Ankara Büyüşehir Belediyesi’nin haftalık haber bülteni “Büyükşehir Ankara”nın son sayısında, “Güvenpark’ın içerisinde yapılacak Ankara Cat Eye” başlıklı bir haber yayımlandı. Londra’daki “London Eye”dan (Londra Gözü) daha büyük ve 135 metre çapında olacak “Ankara Cat Eye”ının Güvenpark’ta, iftar çadırının kurulduğu 800 m2’lik alana yapılması düşünülüyormuş. Ankara’nın 40 km’lik çevresi oradan izlenebilecekmiş. Bu haberle ilgili görüşlerimi, duyarlı bir vatandaş olarak aşağıda sıralıyorum.
1. Önce dil sorununa değineyim: “Cat eye” bir hastalığı nitelemekte kullanılır; “kedi gözü sendromu”nda geçer. “Cat’s eye” yollarda kullanılan, taşıt farlarını yansıtarak ışıldayan “kedi gözü” anlamındadır. Londra’daki dönme dolabın adı, haberde de belirtildiği gibi “London Eye”dır, içerisinde “cat” sözcüğü yoktur. Bu dolaba ille de İngilzce bir ad konacaksa, en azından doğru konmalıdır. Türkçe bir ad konması daha doğru olur. Bu yazının devamında sıralananlar ışığında, böyle bir nesnenin Ankara’ya uygulanmasından vazgeçileceğini, böylece buna uygun bir ad bulma sorununun da oradan kalkacağını umarım.
2. Yaptığımız her iş, ille de bir öncekinden daha üstün olacak! Anılan haberde, bu dönme dolabın, Londra’daki benzerinden daha büyük, 135 metre çapında olacağı duyurulmuş. Elimde tıpkıçekimi bulunan, “The Structural Engineer” dergisinin “The British Airways London Eye” başlıklı, 35 sayfalık özel sayısına göre, London Eye da 135 metre çapında; yani Ankara için tasarlanan, Londra’dakinden “daha büyük” değil! Ankara’nın Londra’ya bir üstünlüğü, Londra’da hiç olmayan, Çankaya gibi bir yükseltisinin olması. Ankara’nın güzel bir görünümüne ulaşmak isteyen, böyle bir dolaba binmek için sıra beklemektense, otobüse binip Çankaya’daki botanik bahçeden ya da Atakule’den bu iseğine daha kolayca kavuşabilir. Yani Ankara’da böyle bir dönme dolap yaptırmaya hiç mi hiç gerek yoktur. Londra’da, kentin 135 m’den görülebileceği bir tepe bulunmadığı için oradaki “London Eye”ın somut bir işlevi var.
3. Londra’daki “London Eye”, Thames nehrinin kıyısına yapılmış, yapımı sırasında nehir üzerinde oluşturulan yüzer çalışma alanlarından yararlanılmıştır. Çevresi ana baba günü olan Güvenpark’a “atlı karınca” mı kurulacağı düşünülüyor?
4. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, Ankaralılar için de, kente çekmeyi umdukları turistler için de yapabileceği en hayırlı işlerden biri, yüzeyi düzgün olarak yapılan ve böyle kalan kaldırımlar üretmek olacaktır. (Örneğin, Bahçelievler Son Durak’tan TRT Orkut Stüdyosuna yürümeyi bir deneyin!)
5. Sonuç olarak, Ankara’ya London Eye’ın bir kopyasını yapmanın hiçbir gereği olmadığı gibi, Güvenpark ve çevresini aylarca cehenneme çevirmenin de insanlıkla bağdaşır bir yanı yoktur.
Prof. Dr. Türker Mirata
ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü
emekli öğretim üyesi
Resim: Sobe Dergisi
Hiç yorum yok...