Muhteşem Yüzyıl dizisi hakkındaki tartışmalara ABD’nin en etkili gazetelerinden New York Times da katıldı.

Gazete, Muhteşem Yüzyıl’dan ’Osmanlı döneminin Sex and the City’si’ olarak bahsederken ...

sobelenenler

bizim eski başkanımızın etrafında dolaşan elitlerinden birisi bizim sokağa arabasını park ettikten sonra karanlıktanda faydalabarak alış verişten çıkan bütün torbaları ve çöpleri kaldırıma boşaltıyor

oysa sokaklarımıda mobese kameralar olmuş olsa  ve kablonun bir ucuda  temizlik işlerine bağlı olsa 
belediye sokakları kirleten bu tipler sayesinde  kasası dolar

bu  tip insanları cepe kayıt edin görültüleri belediye temizlik işlerine ihbar edin

okullarda özgürlükten yana konu açıldımı kıyafet yönetmeliği gibi tartışmalara  körükle gidn iktidar  yetkilileri gelipde bi baksınlar bi zahmet bizim koru hattı otobüs  kaptanlarına

ego kaptanlarımızı kurum berberinde zorlamı  bıyıklarını bu biçimde traş ettiriyor , hepsi badem bıyık bu delikanlılar ayol  bi kalıptan çıkmış  gibi hepsi

bu gençlere mahhalle baskısımı uygulanıyor işyerinde  yoksa işe alınırkenmi badem bıyık şartı aranıyor bu kaptanların iş müracaatlarunda  merak ediyoruz

kulağımıza kaçan bir takım söylentilere göre bazı sivil toplu  ilgililerince  bu yasanın veto yiyeceği umudu veriliyormuş

bildikleri bir şey varsa bizim kulağımızada fısıldasınlarda  bizde öğrenelim bizim neyimiz eksik

bize kalırsa bunlar umut tacirliği yapıyorlar

kendi kendilerine gelin güvey oluyotlar

... çayyolu tüketicisi daha sonra kalktık beğendike kadar geldik ama beğendiği beğenmedik demesinler ...

şimdiden uyaralımda yetkilileri ...

çünkü ; aynı cadde üzerinde gordionun açılışı yapılmadan evvel ,büyükşehir belediyesi ilgilileri çarşıya çıkan bütün kavşakları düzenlemiş ,rahmetli altın soy döneminden kalan hurdaya çıkmış kaldırımları kaldırıp boyluboyunca yeni granit kaldırımlar döşemişlerdi gordionun her bir cephesine ..

şimdi bu çevrenin çevre düzenlemesi ise ne ki 
ötekinin yanında şunun şurasında kısacık bir sokak...

hemde başkent ankara nın  1 numarası devlet tiyatrosu
karşısında

eğer bu sokağın ön cephesi  gereği gibi düzenlenmezse tiyatroya yolu düşen ne demez

bütün çayyolunu  böyle zanneder

tabi bu sokak melik beyemi ait
yoksa yasar beyemi ait yoksa  tanık beyemi ait
henüz kesin belli değil

Platformun eylemine bakın, sitesine koyduğu fotografta 25-30 kişi anca var.

Ki, o fotograf kuvvetli ihtimal en kalabalık görüntünün yakalandığı an da çekilmiştir.

İşte boy, işte pos.

Lafa gelince cakadan geçilmiyor.

Fotografsa herşeyi çok güzel anlatıyor.

      Çayyolu : Beni sevmek Ç A B A gerektitir !

Helal olsun ÇABA'ya binlerce kişinin ziyaret edeceği ATO Kitap fuarında, bir çok sanat dalında ve edebiyatta  Çayyolu'nu temsil edecek ve de Çayyolu'nun ilçe olması isteğini herkese duyuracak.

Etkinlik dediğin tam da böyle olur.

Öyle dar alanda kendi kendine propoganda yapmakla, kendi kendine gazlamakla değil.

Helal sana ÇABA!..
Örnek oldun yine..

               KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK

    Yazdığım başlığı açacak kadar izansız biri olmadığımı sanıyorum. Burada yazıp okuyan çayyolu dostları konunun nereye varacağını bilen insanlar olduğundan da şüphem yok.
     Çocukluğunu yaşayamayan bir ülkedeyiz ne yazı ki. Burada fakirlik edebiyatı yapacak değilim. Eğitimsizlikten söz etmek istiyorum. Kapitalizmin esir aldığı 5-7 yaş çocuklarının Barbie bebekler gibi yaldızlı ,topuklu ayakkabılar, makyaj çantaları, gece kıyafetleri ile beyinlerinin yıkandığı çocukluklarını yaşamadan birer küçük kadın olmaya özendirilmelerinden söz ediyorum. Diğer tarafta yokluğun her türlü cefasıyla çocukluklarını yaşayamayanlar ve aradakiler( memur maaşı veya asgari ücretle) ne aşağıda ne yukarıda olanlar. Şimdi bu çocuklar bir arada okuyacak, okumaya çalışacak.
     7 yaşındaki torunumun Barbie çantasındaki makyaj takım ve parfümlerini gördüğümde nutkum tutuldu. Benim bile bu yaşa kadar bunca teferruatlı bir makyaj malzemesinden haberim yok. Şimdi siz bu serbest kıyafet
döneminde benim torunumun sınıfın en iyi giyinmek isteyen öğrencilerinden biri olmak istemesine set çekebilir misiniz?  Ya diğerleri?..'' Semte göre kayıt'' yapıyorlarmış
Özürü kabahatinden büyük diye buna denir.
     Bir sosyal problemi çözerken başka sosyal problemlerin doğmamasına dikkat etmenin gerekliliği vardır. İşte endişem burada, bir kesimin arzuları (veya dikteleri) gerçekleştirilirken DAHA BÜYÜK SOSYAL VE PSİKOLOJİK ZARARLARA sebebiyet verilecek olmasıdır.
    

 
   VE BİZLER NE MUTLU NE MUHTEŞEM ÇOCUKLARDIK!

   Siyah önlüklerimiz beyaz yakalıklarımız, Sümerbank mamulü ayakkabılarımız. Büyükten küçüğe sırayla kullandığımız o eskimeyen deri çantalarımız. Tek süsümüz, okuldan çıkarken bir iki delik daha geriye aldığımız kemerimiz, alna dökülen bir iki tel kahkül. Kimse kimsenin babası ne iş yapar bilmezdi; kim fakir kim zengin!
    Elden ele dolaşan edebi kitaplarla, duvar gazetelerimizle, yazdıklarımızla mutlu olurduk. Disco yoktu(benim okuduğum şehirde) Sezen Cumhur Önal'ın MÜZİK YELPAZE sindeki  radyo programıyla ders bitimi, gece yarısı hayaller kurardık. Tek eğlencemiz sinemalardı hafta sonu; Rüzgar gibi geçti, Devlerin Aşkı, bizim de aşklarımız olurdu. Hayali geniş yazan çizen çocuklardık.
    Siyah-Beyaz lise fotoğraflarım, kızlar önde arkada erkek öğrenciler(nazik çocuklar) 4 Eylül Lisesi önünde nasıl da mutlu gülümsemişiz. Diğer bir fotoğrafta kolkolayız 5-6 kız son derece güleç. Paylaşarak yaşamanın tadına vararak, kıskanmadan, luzumsuz yarışmalardan uzak. Gerçekten'' bir söyler bin gülerdik''