“Ben Ankara” bileşenleri bu kez “Ben Atatürk Orman Çiftliği” adıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Ben AOÇ, “AOÇ’ye ulaşımın sağlanması, AOÇ’nin bütünlüğünü parçalayan yapıların durdurulması, kamusal kullanıma açılması ve büyükelçilik satışının durdurulması” taleplerinde bulundu. Açıklamada talepler gerçekleşinceye kadar mücadeleden vazgeçilmeyeceği kaydedildi. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan, AOÇ’nin “Ben ölüyorum” diye haykırdığını belirterek, “Anakent üzerinde 6 şerit yol, Başbakan Aksaray yapıyor. Bu arazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ulusuna emanetidir. Emanete hıyanet içimizi acıtıyor” dedi.
Ben Ankara, ‘Ben AOÇ’ oldu... Mücadeleye devam
“Ben Ankara” bileşenleri bu kez “Ben Atatürk Orman Çiftliği” adıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Ben AOÇ, “AOÇ’ye ulaşımın sağlanması, AOÇ’nin bütünlüğünü parçalayan yapıların durdurulması, kamusal kullanıma açılması ve büyükelçilik satışının durdurulması” taleplerinde bulundu. Açıklamada talepler gerçekleşinceye kadar mücadeleden vazgeçilmeyeceği kaydedildi.
Ben Ankara bileşenleri dün İnsanlık Anıtı’nın önünde basın açıklaması yaptı. AOÇ’ye ilişkin alınan taleplerin söylendiği açıklamada, 19 Temmuz Cuma günü, saat 19.00’da, AOÇ’de bir forum düzenleneceği bildirildi. Ben Ankara, tüm başkentlileri foruma katılmaya ve AOÇ için mücadele etmeye davet etti.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan, AOÇ’nin “Ben ölüyorum” diye haykırdığını belirterek, “Anakent üzerinde 6 şerit yol, Başbakan Aksaray yapıyor. Bu arazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ulusuna emanetidir. Emanete hıyanet içimizi acıtıyor” dedi.
Şair, fotoğraf sanatçısı Mehmet Özer, “Cumhuriyeti kuranlar başkent olarak Ankara’yı seçtiler, bunun anlamı yok mudur?” diye sordu. Ankara ile çölden bir kent yaratıldığını söyleyen Özer, “Yok edilmek istenen Cumhuriyetin bize bıraktığı değerlerdir. Buna sessiz kalamayız” dedi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Tezcan Karakuş Candan da “Benim Adım Atatürk Orman Çiftliği” başlıklı bir şiir okudu. AOÇ’nin hikâyesinin kendi ağzından anlatıldığı şiirde, Atatürk’ten “baba” olarak söz edildi. Şiirin sonunda “Yavaş yavaş öldürülüyorum. Çocuklar, ağaçlarıma sarılan çocuklar, neredesiniz?” diye seslenildi.
Hiç yorum yok...