Telefonunuz çalıyor; 444’le başlayan bir numara sizi arıyor cepten. Açıyorsunuz. “Beyefendi, size şöyle bir önerimiz var” diye başlıyor anlatmaya. Siz yolda mısınız; belde misiniz, uygun musunuz sormuyor bile. Arayan bir banka olabiliyor, GSM şirketi de olabilir; ya da hiç bilmediğiniz bir firma… Muhatabınız biraz konuştuktan sonra “Sesiniz banda alınıyor” diyor ve sizin pahalıya aldığınız bir hizmeti çok ucuza sunacaklarını anlatıyor. “Evet” derseniz bilin ki yandınız. Saydığı avantajların dışında, sizi kündeye getirecek pek çok şey var o anlaşmada. Birkaç gün sonra kargo geliyor, elinde sözleşme. İmzalayın diye uzatıyor. Ne zaman, nasıl okuyacaksınız; basıyorsunuz imzayı. Sonra ayda 29 liraya aldığınız internet hizmetini 75 liraya almaya başlıyorsunuz. Elbette itiraz ediyorsunuz, bağırıp çağırıyorsunuz ama nafile, kurtaramıyorsunuz kendinizi.  Hizmeti reddediyorsunuz, biraz da ihmalkarsanız, kapama parası, modem parası derken ödediğiniz fatura bir milyarı buluyor öyle kendinizi kurtarıyorsunuz.. Bitmedi, modem şifreli olduğu için bir daha kullanamıyorsunuz bile...

Doğru oturup eğri konuşalım. Bazı kurumlar özelleşiyor. Devlet kurumlarını alan bu firmalar kucak dolusu para ödüyorlar. Kurumları satın alan firmaların ilk yaptıkları iş, “Ödediğimiz bu parayı halka yayarak nasıl kısa sürede geri alırız” oluyor. Çıkış yolunu da buluyorlar. Ya dayatarak ya da göz boyayarak bu parayı elinizden alıyorlar.

Bunun gibi pek çok hizmet sektöründe faaliyet gösteren büyük firmalarda on - on beş kişi bütün gün oturup yeni fikirler geliştiriyorlar. GSM operatörlerine bir bakın; sizi telefonla arayıp birçok avantajlı “paket” öneriyorlar. “Siz on liralık konuşuyorsunuz, bu önerimizi kabul ederseniz bundan sonra 5 lira ödeyeceksiniz” kabilinden avantajlar sunuyorlar.

Hangi firma, bir sürü adamı bana daha az para kazandırsın, diye çalıştırır ki. Size bir buket gül sunuyorlar. O gülün yaprakları arasındaki dikenleri ancak buketi elinize alıp da canınız yandığınızda fark ediyorsunuz; ne var ki, o aşamadan sonra geçmiş olsun.

Şu sıralar mahkemeler bu tür davalarla dolu. “10 lira ödeyeceksiniz” diye öneri getirip, 100 liralık fatura alanlar yargıya başvuruyor. Ama yargı öylesine ağır işliyor ki...

Önerimiz, telefon aracılığıyla size ne önerilirse önerilsin reddediniz. Ya da 444’le başlayan telefon almışsanız hiç açmayın daha iyi...

Bir de çalışan bir sisteminizi hiç böyle önerilerle değiştirmeyin, yoksa çok başınız ağrır, haberiniz olsun.