Haberler


Acarkent de ne ki... Çayyolu öyle Acarkent’ler gördü ki
  • Yorumlar: 0
  • 29 Aralık 2006 15:08
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2029
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Acarkent de ne ki... Çayyolu öyle Acarkent’ler gördü ki

0 0

Son günlerde basında bir “Acarkent” furyası almış başını gidiyor. Orman Bakanı Pepe, orman alanını nasıl savunduğunu göğsünü gere gere anlatıyor. Silahlı adamların Acarkent’e devlet görevlilerini nasıl sokmadıklarını anlatıyor manşetler...
Acarkent de ne ki...

Çayyolu öyle Acarkent’ler gördü ki, tereyağından kıl çeker gibi halletti o sorunu...

75. Yıl Lisesi ile Koru Sitesi’nin üst villalarının arası Ali Rıza Bey Ormanı’dır... Bu alanın tam ortasındaki kocaman bir alanı gösteren haritayı bazı bürokratlar kalemle çizip, içini sarıya boyayarak imara açıverdiler, 90’lı yılların sonunda. Sonra da alanı ihaleye çıkardılar. İhaleye girecek kooperatifi de ihale şartnamesinde tarif ettiler. Ama hiç hesaplamadıkları bir gelişme oldu. O dönemin TBMM üyeleri de kooperatif kurup bu ihaleye katılınca ortalık karıştı. Ardından masaya oturup bir güzel anlaştılar. Üye sayısı otomatik olarak arttı. Bazı uyanık milletvekilleri bu kooperatife katılıp doğan pastadan pay alabileceklerdi artık...

Kooperatif üyeleri ikişer pay aldılar... Tezgah tamdı, işler tıkır tıkır yürümeye başladı. Çok ünlü bir inşaat firmasıyla anlaştılar. Önce kooperatif üyelerinin iki katı inşaat yapılacak, sonra yarısı inşaat şirketine, yarısı da kooperatif üyelerine kalacaktı. Mesa Koru üst villalarına benzer yapılar oluşturulacaktı. Sitenin bir de çok katlıları da vardı.

Ama bir hata yaptılar. İçlerinden bir maliye müfettişi zor durumdaydı ve aidatlarını ödeyemiyordu. Kooperatifin yönetim kurulu, bu kişinin üyeliğine son verince ortalık iyiden karıştı. Çünkü müfettiş hemen bir rapor hazırlayıp olanları belgeleriyle birlikte Maliye üst kademesine iletti. Bununla da kalmadı. Olay ve belgeler Cumhuriyet Gazetesi’nin iç sayfalarından birinde yayınlandı.

Bu arada Orman Bakanlığı da kooperatif aleyhine dava açmıştı. Ama ne hikmetse yargıç orman talanını haklı buldu. Karar Yargıtay yolunu tutmuştu.

Ancak o dönemde kurulmuş olan “Çayyolu Demokrasi Platformu” olayı mercek altına aldı. Cumhuriyet Gazetesi aranıp belge istendi. On gün sonra belgeler artık Çayyolu Demokrasi Platformu’nun elindeydi.

Çayyolu Bülteninde, Kooperatifin adı, üyeleri birer birer deşifre edildi. Bu hukuka aykırı duruma, bu talana katılanlar; hep bu oluşuma itiraz etmesi gereken kişileri sus payı vererek kooperatife ortak yapmışlardı. Bu arada, ÇABA Derneği üyeleri bahsi geçen orman alanına fidan dikmeye başladı. Bültenin Yazı İşleri Müdürü Engin Uç aleyhine ilk dava burada açıldı.

Basında kamuoyu oluşturma çabaları sürerken, Yargıda da girişimlerimiz oldu. Yargıtay bu kararı bozdu. Ancak yargıç kararında ısrar edince gözler tekrar Yargıtay’a döndü.

Bu sırada Sayıştay soruşturma açıverdi. Hazırlanan dosyanın bir kopyası da elbette Çayyolu Platformu üyelerinin eline geçti.

Kooperatif ise elini çabuk tutup orman içine temel atmaya kalktı. Ancak Orman Bakanlığı durumdan haberdar edildi ve girişim engellendi.

Yargıç, Yargıtay’a rağmen ilk verdiği kararda ısrarcı olunca dava Yargıtay Genel Kurulu’na sunuldu. Yargıtay Genel Kurulu’nun kararından önce Sayıştay’ın açtığı soruşturma yine Çayyolu Demokrasi Platformu üyelerince tüm genel kurul üyelerine birer birer üstelik olay da anlatılarak dağıtıldı.

Duruşma sırasında bir yargıç şöyle konuşmuştu; “Devleti devlete karşı bir sivil toplum örgütü savundu. Bu örgüt Çayyolu Demokrasi Platformu”dur. Bu savunma son derece etkili oldu. Yargıtay Genel Kurulu’ndan karar 48’e karşı 2 oyla çıktı. Alanın Ali Rıza Bey Ormanı sınırları içinde kaldığı onaylandı. Orman kurtulmuştu...

Ama bu son nokta olmadı. Evet, kooperatif alandan çekilip gitmişti gitmesine de, içlerindeki TBMM üyeleri Meclis’e bir kanun teklifi verdiler ve geçirdiler. Özü şuydu bu kanunun; eğer bir kooperatifin arsa mülkiyeti yargı tarafından iptal edilirse, devlet o kooperatife arsanın o günkü ederi kadar tazminat ödeyecekti (Bu konuyu gündeme getirip kanunu çıkaran halen iktidar partisinin grup başkan vekilliğini yapmaktadır).

O tarihte Vatan Gazetesi muhabirleri geldi ve bizimle röportaj yaptı. Biz ise bir talan yaşandığını, bunun şeklinin bu kanunla değiştirildiğini anlattık. Üstelik bunu Çayyolu bültende de yayınladık. Bu kez kooperatif aleyhimize iki ayrı dava daha açtı. Vatan Gazetesi de ayrıca mahkemeye verildi.

Her savaşın sonunda taraflar masaya oturur. Biz de öyle yaptık. Masaya oturduk ve kendilerine bir daha Çayyolu’na gelmeme koşuluyla bu konuyu artık açmayacağımıza ve anlatmayacağımıza söz verdik. O nedenle bu yazımızda kooperatifin ve üyelerinin isimlerinden bahsetmedik. Açılan davalara girmediler ve davalar düştü. Anlattığımız olay Çayyolu’nda aynen yaşandı.

Ben, burada benimle birlikte canla başla ormanımızı savunan arkadaşlarımı saygıyla anıyorum.

  • Ulviye Belge (halen Çayyolu’nda yaşamakta),

  • Hakkı Çakan (Libya’da çalışmakta),

  • Kazım Ağın (izini kaybettik),

  • Cahit Akman uzunca bir aradan sonra yeniden Çayyolu’na geldi.

Çayyolu’nda sivil toplum örgütlerinin ilk başarıları böyle elde edildi, üstelik de bugünkü kadar örgütlü de değillerdi...

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.