Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • ANKARA nın EN KÖTÜ KULLANILAN MEKANI
             
                Aşağı yukarı 8.5 yıldır çayyolunda ikamet etmekteyim. Sosyolojik araştırmalara konu olan bu bölgenin bukadar hoyratça kullanılması beni hayrete düşürüyor. Ankara nın en elit yerleşim merkezi olarak kabul edilen bu bölgede dolaşmaya çıktığınızda lütfen çevreye atılmış çöplere dikkat edin.
      Ayrıca evime yakın olması nedeniyle kangrene dönüşen ve bölge sakinlerini rahatsız eden bir sorunu daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Daha önce üzerine yazılar yazılan ve hala çözümlenemeyen Ali Beğen Camii yanındaki boş alandan söz etmek istiyorum. Burada her akşam alkol alan, yüksek sesle müzik dinleyen, nara atan ve hatta tuvalet ihtiyacını gideren insanlar var. Ne acıdır ki bu insanlar bu bölge sakinleridir ve hatta büyük çoğunluğu gençlerden oluşmaktadır. Bu gençlerin bizim yetiştirdiğimiz genler olduğunu erişkin olanların da bizlerin içinden çıktığını hatırlatmak isterim. Daha temiz ve yaşanabilir bir çayyolu dileğiyle!
    Tarih: 28 Ağustos 2006 00:00 Ekleyen: G. AtillaKAHRAMAN
  • Türkkonutun en önemli problemi olan yol sorunumuzu gündeme taşıyıp bu konuda diyalog çalışması başlatan ÇAP yetkililerini ve Sayın Engin Uç beyefendiyi canı gönülden kutlar, çalışmaları için teşekkür ederim. Türkkonut sakinleri olarak bu diyalog çalışmalarının neticesini  ne zaman vereceğini ve yol yapımının ne zaman başlayacağını merak ediyoruz. Eğer bu konuda bir bilgi verebilirseniz çok mutlu oluruz. Çalışmalarınızda başarılar.
    Tarih: 28 Ağustos 2006 00:00 Ekleyen:
  • ANKARA MUTFAK KÜLTÜRÜ
            VE YEMEKLERİ

          1.ÇAYYOLU KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİNİN 5.maddesinde
    önemle altı çizilen "Çayyolu, Galatlardan Cumhuriyete uzanan çizgide
    5000 yıllık Ankara nın tarihine sahip çıkacağının, tarihin derinliklerinden
    gelecek geleceğin sonsuzluğuna el uzatan kentlerin kültürde, sanatta, bilimde
    yaptıklarıyla yaşam bulacağının bilincindedir". Cümlelerine dayanarak;
          Bir kentin doğru tanınması veya tanıtılması önemli işlevlere sahip olan
    İ M G E L E R İ N kent yöneticilerince nasıl kullanıldığı veya kullanılmadığı
    konusuna aşağıdaki yazdıklarım bir tespit sayılabilir mi?

          1- Bilindiği üzere Ankara lı Turgut ve benzerlerinin başkent Ankara üzerine
    müzik derledikleri, Ankara nın bile bilinenin aksine hızla taşraya kaydığının
    bizim uykularımızı kaçıran bir ispatıdır.Hatta Çayyolu sokaklarında bile artık
    taşranın değerlerini taşıyan yumurta topuk muhabbetlerinin yapıldığı ortadadır.
            2- Müzikte böyle de mutfak kültüründe farklı mı?
            3- 2004 yılında 65 ülkeden 5000 yemek kitabı arasında yarışan Sayın Sahrap
    Soysal " Bir yemek masalı" isimli kitabı ile büyük ödülü kazanmıştır. Sayın
    yemekçinin kitabını incelerken Türkiye nin yöresel mutfağı içinde tarifler
    verilirken 5000 yıllık bir kültüre sahip başkent Ankara nın yöresel mutfağını
    paça çorbası, gözleme ve Ankara tava olarak tanıtılması ne yazık ki Sayın Sahrap
    Soysal Hanımefendinin eksikliği değil Ankara lıların eksikliğidir.
            4- Oysa Türkiye nin kalbi başkent Ankara nın 5000 yıllık tarihi içinde mutfak
    kültürü ve yemekleri MİLLİ DEĞERLERİMİZ içinde özellikle başlangıçta
    tanıtılması sonra titizlikle korunması gereken değerlerimizdendir.
           
            Ankara mutfak kültürü ve yemekleri konusunda bilinenlerin dışında bunları
    biliyor musunuz?
            Beypazarı nın; düğün, oğmaç, tarhana çorbası, simit, kuru, serit, yarımca,
    yoğurtlu pide, akpüskül yaprak sarma, güveç, fırın aşı, mumbar, soğan öldürmesi,
    bici aşı, lapa pilav, yoğurt içi, batak helvası, sarı aş, seksen katlı  baklava, tirille,
    havuç lokumu, perçemini, Ayaş ın düğün, analı kızlı, yoğurtlu, soğuk çorbası,
    kıyma böreği, barmak çörek, sirkeli sübere, fasla et, siğer, göğrek sarması, kelem
    gıytısı, madımalak yemeği, közbastı, musakka, mancar, fasille piyazı, soğan otlu
    patlatma, bal tiridi, cennet künkü, yoğurt tatlısı, Kazan ın silkme, Nallıhan ın
    kaşık atma, pirpir, Güdül ün Halep dolması, yeşil domates dolması ve gözlemesi,
    Evren in toyga çorbası, çir hoşafı, Uruş un kapama, Şereflikoçhisar ın arıbaşı
    çorbası, kenger kavurması, çıtlık ve yemlik salatası, hedik, oklavaç baklavası,
    Kızılcahamam ın mantısı, Bala nın haşlama kuzu eti, Haymana  nın gözlemesi
    ve Polatlı mutfağını ve de Ankara merkezin ayran, kikirdekli, miyane, yarma,
    tahinli yoğurt çorbası, öllüğün körü, kete, ay böreği, cıvık gömme, cızlama,
    cimcik, ekmek omacı, ekmek süpürgesi, entekke böreği, hamursuz, horakahi,
    kaha, şebit, tandır böreği, tava çöreği, Ankara usulü sazan balığı, Ankara yaprak
    döneri, Ankara tava, bici, mücirim köfte, papara, sızgıç, tamtak tiridi, tiritli köfte,
    Ankara boranaları, efelek dolması, etli yaprak (armut) dolması, sirkeli yumurta,
    pıtpıt pilavı, kelende salatası, haside, koyter, pazar böreği, süt helvası, zerde,
    Ankara küp peyniri.

          Bununla birlikte;
          Araştırmacı yazar Nezihe Araz ın Mustafa Kemal in Ankara sını anlatan
    yazıları Mehmet Kemal Kurşunlu nun Karpiç Lokantası, Ankara döneri ve
    Ankara nın ilk lokantalarını anlatan yazılarını, Zümrüt Nahya nın Ankara
    BUDUN bilgisinde Ankara mutfağı yazılarını, Kamil Toygar ın Ankara- Ayaş
    halk mutfağında ölçü kavramlarını, Yardımcı Doçent Hatice Doğruol un
    Ayaş ta özel gün yiyecek ve içecekleri, ayrıca Ankara il, ilçe ve bölgelerinde
    ailelerin özel günlerde yaptıkları yemekleri ve Refika Teyze nin belleğindeki
    Ankara mutfağını merhum Vehbi Koç un ailesinin verdiği yemek tariflerini
    de merak ediyorsanız; 
          Sayın Çayyolu sakinleri;
          İşte başkent Ankara nın mutfak kültürü ve yemekleri konularında yazılmış
    değerli bir kitabı öneriyorum.

          Bilgi için:
          VEKAM
          VEHBİ KOÇ VE ANKARA
          ARAŞTIRMALARI MERKEZİ 
          Tel: (312) 355 20 27- 381 26 70     
          e- mail: VEKAM@mail.koc.net

          5- Çayyolu Bülteni VEKAM Vakfı yöneticileri ile görüşmeler yaparak
    izin verilmesi durumunda bu kitabın her ay bir tarifini Çayyolu bültenine
    taşıyabilir.
          6- Çayyolu nda her köşede lezzet durakları olan mekanlar var.Bu
    mekanların patronları ve yöneticileri bu kitabı müesseselerine kazandırıp
    haftanın belirli günlerinde Ankara yemeklerini sunan bir fix mönü
    hazırlayabilirler.
          Saygılarımla. 
    Tarih: 27 Ağustos 2006 00:00 Ekleyen:
  • B A L İ K Ç I
        Amerikalı bir zengin, iş seyahati sırasında
        Meksika nın küçük bir kıyı kasabasına uğramış.
        Limanda gezerken bakmış ağzına kadar balık dolu
        bir tekne ve içinde keyifli bir balıkçı......

        -"Merhaba balıkçı" diye seslenmiş... bu balıkları
        kaç saatte tuttun?

        - "Bir iki saatimi aldı"  demiş balıkçı....

        İştahlanmış bizim işadamı;

        - "Eee niye biraz daha kalıp daha fazla tutmadın ?" 
        diye sormuş.
       
        - " Bu kadarı bize yetiyor da ondan" diye omuz
        silkmiş balıkçı.

        Şaşmış balıkçının bu kanaatkarlığına işadamı;

        - " Kalan zamanını nasıl geçiriyorsun" diye
        üstelemiş.

        Balıkçı özetlemiş bir gününü:

        - " Sabahları açılır biraz balık tutarım. Sonra
      çocuklarımla oynarım.Öğleyin karımla biraz siesta
      yaparım. Akşamları amigolarla beraber gitar çalıp,
      şarap içer, geç vakte kadar eğleniriz. Oldukça
      meşgul sayılırım senyör."

      Gerinmiş Amerikalı:

      - "Bak" demiş ben sana yardımcı olabilirim.Bu işe
      daha çok zaman ayırmalısın.Daha büyük bir tekne
      bulup daha çok balık tutmalısın. Oradan elde
      edeceğin gelirle daha büyük tekneler alırsın. Kısa
      sürede bir balıkçı filosuna sahip olursun. Böylece
      yakaladığın balığı aracılara değil doğrudan işletme
      tesislerine satarsın. Hatta zamanla kendi balık
      fabrikanı bile kurabilirsin. Kısa zamanda balıkçılık
      sektöründe bir numara olursun.

      Balıkçı merakla;

    - "Bunları yapmak kaç sene alıyor senyör ?" demiş.

    - " 15 – 20 yılda halledersin" demiş Amerikalı, ama

      sonrası daha parlak. Zamanı gelince şirketini halka
      açarsın, hisselerini iyi paraya satarsın, kısa
      zamanda zengin olup milyonlar kazanırsın".

      - " Milyonlar ha...." diye tekrarlamış balıkçı. " Eee
      sonra ? "

      - " Sonra emekli olursun. Küçük bir balıkçı
      kasabasına yerleşirsin. İstersen zevk için balık
      tutarsın. Çocuklarla oynar, karınla keyfince siesta
      yaparsın. Akşamları da arkadaşlarınla şarap içip
      gece yarısına kadar gitar çalarsın. "Nasıl....?
      mükemmel değil mi ?"

                              ***
      Bir an olsun durup düşünseniz; " Bütün bu telaş
      ne için...?

      Arada denize açılıp, çocuklarınızla oynaşmayacak,
      dostlarınızla gitar çalıp şarap içemeyecek olduktan
      sonra koşturmanın ne anlamı var ?

      Hırsla örülü onca yılın vaat ettiği final, halen yanı
      başımızda duran mutluluksa, bu yarışa ne gerek var ?


      Eczacıbaşı- İntema
      Kurumiçi bülteni
      Sayı: 19
      Ocak 2001               
    Tarih: 27 Ağustos 2006 00:00 Ekleyen:
  • YOKSUL ÇİFTÇİ
       
        İskoçya da yoksul mu yoksul Fleming adında bir çiftçi yaşardı. Bir
    gün tarlada çalışırken bir çığlık duydu. Sesin geldiği yere koştuğunda,
    bataklığa yarı beline kadar batmış bir çocuğun, kurtulmak için
    çırpındığını gördü.Çocuk bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
    Çiftçi çocuğu bataklıktan çıkararak ölümden kurtardı.Ertesi gün
    Fleming in evinin önüne gelen gösterişli arabadan şık giyimli bir
    aristokrat indi. Çiftçinin kurtardığı çocuğun babası olarak tanıttı kendini.

        - " Oğlumu kurtardınız, size bunun karşılığını vermek istiyorum" dedi.
       
    - Yoksul ve onurlu Fleming;

      " Kabul edemem ! " diyerek ödülü geri çevirdi. Tam bu sırada kapıdan
    çiftçinin küçük oğlu göründü. " Bu senin oğlun mu ?" diye sordu
    aristokrat. Çiftçi gururla;

    - " Evet " dedi.

        Aristokrat devam etti;

      -  " Gel seninle bir anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver iyi bir eğitim
    almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa ileride
    gurur duyacağın bir kişi olur." Bu konuşmalar sonunda Fleming în oğlu
    aristokratın desteğinde eğitim gördü. Aradan yıllar geçti. Çiftçi
    Fleming in oğlu Londra daki St. Mary s Hospital Tıp Fakültesi nden
    mezun oldu ve tüm dünyaya adını "Penisilin i bulan Sir Alexander
    Fleming olarak duyurdu. Bir süre sonra aristokratın oğlu
    zatürreeye yakalandı. Onu Penisilin kurtardı !

    Aristokratın adı: Lord Randolp Churchill di...
    Oğlunun adı ise: Sir Winston Churchill.

    Kurtaran doktor: Çiftçinin oğlu Sir Alexander Fleming di.


    ÜMİTKÖY
    İVME DERSANESİ
    88 Öneri
    8 öykü kitabından.
    Tarih: 27 Ağustos 2006 00:00 Ekleyen:
  • İnsan vardır sıktığı eli kirletir.
    İnsan vardır sıktığı eli terletir.
    İnsan vardır elinizi mi sıkıyor, ateşinize mi bakıyor anlayamazsınız.
    İnsan vardır dostça el sıkarken düşmanca can acıtır.
    İnsan vardır yalnız elinizi değil, canınızı da sıkar.
    İnsan vardır elinizi ateşle sıkar, kalbinizi fazla yakar.
    İnsan vardır elinizi sıkar ama gönlünüzü ferahlatır.
    İnsan vardır sıktığı eli bırakmaz.
    İnsan vardır her sıktığı  elden birşey bekler.
    Tarih: 27 Ağustos 2006 00:00 Ekleyen:
  • BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
    AFET İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
    DEPREM ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI
    ANKARA DEPREM  BÖLGELERİ HARİTASI
    KİTABINDAN ALINMIŞTIR.

    1 -  EN RİSKLİ
    2 -  TEHLİKELİ
    3 -  ORTA
    4 -  RİSKİ EN DÜŞÜK

    ANKARA İLİ
     
    ANKARA (M) 4
    AKYURT 3
    ALTINDAĞ 4
    Altınova Bel 3
    AYAŞ 4
    BALA 2
    Kesikköprü 1 
    Karaali 3
    BEYPAZARI 3
    Karaşar 2
    Kırbaşı 4
    Uruş 2
    ÇAMLIDERE 1
    Peçenek 1
    ÇANKAYA 4
    ÇUBUK 3
    Sirkeli 3
    ELMADAĞ 2
    Hasanoğlan 2
    Lalahan 3
    Yeşildere 3
    ETİMESGUT 4
    EVREN 1
    GÖLBAŞI 4
    Karagedik Bel 3
    Selametli Bel 3
    GÜDÜL 3
    HAYMANA 4
    İkizce 4
    Yenice 4
    KALECİ 3
    Çandır 3
    Hasayaz 3
    KAZAN 3
    KEÇİÖREN 4
    Sarayköy Bel. 3
    Bağlum 4
    KIZILCAHAMAM 2
    Çeltikçi 2
    Güvem 1
    Pazar 2
    MAMAK 4
    Kutludüğün Bel. 3
    NALLIHAN 2
    Beydili 2
    Çayırhan 3
    POLATLI 4
    Temelli 4
    Yenimehmetli 4
    SİNCAN 4
    Yenikent 4
    Ş. KOÇHİSAR 2
    Çalören 3
    YENİMAHALLE 4
    Tarih: 26 Ağustos 2006 00:00 Ekleyen:
  • ÇAYYOLUNUN TAŞINI TOPRAĞINI ALTIN SANIP GELEREK BÖLGENİN TÜKETİCİLERİNİ PASTA SANMA GAFLETİNE DÜŞEN BAZI USTALARA İTHAF OLUNUR.

      Bazı şeyleri iyi yapan var,
      Kötü yapan var,
      Öylesine yapan var,
      Çeşit olsun diye yapan var,
      Yapmaya çalışarak yapan var,
      Benzetmeye çalışarak yapan var,
      Yapmış olmak için yapan var,
      Satmış olmak için yapan var,
      Tesadüfi yapan var,
      BİR DE İŞİ BİLEREK USTACA YAPAN
    VAR.
     
     

    Tarih: 26 Ağustos 2006 00:00 Ekleyen:
  • ODTÜ kökenli dinamik bir ekip ile Çayyolu merkezli firmamız ile sanal gezi çözümleri içeren web siteleri & bilişim çözümlerini hayata geçirmekteyiz.

    tamamlanmış sanal gezi projelerimiz:

    -Çorum müzesi (T.C. Kültür Bakanlığı)
    -Isparta müzesi (T.C. Kültür Bakanlığı)

    diğer bilişim çözümlerimizden bazıları:

    www.tesem.com.tr
    www.pozitifdeger.com
    www.cozumtahtasi.net


    detaylı bilgi için lütfen web sitemizi ziyaret ediniz:

    www.sanaltur.net


    sanalTUR.net ekibi
    Tarih: 25 Ağustos 2006 00:00 Ekleyen:
  • Faruk Bey in aşağıdaki Atatürk Ormanı ile ilgili endişesine katılıyorum..
    Acaba  Çayyolu Bölgesi Ağaçlandırma Derneği (ÇABA) birşeyler yapabilir mi? Neden müteahhitler bu kadar açgözlü ve yeşil düşmanı?

    Park caddesi üzerindeki DRAGOS villarinin arkasindaki tepeye çok katlı insaat yapılıyor. sanırım bu tepelik arazi ATATÜRK HATIRA ORMANINA ait eski adı ile ( Sarıkaya Devlet Ormanı). Yetkili kişilerin konuyu yerinde incelemesi eğer bu binanın yapımında ters bir durum varsa acilen müdahale edilmesi gerekiyor.
    Tarih: 25 Ağustos 2006 00:00 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!