Şehit evlatlarımızın ailelerine baktığınızda genellikle Anadolu'dan fakir aile çocukları oluyor, bir tane Milletvekili, Bakan, sanatçı, zengin, sosyete çocuğu görmedik gençlerimiz daha ana kucağından gurbete yeni çıkıyorlar, neyin ne olduğunu anlamadan ellerine daha önce hiç kullanmadıkları silahlar veriliyor. 5-10 mermi bile atmadan Anadolunun en ücra yerlerine göreve gönderiliyorlar. Karşılarında 30 yıldır dağlarda silahla yaşayan azmış mağara adamları çıkınca ne yapacaklarını nereye ateş edeceklerini dahi bilemeden çatışmalarda körü körüne şehit oluyorlar. Bunun için profosyonelleşmeye gidildi, burada da kısa süreli (8 Ay) eğitimlerden geçirilen UZMAN Çavuş, UZMAN Erbaşlar ateş hattına sürüldü bir süreden beri şehitlerin çoğu UZMAN oluyor. Buraya kadar yapılan yanlışları sıraladım ama burada şimdi UZMAN'ın tarifini yapmak istiyorum ;

1. Yaptıkları işte kabiliyet ve tecrübe açısından emsallerini aşmış kişi,
2. Belirli bir konuda bilgi, tecrübe ve görüş sahibi kişiler,
3. Uzman demek birşeyin en bilgilisi yani belli bir işte, belli bir konuda görüş ve becerisi çok olan kimse, mütehassıs, kompetan,

Uzmanlık başlı başına ihtisas isteyen birşeydir, madem rütbesinin başına Uzman ismi veriyorsunuz, kendisini en iyi koruyan ,elindeki silahı en iyi kullanan da Uzmanlar olmalıdır, değil mi? Ama konu hiç de bildiğiniz gibi değil, 8 aylık kısa bir eğitimden sonra ve hele hele karşısındaki eşkiyanın imkan ve kabiliyetlerini, siyasi görüşünü, inancını bilmeden yeterli eğitim almadan karşısına çıkıyorsa ki vay halimize! bizde Uzman meslek hayatında yaşarak, tecrübelerle uzman oluyor. Tecrübe edinirken de Şehit olup hayatını kaybediyor. Şu an mesleğinin doruk noktasındaki madalyalı Subaylar hapislerde bir hiç uğruna çürütülürken, mesleğinde çok üst düzeye gelmiş birçok subay ve astsubay'a siz artık buraya kadar yeter, emekli olun sizin yerinizi tecrübesiz gençlerle doldururum diyen bir ordu,  30 yıldır dağlarda yaşayan canilerle nasıl başedecek ki yetmedi mi? genç ve pırıl pırıl hayatının baharında verdiğimiz canlar yetmedi mi? Böyle olduğu müddetçe Anadolu Ağlayan ANA/dolu olmaya devam edecektir, hiç istemesek de!   

Mehmet Gürer/cayyolum.com