Bey’in Anadol marka otomobili ile birlikte..Hepsi Eskişehir’e gönderilmiş.
9 Nisan’da ÇABA üyeleriyle Eskişehir’i gezdiğimizde Büyük-erşen’in ne kadar iyi ve yetenekli bir yerel yönetici olduğunu ortaya çıkan eserlerinden öğrenmiştik. Bu ikincisi oldu. Misyon ve vizyon meselesi... İşte kenti için çalışan bir belediye başkanı, Eskişehir’i turizm merkezi yapmış ve başarmış. Şimdi zenginleştirmeye çalışıyor...
Yakında Eskişehir’de açılacağını tahmin ettiğimiz Yakın Tarihin Kültür Müzesi 'nde demircinin, berberin, marangoz vb. köşelerinde birer esnaf heykeli görebileceksiniz. Arasta’daki o araç ve gereçleri kullanırken yapılmış balmumu heykelleriyle Çayyolu'ndaki müzenin daha güzel bir görünüm kazanacağı hafızamızda canlanlanmakta.
Eh artık siz de hızlı trenle Eskişehir’e gider, kentin müzelerini keyifle gezersiniz.
Çayyolu Haber Bülteni
Hiç yorum yok...