-
çayyolu platformunun kursları paralımı,adresi neresi bilen varmı
Tarih: 27 Eylül 2006 00:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Gündemdeki Ceza Kanunu’nun 301. maddesi:
"MADDE 301. - (1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz."
Papa dinimize küfür eder, AB 310. maddenin kaldırılmaını ister. Hükümet de bunlara seyirci kalır.
Bir kulağımzın arkası kalmıştı!
Tarih: 27 Eylül 2006 00:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Belediyeler ne iş yapar? Yol, su, kanalizasyon, park gibi kalıcı alt yapıları yapar, sınırları içinde insanların bu tip hizmetler verir. Kimin parası ile; Devletten aldığı yardımla, bölgesinde yaşayan insanlardanbenden senden değişik isimler altında aldığı paralarla. Şimdi TBMM de yeni bir kanun tasarısı daha var, asfalt katılım payı, sokakta park etme parası vb.
Ümitköy de değişik yerlere asılmış bez afişler: "Yenimahalle Belediyesine kalıcı hizmetlerinden dolayı teşekkür ederiz." Kimim teşekkür ettiği, o bez afişi kimin yaptırdığı da belli değil. Belki de belediye kendisi yapıp asıyor. Bazılarında isim de var. Acaba onlar da yağcılık mı yapıyorla? Hiç kimseye görevini yapıyor diye, hele bu işi benden aldığı parayla yapıyorsa teşekkür edilmez. 3-4 sene yat gereken hizmeti yapma, seçim zamanı kalıcı hizmet yap. Ben bu göz boyalamalara hiç kanmadım, isteyen kansın. Belediyeler Ümitköye kalıcı hizmet vereceklerse önce METRO yu bitirsinlr.
Tarih: 27 Eylül 2006 00:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
TEB Otel in yanına yapılan alışveriş merkezinin ne olacağı konusunda bilgisi olan var mı. Teşekkürler
Tarih: 26 Eylül 2006 00:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
çayyolu ndaki piknik alanları hakkında sitede hiç bir bilgi bulunmamaktadır...
Tarih: 21 Eylül 2006 00:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Kan ve gül
Gül ve diken
İskender Doğan ın parçasındaki sözlerle başlayarak sizlere GÖRÜNMEZ BİR KAZA
anlatmaya çalışacağım.Hastanelere gidince bu ortamda bilinenlerin dışında farklı şeyler de
öğreniyoruz. Doktorumuza Çayyolu nda oturduğumuzu ve bahçe işlerine de meraklı
olduğumuzu anlatınca yeni yaşanmış bir dram dinledik. Nöroloji uzmanı olan bir arkadaşının
babası merhum kendisi de nöroloji uzmanı imiş. Bahçelerine satın aldıkları gülleri faydalı
olur gayesi ile paslı tenekeleri ile toprağa dikmişler. Baba bu güllerin bakımını yaparken daha
önce bir nedenden dolayı yaralı elindeki açık yaraya diken batınca almış olduğu tetanoz
mikrobundan dolayı vefat etmiştir.
Bilindiği üzere Çayyolu bölgesi G Ü L L Ü K gibi olduğundan bu olayın
çocuklarımıza, site görevlilerine, kısaca hepimize önemli bir hatırlatma olacağını
düşünüyorum.
Tetanoz: Vücuda açık yaralardan giren, genellikle toprakta, gübrede yaşayan bir basilin
yol açtığı, kasların sürekli ağrılı kasılmasıyla kendini gösteren ateşli ve tehlikeli bir hastalık.
Tarih: 21 Eylül 2006 00:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Sayın Mustafa Yılmaz Bey in DEMİŞTİ!... DEMEMEK İÇİN.......... başlıklı yazısında
sorunları ve önerdiği çözümleri okuyunca, benim de aklıma 80 li yılların başında ABD den
konuğumuz olan bir doçentin anlattıkları geldi. ABD nin şimdi hatırlayamadığım bir
eyaletinde, okul servis araçları dahil bütün toplu taşım araçlarındaki zorunlu bir uygulamadan
bahsetmişti misafirimiz.
Bölgesinin yöneticileri trafikte bulunan toplu taşım araçlarının sürücülerinin aleyhinde
sık sık şikayetler alınca; trafikte oluşan hukuksuzluğun aslında eğitimden çok özellikle
davranışla ilgili bir durum olduğunu fark etmişler.Yaptırılan araştırma sonucunda özellikle
kaptanlara uygulanabilecek ağır bir telkin görüş olarak yetkililere sunulmuş. Diğer taraftan verilen mesajın yolculara da yansıyacağı vurgulanmış.Bu itibarla yolculuk esnasında takılması zorunlu olan yaka kartı uygulaması başlatılmış.
Yaka kartlarında;
B E N;
BENİ,
BENİ SEVENLERİ;
S E N İ,
SENİ SEVENLERİ,
VE
AİLENİ
DÜŞÜNÜYORUM !
KAPTAN:
v e y a
B E N İ,
S E N İ,
A İ L E N İ
VE
S E V D İ K LE R İ N İ
D Ü Ş Ü N Ü Y O R U M !
yazıyormuş.
Bu uygulamanın farklı bir boyutu yanılmıyorsam ÇARŞI ve BEYMEN mağazalarında yaka kartlarında "Gülümserim, çözerim." şeklinde uygulanmıştı.
Olayı o yıllarda şoförler odasına, okul servisi yapan Yakın Tur un patronuna ayrıca Ulusoy ve Varan ın halkla ilişkiler servislerine götürmeme rağmen maalesef itibar görmedi.
Tarih: 21 Eylül 2006 00:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
DEMİŞTİ!...DEMEMEK İÇİN............
Öğrenci,İşçi, Memur ve Özel şirket personeli taşıyan servis araçlarının çalışma temposu okulların açılmasıyla daha da arttı.
Nasıl mı?..ANKARA da bulunan kamu kurum, kuruluşları , özel kuruluşlar ve okullar; günlük mesailerini 07.00-08.00, 08.00-08.30, 08.30-09.00 , 09.00-09.30gibi saatlere bölerek(belkide trafik yoğunluğu olmasın diye)üç-dört ring halinde taşımacılık yaptırılıyor.
Buraya kadar her şey normal.
Anormal olan şey ise bir servis aracının sabah ve akşam bu üç-dört rootu yani, ayrı güzergahı tek başına gerçekleştirmesi.İçindekileri yetiştirmek için süratli gelip gitmesi...
Tabiki böyle olunca da kazalar meydana geliyor ve hepimiz üzülüyoruz.
Nedir bunun çözümü?...Servisçiler Odası ve Maliye bakanlığınca sıkı bir takip ve kontrol yapılması, hem meydana gelebilecek kazaları önleyecek, hemde haksız kazanç gelirlerini ortaya çıkaracaktır.
Ayrı bir alternatif ise kiralama yoluyla taşımacılık yaptıran ilgililer, araçları bağlayabilir
Tarih: 18 Eylül 2006 00:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Önce doğruyu bilmek gerekir.Doğru bilinirse yanlış da bilinir ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılmaz.İ.Ç. Bey le aranızda bir husumet mi var? Kendisine sormaktan çekinip bize yönlendirdiğin soruyu ben de düşündüm.Aramızda kalmak şartıyla sana senin için önemli bir sır veriyorum.Şu kafana taktığın İ.Ç. ile editörün akraba olabileceği konusunu içeren komplo teorini ben de araştırdım biliyor musun? D.Ü.M. lerin (Dedikodu Üretim Merkezleri) oval ofisinden aldığım doğrulanamayan haberlere göre aslında İ.Ç. diye biri yokmuş.Senin şu admin dediğin adam bir PROTOTİP yaratmış.Defterdeki yazı karakterlerini bunun için sınırsız kullanıyormuş.Neyse ki bir Sayın radyoloji uzmanı ortaya çıkıp İ.Ç. nın üzerine radyoaktif bir serpinti dökerek onu kendine getirmiş.Yavuz dostum hikaye böyle işte. Ama farkında mısın sen de BİRİKTİRDİKLERİNİ galiba uzun uzun yazmayı düşünüyorsun.Bunun formülünü bilgisayar konusunda senden biraz kıdemli bir arkadaşından öğrenebilirsin.Ancak ÇAP ın defterindeki bu arenada uzun olacağı görülen yazılarına " Çok oluyorsun" diye çuval geçirmeye çalışırlarsa sen de onlara " Hodri meydan" diyebilecek misin?
Sevgilerimle.
Tarih: 18 Eylül 2006 00:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Arkadaşlar İsmail ÇİNİCİ bey 1 haftadır yoktu.şimdi malzeme toplamış anlaşılan.
Anlamadığım bir konu var. Bu kişi site admininin akrabası mı?
Neden mi...Sizlerin yazdığı yazılarda karaketer sınırlaması var ama onda yok:)
Umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır
Tarih: 16 Eylül 2006 00:00 Ekleyen: Beğenme: 0