Çayyolu Sözlük

Özgür irade olmaz başlıklı ana yazıda pankartlarda yazılı sloganlar değerlendirilmiş bir, iki tanesi atlanmış, o pankatratlarda da "Çayyolu Bir bütündür kaderine terk edilemez" "İleri demokrasi adresin neresi" yazıyor.

Onları da burada değerlendirelim ve soralım:

Çayyolu Nereyle bütündür Yenimahalle'yle mi?
Niye bu biridari yapılanma değil mi, kutsal bir kitap hükmü mü?
Yenimahalle'den ayrılırsa kaderine mi terkedilmiş oluyor?
Bağımsız ilçe olsa veya Çankaya'ya bağlansa kaderine mi terkedilmiş oluyor?

Onlar belediye olmuyor mu?

İleri demokrasi adresin neresi, vay be çok manidar ha!!!
Merkezi otoriteye öyle bir taş atılmış ki, deme gitsin!

Yani, hani siz ileri demokrasi diyordunuz, o halde bize sormadan nasıl bizi gül gibi belediyemizden ayırırsınız, demek ki demokrat değilsiniz denilmeye çalışılıyor.

Sanki, daha önce Çayyolu Yenimahalleye bağlanırken birilerine sorulmuş gibi...

Sanki, bağımsız ilçe olursa veya Çankaya'ya bağlanınca demokrasi olmuyor da, bir tek Yenimahalleye bağlı olunca oluyormuş gibi.

Kırk yılın başı kalkıp belediyeye manevi borç ödemek için yapılan iş'te kullanılan sloganlar da böyle olur.

Anlamak için sözlük lazım olan, mevcut duruma tercüman olmayan, ayakları havada olan metinler slogan zannedilir.

Aslında platform, fiilen yürürlükte olan " Bizi Yenimahalle'den ayırmayın"  anlayışını slogan yapsaydı daha iyi olurdu hiç değilse fikirlerini ve "u" dönüşlerini mertçe savunmuş olurdu.

Çayyolu'nun her tarafına bir sürü pankart asılmış. Hareketi Çayyolu'nun iki ilçe arasındaki bölünmesine karşı sandım, ayrıntıları öğrenmek için akşam internet sayfasına girdim; ne pankartlardan söz ediyordu, ne de derneklerin böyle bir karar aldığından... Yaşlı başlı bayanların o pankartları kimden yardım alarak, üstelik de bir günde nasıl astıklarını aklım almadı.

Herşey gözler önünde cereyan ediyor.
Bu günkü pankartlar, platform gerçeğini açık seçik gösteriyor.
Çıkan sonuç şudur:
Platform dönemi bitmiştir, vesselam!!!!
Velev ki bitmese ne olurdu?
Mazallah!!!
İyi ki bitti.....

Sevgili Çayyolulular;

Bugün Pazar alışverişi için Çayyolu pazarına gittim ve büyük bir şaşkınlıkla karşı karşıya kaldım. Birçok pankart, pazarın etrafını sarmış. Pazarcılara sordum hayırdır.. Onlarda şaşkın valla hayırdır bizde bilmiyoruz. Bizler biraz pazarda bağırsak, biraz büyük etiket yapıştırsak zabıtalar başımıza üşüşür, ama bu pankartları zabıtalar asmış. Bende şaşırdım, çünkü Platform şenlikler yapar, panayırlar düzenler ama ne hikmetse bir duyuruyu bile kendi yayın organları olan web sitesine koymayanlar bugün pazarın etrafını ve park bahçeleri donatmışlar.

Şimdi adama sormazlar mı? Siz bugün pazara yazdıklarınızı web sitenizde yazdınız mı?

Şimdi adama sormazlar mı? “Özgür İrademe İpotek Koyma” diye yazmışsınız. Adamlar oy verdiğiniz partinin belediye meclisi içinde 4 adet üyesinin kaldığını görünce, ne yapsınlar CHP’nin fazla olduğu ilçeye bağlayıverdiler sizi.

Şimdi adama sormazlar mı? Sevgili Çayyolu Platformu siz şimdiye kadar şarkılı, çengili, şenlikli işlerin ötesinde hiçbir eylem yapmazken nasıl oldu da pankartlı afişli bir şeyler yapıyorsunuz. Hadi yaptınız teyzeciğim o pankartları asarken nasıl oralara çıkıyorsunuz. Aman dikkat…

Şimdi adama sormazlar mı? Yazıların altına dernek isimleri yazmışınız ya keşke Büfe isimleriyle de birer pankart yaptırsaydınız…

muallim turşu kursun fincana**

Ak saray sohbetleri


SAYIN başbakanımızın aklına nerden düştü bu ak
saray macerası diyenler buna ilk önce ;
tarihin arka odasında zaman içerisinde bir yolculuk yapıp bizim ankaraya ilk düştüğü günlere  gitmek gerekir

acaba subay evleri bando sokağın en tepesine neden ve nasıl oturduğunun  kriptolarını çözmek için biraz düşünsünler etrafında dönen bu vizyonsus
perivaneler

adamcağızın  oturduğğu konutun ( apartmanın ) bütün pencereleri karşı tepedeki  keçiören belediyesinin BEYAZ SARAY binasının manzarasına bakıyor duruyor .
her sabah ankaradaysan eğer beyaz saraya bakarak uyanıyorsun

işte bu valiler falan meselesi felan buraya bakarak kurulan hayaller üzerine kuruluyor gibi

fakat eğri otur ak doğru konuş ak  hani kim istemez ki başkan olmamak  , kemal bey de dahil çok samimiyim
o da ister hani !

hani ineceksin bizim çiftliğin  bahçesine
başkan buş gibi hemde helikopterle ,indikten sonr ak saraya dakikakarca  adım adım yürüyeceksin ye$il halı sahaların üzerinden

yani gel keyfim gel diye diye

sayın başbakanınız eğer samimi bir şekilde başkanlığı düşünüyorsa etrafında ki vizyonsuz  pervaneleri derhal yanından uzaklaştırmalıdır

ak saraya talip bir makamın hala gidipte  subay everinin tepesinde  

kokulu ankara çayına bakan ,teleferik manzaralı bir apartman katında   oturması makbul müdür bu olsa olsa AB(t)esle iştigaldir.

Sayın Öğretmenimm!
BUGÜN BEN Nöbetçiydim.
İkinci Sınıf öğretmeni gelmedi.geride olduğunuzu düşünmeyin derim ben. sınfınızın ...

SÖZCÜKLER ve DİL



Sözcükler bir dil oluşturmakla kalmaz. Onların da kendilerine has ve evrensel bir dilleri vardır. Sözcükleri bozmak, anadili kaybetmekten de öte bir şeydir. Bu aynı zamanda, yüzyılların eleklerinden süzülerek gelmiş tarihsel mirası ve nadide bir güzelliği hoyratça hırpalamak anlamına gelir. Latince, vs. olmaları hiç fark etmez. Asıl olan onların ne anlatmak istediğidir. Budanır veya değişime uğrarlarsa eğer, yüklendikleri anlamı bize taşıma özelliğini tümden yitirirler. Onlar yok olurken, bilgi eksilir ve sonuçta biz çoraklaşırız. Sayılar ve dili oluşturan harflerle sözcükler bütün şifrelerin anahtarı olduğuna göre, bu durumda tek bir harfin kaybolması bile çok önemlidir. “Sıfır”ın kaybolması gibi bir şey bu… 

Düşünsenize “sıfır”sız ne yapardık biz? Sözcüklerden şapkaları kaldırmaya benzemez bu iş. Başta iletişim ve finans sektörü olmak üzere pek çok iş alanı çökerdi. Dilde ise çöküş daha sessizce ve derinden gerçekleşiyor. Ve bir gün, önünde sonunda gümbür gümbür patlayacak. 

“Sergüzeşt” ve “macera” eşanlamlı olabilir mi hiç? “Enkazlar, eşyalar, malumatlar, talimatlar’, ki bu sözcükler ler-lar takısı almadan da çoğuldurlar ve günümüzde yanlış kullanımdalar. Veya ‘mütevazı’ yerine ‘mütevazi’ denilebilir mi? Paralel yerine ‘mütevazi’ kullandığımda – ki doğru bir kullanım şeklidir bu – insanların nirengi noktaları ne olacak peki? “Tevazu”yu mu anlayacaklar, yoksa geometrik bir terimi mi? Dilin yanlış kullanımından kaynaklanan müthiş bir kavram kargaşası var ortalıkta. 

Burada bir cinayet işleniyor, haberi

Siz düşünmeye başlayın hele
Peki, biz eski kuşaklar nasıl koptuk dilimizden? Yolu açmış olmalıyız ki, arkamızdan gelenler olmuş. Onu da kısmetse bir başka zaman konuşuruz dostlar.




Bugün pazar yeride ki aşağıdaki pankartların ücretleri inşallah Yenimahalle Belediyesinden çıkmamıştır... Yoksa Adı geçen dernekler mi ücretlerini ödedi...? Hiç sanmıyorum... Belediye her zaman ki fedakarlığı ile dernekleri maddi manevi desteklemiş; Diyetinide böylece almıştır diye düşünürüm. Aksi durum varsa tek tek derneklerden özür dilerim. Düşündüğüm doğru ise dernekler ne yapacaklar !!!
“Çayyolu bölündü, seçim oyunu göründü” – Çayyolu Platformu,

“Çayyolu’nda bölünmeye karşı birlik zamanı” – Çayyolu Doğal Hayatı ve Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği,

“Çayyolu bu oyunu bozacak” – Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği,

“Çayyolu Yenimahallede yaşar” – Çayyolu Halk Müziği Derneği,

“Etimesgut bize dar gelir” - Turkuaz Vadesi Kalkındırma Derneği,

“Özgür irademe ipotek koyma” Çayyolu Sağlık Tesisleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği,

“Bölünmeyi kabul etmiyoruz” – Sosyal Demokrasi Dernekleri