Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • Sayın Yetkili,

    Ben Bakyuvam Sitesi'nde oturuyorum. Sık sık rastladığım ve sanırım ileride tehlike arz edecek bir durumu sizlere de aktarmak ve ne yapılabileceği hakkında yardımınızı istemek için yazıyorum.

    Kızım her sabah okula gitmek için servise biniyor fakat hemen hemen her sabah başıboş gezen sokak köpekleri nedeniyle korku yaşıyor. Hemen sitemizin önünde ve Ata Bilge Sitesi'nin karşısında cöp varilleri olduğu için sokak köpekleri buralara mekan kurmuş durumda. Dolayısıyla hem kızım için hem de zaman zaman ziyaretimize gelen kişiler için bu durum tehlike arz etmeye başlıyor.

    Konu hakkında ne yapabileceğimizi hususunda sizlerden yardım bekliyorum.

    Teşekkürlerimle,

    Nalan Şafak
    Bakyuvam Sitesi
    Tarih: 04 Aralık 2006 00:00 Ekleyen: NalanŞafak
  • PTT'miz nihayet bir düzene giriyor.
    Yoldan geçerken tam PTT önü kaldırımda kocaman bir çukur var bu çukurun doldurularak kapatılması için orada çalışanlara ricada bulundum  Belediyenin işi deyip ilgi göstermediler. Daha önce PTT yapı işlerine  PTT bahçesi ve önündeki kaldırım için ben şahsen müracaat etmiştim 
    PTT Yapı işleride Belediyenin işi demişti 

    PTT müdüründen ricada bulunarak bu çukurun orada çimento kum her şey varken yapılmasını  bu siteyi takip edenler olarak  sağlarmısınız.
    Teşekkürler. 
    Okan UZUN
    Tarih: 03 Aralık 2006 16:34 Ekleyen:
  • TANSAŞ'a aşağıdaki gibi bir mail attım
    Sizlerinde bu konuda girişimde bulunmanız dileğimle ;

    Bundan 5-6 ay önce Tansaş giriş çıkşı ile ilgili olarak oto park çıkış kısmına kapan sistemi kurulmasını teklif etmiştim.
    Şuan çıkış olarak kullanılan kısımda çivi yazısı ile yazılmış bir uyarı gelişi güzel bir girişi engelleme sistemi  görüntü kirliği yarattığı gibi %30 etkili olamaktadır .
    Giriş çıkışta sürücüler arasında sürtüşme/gerginlik yaşanmaktadır.
    Bir trafik kazası olduğunda hukuksal kural nedir? Kim neye göre karar vererek tutanak tutacaktır? Sizin sorumluluğunuz ne olacaktır ?
    Bu belirginsizliğin ve çevre düzenini bozan hoş olamayan levhanın kaldırılarak daha kesin kalıcı ve TANSAŞ'a ve ÇAYYOLU'na yakışır bir çözümün ivedilikle uygulanmasını rica ederim.
    Tarih: 03 Aralık 2006 16:22 Ekleyen:
  • İYİ Kİ DOĞDUN TANSAŞ

          Çayyolu'nda bir zeytinyağı için Galleria Binkoza gittğimiz, neredeyse gazeteleri bile büfelerden giydirmeli alacağımız günleri hatırladıkça Çayyolu toplukonut bölgesindeki servisli komşularımız Migros ve Tansaş bizim için çok önemlidir bugün.
          Bilindiği üzere; bir tüketici olarak Migroskopladığım "insert" başlığı altındaki konunun ipuçlarını, bu kurumun İstanbul'daki sayın yöneticileri olayı sanki kendi mağazalarında vuku bulmuş gibi Türkiye adına sahiplendiler. Öncelikle bu duruşlarından dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Bir markanın müşteri gözündeki imajını o marka ile girilen tüm ilişkilerden sonra edinilen kümülatif deneyimler belirliyor. Anılan kuruluşların merkezdeki yöneticileri ile yaptığım görüşmeler sonucunda KOÇ Grubunun neden Türkiye'nin KOÇ'u (öğretmeni) olduğunu bir defa daha öğrenmiş oldum. Bu kurumun saygın bir üyesinin 30 yaşlarındaki genç bir yöneticisi ise, bendenize siz Çayyolu sakinleri ile paylaşmak istediğim şu dersleri verdi.
            1- "Ürün ve hizmet sunulan tüm müşteriler farklıdır. Hedef kitleleri beklentileri paralelinde tanımlamak, gruplamak ve ayrı ayrı ele almak gerekir." dedi. 
            2-Rakiplerinin kim olduğunu bırakın, kim olacağını da bildiklerinden, olayın geçtiği mağaza ciddi rakipleri olmasına rağmen tüketicisinin karşısında dolduruşa gelip ona toz bile kondurmayarak " DÜRÜST SATICI" nasıl olunur? Farklı bir boyutunu da bana göstermiş oldular.

            Nereden nereye geldik...
            Bir de siyasetçilerimiz bunu anlayabilse.
            İyi bir sağ olmazsa, iyi bir sol olmaz.
            İyi bir sol olmazsa , iyi bir sağ olmaz.

            Sayın İshak Alaton 1961'deki fabrikasının yemekhanesini pembeye boyadığı ve işçilerle beraber yemek yediği için "kızıl komünist" diye ihbar edildi.
            Hem de bir sendikacı tarafından.
            Bugün ise isimli yerlerde çalışan işçiler milli burjuvazi olmadan işçi sınıfı olmayacağını öğrendi. Hatta patronları bırakın iş yerlerinin dünyayı tanıyan yöneticileri işçi yemekhanelerine farklı bile gazeteleri koyabiliyorlar. 
    Tarih: 03 Aralık 2006 16:12 Ekleyen:
  • GÜNÜN YEMEĞİ !

    Bir güne bir bardak su dolusu gülümseme ile başlayın
    Bir kap dolusu dostluk ilave edin
    Bir tutam yumuşaklık, biraz da nezaket tozu ile kabartın
    Bir kaşık ümit, bir büyük porsiyon yardımlaşma,
    çok miktarda ilmi, bir tutam alçakgönüllülükle çarpın
    Kuvvetlendirmek için bir çorba kaşığı güvene
    ihtiyacınız olacak
    Bir sadakat kasesi içinde bir ölçü de inanç, iki ölçü aklıselim ve birkaç damla hoşgörüyü
    azar azar ilave ederek, sevgi ile karıştırın
    İki kaşık gülücük, bir kaşık sabır ve bir tutam övgü
    ilave edin
    Şevk ile hiç durmadan karıştırın ve şükran ile tatlandırın
    Yemeğin adı mı? İNSANLIK 
    Tarih: 03 Aralık 2006 14:58 Ekleyen:
  • BUGÜN PAZAR

                "BİR GÜN İZİN VER"

          Demek bugün izin istiyorsun. Gel ne istediğine
    beraberce bir göz atalım.
          Bir yılda 365 gün var. Bir yılda 52 hafta olduğuna
    ve sen hafta 2 gün izinli olduğuna göre, geriye 261
    gün kalıyor.
          Her gün 16 saati iş yeri dışında geçirdiğine göre ki
    bu 170 gün ediyor, geriye 91 gün kalıyor.
          Her gün 30 dakika kahve molası, yıllık 23 güne
    tekabül ediyor, böylece kaldı 68 gün.
          Yine her gün 1 saat yemek molası ile geçiyor. Bu da
    bir yıl içinde 46 gün eder. Geriye çalışacağın sadece 22
    gün kalıyor.
          Zaten her yıl 2 gün hastalık nedeniyle işe gelmiyorsun,
    kaldı 20 gün.
          Yılda 5 günde resmi tatiller nedeniyle gitti, kaldı sadece 15 gün.
          Her sene de 14 gün yıllık izin kullandığına göre,
    geriye sadece 1 gün kalıyor ve eğer ben seni o 1 günde
    izinli gönderirsem;

                  TANRI BENİ CEZALANDIRIR !   
    Tarih: 03 Aralık 2006 14:43 Ekleyen:
  • BİZ-ONLAR

          Çayyolu'nun resepsiyonu (kabul kapısı) Ümitköy'dür. Diğer bir tanımla Çayyolu'na Ümitköy'deki giriş kapısından girilir.
          Yerel seçimlerde vaad nutukları atılırken Ümitköy'e de uluslararası fuar alanı, kongre ve kültür merkezi projesi düşmüştü.
          Ne oldu?
          Şentepe kentsel dönüşüm projesi gerçekleşirken ve "Şentepe Media Center" yapılırken Ümitköy'e uzaylararası Nesin Parkı inşa edildi.
          Tekstilci başkanımız Sayın Ahmet Duyar'ın anlayacağı şekilde o tarafa XL proje, bu tarafa O beden proje. Unutmayınız ki bu projelere "biz- onlar" diyoruz.     
    Tarih: 03 Aralık 2006 14:25 Ekleyen:
  • merak ettiğim birkaç soru?

    1-çayyolu nun ilçe olması için gerekli kriterler nelerdir..
    2-bugün bir iskân için bile onca kriterler varken ilçe olabilmek adına neler istenmekte..
    3-ilçe olduğumuzda ne değişecek? hizmet kalitesi artacak mı..yoksa bırakın ilçe'leri il olup, çayyolu nun çok gerisinde illerin bile varlığı aşikâr iken..
    4-gerekli kriterler neyse bitirildiğindeki istek ile hazırlıksız yakalanılan isteklerimiz fark yaratmaz mı..
    5-neden hâlâ bir hastanemiz yok.. bir açık hava sinaması belki de..
    6-ilerleyen gece saatlerinde özellikle güvenlik açısından tüm çayyolu nun pek güvenli olduğu söylenebilir mi..eskiden bir bekçi sistemi vardı..şimdi mazallah.. jandarma her yere yetişemiyor..alan çok büyüdü..özel güvenlik ağı nın geliştirilmesi gerekmez mi..tüm saydıklarımın hayata geçirildiği bir zamanda değil ilçe, il olmak bile zor değil.. teşekkürler...
    Tarih: 01 Aralık 2006 16:18 Ekleyen:
  • Çayyolu neden ilçe olmak istiyor?
       
        Yaşamın amacı, amacı olan bir yaşamdır. Çap'ın yapılanma modelinde öncelikli amacı Çayyolu'nun ilçe olma konusudur.
        Çünkü; Çayyolu ilçe olmazsa ne yazık ki kendi değişimini ve dönüşümünü gerçekleştiremeyen Yenimahalle içinde asimile olacağından bunu istememektedir.
        Çünkü; taşranın eleştirilen yönleriyle yönetildiği açıkça görülen Yenimahalle'de karadelikler gibi savrularak yutulmak istemiyor.
        Çünkü; bu durumu ile ileride keşke diye başlayan analizlerin içinde şehir planlamacılarına ve sosyologlara kara haber olmak istemiyor.
        Çünkü; Çayyolu kendisine yan gözle bakanlarla değil, Alaçatı, Dodurga, Türkkonut, Yaşamkent ile beraber olmak ve gelişmek istiyor.
        Çünkü; Çayyolu bir KÖY-KENT PROJESİ olarak kalmak istemiyor.
        Çünkü; Çayyolu ilçe olmak ve kendisini kendisi yönetmek istiyor.   
    Tarih: 01 Aralık 2006 08:25 Ekleyen:
  • Mahallenin Muhtarları

        Sayın Tuncay Türk'ün vurguladığı üzere her zaman Çayyolu için  "doğaya saygılı, aydınlık tertemiz bir yolda yürümeye devam ediyoruz" hep birlikte...
        Çap'ın bahçesindeki yol arkadaşlarım Sayın Faruk Elmasoğlu ve Sayın Tuncay Türk Çayyolu coğrafyası ile ilgili bilgileri ev ödevi titizliği içinde bizlere detaylarıyla sunuyorlar. Bendeniz de yürüyüşler esnasında sadece Çayyolu toplukonut bölgesindeki gözlemlerimi yansıtmaya çalışıyorum.
        Ancak;
        Özellikle Yaşamkent, Türkkonut, Dodurga ve Alaçatı'dan yeterli bilgi akışı sağlanamıyor. Bu nedenle Çap'ın bahçesini bölgemizin muhtarlarının da ziyaret etmesi kanaati ve görüşündeyim. Sayın muhtarlarımızın verdikleri rutin işlerin dışında bu sayfada projelerini dinleyip raporlarını paylaşmak isteriz. Çünkü bu sayfalara yapılan bir şikayetten de anlaşıldığı üzere vatandaşı azarlayan muhtar da var, nöbetçi eczane gibi 24 saat çalıştığı dilden dile dolaşan Yaşamkent muhtarı gibi olanları da var.
        Köyümüzün muhtarlarıyla Çap'ın ziyaretçi bahçesinde bir kahve molasında tanışmak dilleklerimle...     
    Tarih: 01 Aralık 2006 08:11 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!