atatürk anadoluya dikkatle bakarsanız özgürlük neymiş ancak orada görürsünüz

ama şimdi değil

eski yıllıklara bakarsanız

Fethi Yaşar Ümitköy Musiki derneğinin düzenlediği geceye katılmış, gecenin sonunda salonu dolduran halkımız şöyle "haykırmış":

"Başkanım Bizi Bırakma!"

Konser sonunda Çayyolu’nun Çankaya’ya bağlanmasını istemediklerini haykıran Çayyolu sakinleri, “Biz sizi bırakmıyoruz başkanım siz de bizi bırakmayın” diye slogan atmış..

Sorgusuz sualsiz kişilerin peşinden koşan, onları o makamlara kendilerinin getirdiğini, asıl gücün kendilerinde olduğunu bilmeyen bir toplum olduğumuz için ülkenin bu halde olduğunu söyleriz ama, iş fiiliyata gelince ama biz bırakma başkanım diye haykırırız.

Başkalarının, beğenmediklerimizin, peşinden koşmak kötü de taraftarı olduklarımızın peşinden koşulması iyi midir?

Aslında ikisi de aynıdır. Kişilere ram olmaktır.

Oysa asıl güç halkın kendisidir. Sorunlara duyarlı, hakkını arayan, bunun için örgütlü hareket eden halktan daha bütün işlerin üstesinden gelir.

Belediye başkanı ister Fethi bey olsun ister başkası, ağırlığıyla onları etkiler ve istediği icraatları yaptırır.

Bunun bilincinde olmayan halk bugün Fethi bey'e yarın da Çankaya Belediye başkanına bizi bırakma diye haykırır.

O halka önderlik ettiğini iddia eden kimileri geçmişte Ahmet Duyar için de aynı şeyi yaptıktan sonra..

İmam, cemaat örneği, çek kuyruğunu gitsin!.

Hayat öyle bir karmaşa ki ya doğru Zaman da Yanlış insanı çıkarıyor karşına Yada yanlış zaman da doğru insanı.....Artık Güven ve Mutluluğu bulmak çok ZOR insanları tanımak bir o kadar imkansız...Ya ZAMANA yeniliyorsun Yada KİŞİYE

---------------------
Bir Yaraya İnatLa Tuz Sürmekti Herşey,
ÖLüme Giderken Sigara Basmaktı İçimdeki İsme.
İsminin Üzerindeki Darp İzLerinden SorguLanmaLıydım BeLki,
SuçLuydun...
Oysa İsminde BuLunan Her İz,
Benim ÖLüm Sebebim OLuyordu.
SuçLuydun...!
---------------------
Yasaklı cümleler kervanına ekledim, az evvel adını Sırf dudaklarımdan sızma diye,Paslı iğnelerle mühürledim, seni içime hapsettim ...Artık konuşmuyorum seni, sustum.

Senin yüreğin en iyi sığınaktır.

Yüreğine git. Kendini gözlemleyerek çalışmaya başla. Ne yaptığın ön...emli değil, içinde olup bitenler önemli. En değişik ortamlarda gözle kendini. Kendi kendinin tanığı ol. Sana iltifat edildiğinde, sana hakaret edildiğinde, sana ilgi gösterilmediğinde, sana neler olduğunu seyret. İşler kötüye gidince, gözle neler duyumsadığını. Hüküm vermeden, suçluluk duymadan kendini tanı. Yalnızca kendini öylesine seyret, tıpkı bilinmeyen bir kıtaya çıkmış bir kaşif gibi. İnsan karmaşık hale getirmezse, hiçbir şey karmaşık değildir. İnsan iç potansiyelini özgür bırakırsa güçlü olur, o zaman her şey olanaklı olur.

Luis ESPINAZO / CHAMALU; YÜREĞİN YOLU

Sevgi neydi sahi? Bir mektubun ilk satırı mıydı; bir telefon­daki ilk ses mi? İnsanı mutlu eden o ilk satır mıydı defalarca okunan; yoksa ilk satır arayışları mı tekrar be tekrarlanan? Sevgi bir acıydı herhalde, bir kederdi; kâh hüzünle, kâh mutlulukla hatırlanan. Belki de sabırdı sevgi, affetmekti..

  Yaz ey kara kalem yaz, Bir sen kaldın şu gönlümü dökebildiğim yaz! Kar beyaz kağıtlar anladı halimi, Sorup yargılamadılar kederimi. Yaz ey kara kalem yaz, Sadece sevdama merhem diledim Rabbimden niyaz! Yağmurlar eklendiler gözyaşlarıma, Gökyüzü benimle titredi yakarışlarıma, Rüzgarlar ise savurdular yüreğimi diyardan ...diyarlara... Bir sen sadık kaldın kara kalem, Yaz ki, mest olsun su içimdeki alem.. 

Her şeyden önce yaşa
ve sırf laf olsun diye günlerini geçirme...
Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar şanslıysan;
bütün kalbin, ruhun ve bedeninle sev...
Hayatı...nı o şekilde yaşa ki;
her an kendi elini sıkabilesin

ve her gün faydalı olan, hiç olmazsa bir şey yap ki;
gecelerin yaklaşırken örtüleri üzerine çekip kendi kendine “Ben elimden geleni yaptım” diyebilesin...
Düşüncelerin neyse hayatın da odur...
Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan
düşüncelerini değiştir...


Burada faydalı işler yapanlar biz elimzden geleni yaptık diyorlarlar!YAZ SİZ!!!!

anaayasa yapıcılar ciddi konularla uğraşıp 
devlet ihale yasasını  ahlaki duruma getirtsinler

bu sitem ne diye
kimse sen gibi dokunmadı bize ...

Bunlar da ilginizi çekebilir:

O yıllarda okullardaki kıyafet yönetmeliğinde şapka inkilabı söz komusu olduğu için bizler cumartesileride yarım gün daha fazla okula gider
orta okulda  kep değil resmen şapka giyerdik .

Dönemin liseli abileri bize

'proleteryanın çoluk çocuğu devrim olunca yaz tatillerini  kıyı şeridinde en güzel pollyana motellerinde tatilller yapacaksınız'

diye telkinler ederlerdi sanki kendileri gidip beyaz rusyayı gezmişler gibi . bizde 06 ankara 'dan kalkar grand efes akvaryum bara  içkilerimizi yusumlarken ileride basıl sosyalist olacağının hayallerine dalardık

Gün oldu harman oldu  varşova çökünce dananın kuyruğunun öyle olmadığı  annaşıldı .Fakat çok ilginç bizim yoldaşları ilk keşf eden
Marksislerin ve Leninislerin zıddına diyalektik olarak  tanımlanabilecek bir vaka gerçekleşip

milliyetcilik konusunda mangalda kül  bırakmayan ülküdaşlarınız olmuşdu .

malum bu işin derinliğine  fazla girmeyelim .

Şimdide yönetimi iyice ele geçiren ve enseleri iyice kalınlaşan bizim islamcı beyaz tür(k)lerle
zamanın marksiz ve leninist beyaz rusya'nın
parlayan takımı oligark 'ların (*) aralarından su sızmaz oldu...

birbirleri arasındaki iş hacmini 100 milyar  dolara çıkaracaklarmış...

(*) Oligark denilen bu çakallar zamanında varşova çökünce formaliteden proleteryaya
alın bu fabrikaları siz işletin demişler , işçi sınıfına hisseler vermişler daha sonrada bu hisseleri  ; bizim ülkemizde prim yapacak arazlerin 35 sene evvel emlakcılar taşeron olarak kullanılıp toplandığı gibi
hisseler bu  oligarklar tarafından toplanmış..

aynı tas aynı hamam


Arınç: ''Adalet kutup yıldızı gibidir. Yolunu bulmak isteyen ona baksa yönünü tayin eder''
AA   -   11 Kasım 2012 

kılıçdaroğlu : 'Adalet kutup yıldızı gibidir
herşey onun çevresinde döner'  04 Aralık 2012