-
YÜRÜT ME NEDİR NE DEĞİLDİR
YÜRÜTME (İKTİDAR) YASAMA VE YARGIYA KARŞI BU KADAR GÜCLENDİRİLİRSE YÜRÜTME (KORTUMLAMA) BU KADAR GÜÇLÜ OLUR....
Tarih: 23 Aralık 2013 21:51 Ekleyen: Beğenme: 0
-
ince ince aykırı soru(n)lar ...
Ana muhalefet
"Ben Artık Şarkı Dinlemek Değil,
Şarkı Söylemek İstiyorum
Seni Düşünmek
Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum..."
derken başbakan 'da obama'nın sesini özlemiştim diyor
Tarih: 23 Aralık 2013 21:41 Ekleyen: Beğenme: 0
-
balık borsası
valla ne deseniz haklısınıg vat arkadaşlar ama şunuda gözden kaçırmamak lazuım. denizdeki balığa pazarlık olmaz ama bizim yeni mah. merkez hemde kaymakamlığın karşısında hem dalyan balıkcısında hemde ayabakan balıkcısında bir haftadır hamsi sekiz liradan çipura 15 lirdan satılıyor
fakat ne hikmetse yenimahallenin meşhur kazıklarıyla anılan ünlü bir köyünde (çayyplu köyü) aynı boydaki hamsi 18 TL. Çupranın kilosu 30 TL. dan satılabiliyor...
Tarih: 23 Aralık 2013 19:52 Ekleyen: Beğenme: 0
-
gerekse toplumsal arenada “suyumuz yavaş yavaş ısınmakta devam ediyorsa...” tehlikeleri algılayamaz bir uyuşukluğa dönüşür... Ve sonuç olarak, ne kendimizi ve ne de ülkemizi savunamaz bir hale geliriz...
Sonra… Sonra, haşlanıp, gideriz bu dünyadan...
Evet, belki de haklısınız; kendi kişisel suyumuzun ısısı sadece bizi ilgilendirir...
Ama siz ya da biz; yeni hepimiz; bu ülkenin suyunun yavaş yavaş ve giderek daha hızlı... Sonra daha da hızlı ısıtıldığının farkında değil miyiz?..
Peki biz, arada sırada da olsa, suyun ısıtıldığını fark ederek, kovanın dışına sıçrayan kurbağalar olamaz mıyız?..
Yani netice olarak, bir kurbağa kadar olamayacak mıyız?
Ha dostlar, sahi olamayacak mıyız?..
Tarih: 23 Aralık 2013 13:48 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Ve sessiz sedasız… Bizim kurbağa[cık] giderek neredeyse kaynar hale gelecek suyun içinde haşlanıp gidiyor...
Bilim adamları düşünüyorlar:
- Peki niçin böyle oldu?..
Ve düşünerekten, meselenin “çünkü”sünü buluyorlar:
- Ve çünkü, diyorlar, kurbağanın hayatına yönelen tehditleri algılayan içgüdüsel ayarları, çevresindeki “ani” değişimlere göre kodlanmıştır... Kademe kademe ve yavaş yavaş oluşan değişikliklere göre değil!..
Lütfen dikkat!..
Bu hikâyenin “zırt” dediği yer, işte tam bu noktadadır…
Ancak… Deney sırasında bazı kurbağaların, yavaş yavaş ısınmaya devam eden su belirli bir sıcaklığa erişince zıplayıp, hayatlarını kurtardıkları da gözlemleniyor. Ama kurbağaların çok büyük bir kısmı “değişim”i algılayamadıkları için haşlanarak canlarını yüce Tanrı’ya teslim ediyorlar.
Bilim adamları, bu deneyden kalkarak, önemli bir sonuca ulaşıyorlar:
- Durum biz insanlar için de pek farklı değildir...
Hayatımızda ani değişimler olmadan ya da ciddi ve ani bir tehdit ortaya çıkmadan pek harekete geçmeyiz...
Biz insanlar da durum bu… Tek tek insanlardan oluşan insan topluluklarında, yani toplum, yani ülke, yani devletlerde de durum aynen böyle...
Suyumuz ısınmasını yavaş yavaş sürdürüyorsa… Yerimizden kımıldamaya yanaşmayız!..
Sıradan ve rahat ortamımızın bize doğru yansıttığı güven aldatmacasına tembelce sığınırız!..
Bu rahatlık ortamının ısısı sürekli olarak artsa bile böyle...
Kişisel hayatımızda da bu aynı tavrı sürdürme eğilimindeyizdir... Toplumsal hayatımızda da...
Kendimizi koruma içgüdümüz, gerek kişisel alanda ve
Tarih: 23 Aralık 2013 13:47 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Haşlanmış kurbağa deneyini duydunuz mu, bilmiyorum.
Duydunuz ise, lütfen bu yazıyı okumaktan vazgeçin; çünkü size bir yararı dokunmayacak.
Ancak duymadınız ise, lütfen devam edin.
Bilim adamları, kaynamaya yakın sıcaklıktaki bir kova suyun içine bir kurbağa bırakıyorlar.
Kurbağa, ani bir refleksle (ve hemen) kendini kovanın dışına atıyor.
Aynı bilim adamları, aynı kurbağayı bu sefer, oda sıcaklığındaki suyla dolu olan aynı kovanın içine bırakıyorlar.
Kurbağa, keyif içinde öylece duruyor suyun içinde.
Bilim adamları, suyun sıcaklığını çok yavaş bir biçimde artırmaya başlıyorlar.
Kurbağada çıt yok.
Kurbağa memnun... Ama su yavaş da olsa, ısınmaya devam ediyor. Diğer bir deyişle, kurbağanın “suyu ısınıyor...”
Suyun sıcaklığı kademe kademe arttıkça kurbağanın keyfinde bir değişiklik olmuyor; ancak, biraz sersemler gibi oluyor.
Derken, bu sersemlik hali, daha artıyor, daha artıyor, daha artıyor...
Ve kurbağa, kendi sersemliği içinde daha derinlere doğru yol alırken, kovanın içinden dışarıya atlayarak kendisini bu cendereden kurtaracak gücü de gittikçe kaybediyor...
Ve göz göre göre...
Tarih: 23 Aralık 2013 13:40 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Reza Zarrab kameralara ilk kez böyle konuşmuştu!
MEDYAFARESİ- ÖZEL
____________________________________________
Konuşamıyorum
Sazlıklardan havalanan
bir ördek gibi sesin
Ürkek, şaşkın, kararsız duyuyorum
Ve sen bir gökkuşağı kadar güzelsin
Rengarenk ve az sonra gidecek görüyorum
Ve ben yağmurlar altında bir yolcu
Islak, yorgun, tutkulu yürüyorum
Sensiz ben yolumu bulamam
Haykırmak istiyorum,
Konuşamıyorum...Konuşamıyorum...Konuşamıyorum
Konuşamıyorum...Konuşamıyorum...Konuşamıyorum
Biliyorum, duyuyorum, görüyorum
Konuşamıyorum...
Bu ayrılık akşamında sen sustuğuma bakma
Konuşmaya gücüm yok beni anla
Söyleyemediklerimi bak gözlerimden anla
Her zaman yanımda kal hiç bırakma
Sensiz ben yolumu bulamam
Haykırmak istiyorum,
Konuşamıyorum...Konuşamıyorum...Konuşamıyorum
Konuşamıyorum...Konuşamıyorum...Konuşamıyorum
Konuşursam göz yaşlarım beni boğacak
Biliyorum, duyuyorum, görüyorum
Konuşamıyorum...
Tarih: 23 Aralık 2013 13:32 Ekleyen: Beğenme: 0
-
yat (ak) sayısı artacak
adalet bakanlığı inşaat daire başkanlığı şimdiden davranıp elini çabuk tutup
mecliste bir anket yapıp sonuçlarına göre kişiye özel konforlu v i p hapisaneler inşa etsin
çünkü durum çok vahim...
Tarih: 23 Aralık 2013 12:54 Ekleyen: Beğenme: 0
-
hırsız varrrr!
savcılarımıza kızıyordum ama ekmek parası artık doğrusu kızamıyorum. kızıyordum türk polisi yakalıyordu evlere giren hırsızlara savcılarımız nasihat ççekip serbest bırakıyorlardı
ama işin kötüsü nasıl olsa hırsızları salıveriyor savcılar diye
diğer nitelikli hırsızlarda yeni yeni post modern tekniklerle
çalma konusunda resmen açılım yaptılar ....
Tarih: 23 Aralık 2013 12:48 Ekleyen: Beğenme: 0
-
paralel devled
soğuk savaş yıllarında merhum ecevit bir tesadüfle öğrendiği
özel harp dairesi kruluşunu öğrenir öğrenmez kamuoyu ile hemenpaylaşmıştı.
senelerce en tepedekilerin bile haberi olmadan türkiyedeki işbirlikcileri ile kendine yer bulan bu kurum daha sonra denetim altına alınmıştı
deşifre olduktan sonra askeriyeden umudunu okyanus ötesi güçler
hemen yerine şimdi başbakanın şikayet ettiği oluşumu göstere göstere ortaya bırakmaya başladılar
oluşturulan bu hareket zaman zaman içinde inanılmaz bir güce erişti.
bugüne hadar bu oluşumu kendi çıkarları içinkullandığını sanan akp
müşterek çıkarlar konusunda yolları ayrılınca
yıllarca birbirlerini kullanmalarına rağmen şimdi birbirlerine beddualar etmekle kalmıyorlar ayrıca birbirlerine operasyonlarda yapmaktan geri kalmamaktadır.
sayın hülümet paralel devledin ucu kendilerine batıncada
genel değerlendirmeleri bırakıp
resmen köylü kurnazlığına yatıp devled içindeki devleti
bilmedikleri savunması yapmaya başlamışlardır
ama yemezler canım yemezler
Tarih: 23 Aralık 2013 12:30 Ekleyen: Beğenme: 0