Hürriyet Gazetesinin bugünkü haberi, "Kentsel Dönüşüm" denilen projenin aslında müteahhit firmalara rant yaratmayı amaçladığını, deprem gerçeğinin de buna itiraz bile edilememesi için bir kılıf olarak kullanıldığını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Gazetenin 9.sayfasındaki alt manşete bakın, ne diyor müteahhitler?
"Kararı ayakta alkışlarız."
Alkışlarlar tabi, karları kim bilir kaça katlanacak!
Kısacası, deprem bahane, rant şahane!
Vah benim, bahtı kara güzel ülkem!!!
Rezidans diye itelenen çirkinlikler yetmezmiş gibi, şimdi de kentlerin dört tarafı üst üste konulmuş ucube gecekondularla donatılacak.
Hiç kuşku yok, bahçelerinde mutlaka "sulak" bir alan da bulunacak.
Gazetelerde boy, boy verilen rezidans ve konut reklamlarındaki fotoğraflara bir bakın Allah aşkına, hepsi adeta Çin seddinin kat, kat yükseltilmiş versiyonu gibi.
Hepsi bir birinin aynısı, çevrede hava akımını bile kesecek yüksek kuleler, ortasında bir gölet veya akan bir su, hatta kayıkta gezenler, iş merkezleri ve civarda hepsi “gülerek” dolaşan insanlar.
Bu gölet ve su, son yıllarda muhabbetimizin arttığı Arap “kardeşlerimizden” esinlenilen bir arabesk kültürün ürünü değilse nedir?
Bakın, gelişmiş ülkelere bunlar var mı?
Mimari nasıl ve doku nasıl korunuyor?
Oradakilerle, bu bize modern diye sunulanları bir mukayese edin.
Fotoğraflar iyi tamam da ben buraya oturduktan sonra, bu düzeni devam ettirmek için ayda ne kadar aidat ödeyeceğim diye bir sorun bakalım, yine o fotoğraflardaki gibi gülebilecek misiniz?
Şu sıralar TV’lerde döndürülen bir reklam aslında işin aslını anlatıyor; bir konut projesin popüler sahibi, masasının üzerinde durmakta olan daha önceleri uygulanmış mimari projeleri, “bunlar ne berbat projeler” dercesine fırlatıp yere atıyor ve ardından kendi projesinin görüntüleri geliyor.
Bir farklılık bekleyenler donup kalıyor.
Görünen yine o bildik manzara, yüksek kuleler, kuleler, kuleler!
Şimdilerde işte bunlar dayatılıyor bizlere.
Konut “sıcaklığını” ve “duygusunu” vermeyen, yan dairenizdekini bile tanımadığımız kuleler, o güzel mahallelerimizin yerini alıyor.
Geride ne komşu kalıyor, ne mahalle arkadaşı!
Ne sevgi, ne dayanışma!
Sonra birileri oturup bizim toplum neden bu hale geldi diye soruyor.
Ama “Kentsel Dönüşümü” de alkışlıyor!.
Mustafa T. Turhan
Hiç yorum yok...