-
Geçtiğimiz günlerde Necdet Seçkinöz İ.Ö.O. bitişindeki boş arsanın üzerinden kaldırılan(yıkılan) büfeden kalma moloz parçalarının gerek oradan geçmekte olan öğrencilerimiz için yaratacağı tehlikeye gerekse çevresel görüntü kirliliğine yapacağı kötü katkıya değinmiştim.
Sanıyorum birileri bu sesimizi duymuş olmalı ki, anılan molozlar oradan süpürülmüş. Kim veya kimlerin bu temizlik operasyonuna katkı verdiğini öğrenememekle birlikte ben yine de emeği geçenlere hem yapılan temizlik için hem de gösterdikleri duyarlılık için teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.
Tarih: 11 Aralık 2006 10:54 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Şu sıralar Atapark'a yaptırılması düşünülen bir Atatürk heykeli üzerine bilgiler almaya başladık. Öyle anlaşılıyor ki sanatçıların örnek ve teklif göndermesi de işin ciddi olduğuna yönelik sinyaller. Tam bu noktada Atatürk heykeli örneklerine ilişkin bir iki resmi gördüğümde ben de birçok Çayyolu sakini gibi nasıl bir Atatürk heykeli seçilmeli acaba diye şöyle bir düşündüm bir an. Şüphesiz örnekler dikkatle incelenecektir. Ancak sanıyorum, pardon düzelterek söylüyorum ki, sevgili Ata'ya (çok üstün liyakatlara sahip ender ve dahi bir asker/komutan olmasına karşın yine de) heykeller içinden en yakışanı kesinlikle ve kesinlikle "SİVİL GÖRÜNTÜLÜ" bir silüet olmalıdır . Çünkü O yaptığı bütün mücadeleyi nihai olarak bir anlamda zaten Türk ulusunun sivilizasyonu uğrunda yapmış değil midir ki? Ayrıca bu türden sivil etkinliklerle kendisini hissettirmeye ya da kabul ettirmeye çabalayan Çayyolu'na yakışanı da bu olacaktır aslında.
Saygılarımla.
Tarih: 11 Aralık 2006 10:43 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Şu anda Çayyolu ilçe olabilmek için her türlü kritere sahip görünüyor ve biz Çayyolu halkı olarak Çayyolu'nun ilçe olmasını şiddetle istiyoruz. Bunun için Çayyolu'ndan oy bekleyen siyasi partilerinde bu soruna eğilmeleri gerekir.
Sizlerinde bildiği gibi şu anda Çayyolu Yenimahalle ve Çankaya belediyelerine bağlı olarak ikiye bölünmüş durumda. Bir dolmuş şoföründen duyduğuma göre galiba şimdide Türkkonut ( Dodurga tarafı ) Gölbaşı belediyesine bağlanacakmış.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar bizleri lime lime doğrasalarda biz Çayyolu halkı olarak bir bütünün parçaları olarak kalacağız. Bunu herkes böyle bilsin.
Tarih: 11 Aralık 2006 05:28 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Kim ne derse desin, Çayyolu'nun yükselen burç gök haritasında ve 2007 falımızda ilçe olmak var.
Bültenimizin her sayısı ilan edildiği tarihte bizlere ulaşmıyor. Bundan dolayı matbaanıza sitemimiz var. Neyse, ünlü polemikten dolayı sabırsızlıkla beklediğimiz sayı esaslı çıkmış. Güncelimiz Sabah'taki ünlü polemiğe tam sayfa ayırmış. Hatta bu sefer altına da imzasını bile basmış.
Ancak; sayfada Yenimahalle eşrafından olduğu görülen ve karikatür olarak eşkali çizilen ağabeyimizin kullandığı filolojiden, kendi falına mı yoksa Çayyolu'nun kahve falına mı bakıyor , anlaşılamamıştır. Ben karikatürdeki simayı Sayın Belediye Başkanımıza benzettim. Yoksa Sayın Ahmet Duyar'ın falında milletvekili olmak (mı)? var. Hatırlanacağı üzere Çayyolu'ndaki 2005 Yaza Merhaba Partisinde Sayın Ahmet Duyar'ın "Çayyolu, Çayyolu olalı böyle konser görmedi" sözleri üzerine popçu Deniz Seki Sayın Ahmet Duyar'a ve Çayyolu sakinlerine "Sayın milletvekilim" hitaplı bir konuşma yapmıştı. Kulakları çınlasın, yoksa Deniz Seki'ye kahve falından önce malum mu oldu dersiniz? Biliyorsunuz ki ismi Engin ve Deniz olanlar sahiden uçsuz bucaksız öngörülü oluyorlar.
Sizlere bu cumartesi akşamında bu kadar kara kalemden sonra yemekten sonraki Türk kahveniz için Beypazarı maden suyu fabrikasının patronu Sayın Niyazi Bey'den yeni öğrendiğim bir püf noktasını paylaşıyorum.
Türk kahvenizi bir de maden suyu ile deneyin.
Saygılarımla.
Tarih: 09 Aralık 2006 18:25 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Buluşmalar Sokağı
60'lı yılların sonunda babama ve arkadaşlarına komutanı bir sohbet esnasında Türkiye'deki siyasi partileri fix menüye benzeterek şu ifadeleri kullanmış. "Bu partilere egemen olan dış güçler bazen çorbadan başlayıp tatlıya, bazen de tatlıdan başlayıp çorbaya doğru millete hep aynı menüyü yutturuyorlar."
Bugün doğrusu ne değişti bilemiyorum. "Atam izindeyiz" deyip, izinde olanlar dahil, hiçbir şey.
Çayyolu'nda ise köyümüz demokrasimiz açısından sanki BULUŞMALAR SOKAĞI gibi oldu. Bu partilerimizin temsilciliklerinin ivedilikle ilçe teşkilatlarına davetiye çıkarması dileklerimle Sayın Mehmet Ağar'a "hoş geldiniz" diyorum.
Tarih: 09 Aralık 2006 17:55 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Şefin ilkeleri
Madde: 1
Şef haklıdır.
Madde: 2
Şef her zaman haklıdır.
Madde: 3
Şefin haksız olduğu durumlarda 1. ve 2. madde geçerlidir.
Madde: 4
Şef uyumaz, istirahat eder.
Madde: 5
Şef içmez, susuzluğunu giderir.
Madde: 6
Şef hiçbir zaman işyerini terketmez, başka yerden çağırıldığı için gitmek zorunda kalır.
Madde: 7
Şef iş saatlerinde gazete okumaz, günlük bilgileri toplar.
Madde: 8
Şef hiçbir zaman gecikmez, onu alıkoyarlar.
Madde: 9
Şef yemez, gıda alır.
Madde: 10
Şef hiçbir zaman dedikodu yapmaz, sadece sohbet eder.
Madde: 11
Şefin odasına kendi fikirlerinizle girer, şefin fikirleri ile çıkabilirsiniz.
Madde: 12
Şef hiçbir zaman eleştirilemez. Hele prim alınacak günlerde eleştirilmesi düşünülemez bile.
Madde: 13
Şef herkes adına düşünür.
Madde: 14
Şef nerede bulunursa bulunsun, her zaman şeftir.
Tarih: 09 Aralık 2006 17:25 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Kızılderili Reis'in Mektubu (3)
"Açlığın dünyayı saracak beyaz adam ve ardında koskoca bir çöl bırakacaksın.
Demir at (lokomotif), öldürüp çürümeye bıraktığın binlerce buffalodan nasıl daha kıymetli olabilir?
Hayvanlar insanları bırakırsa, insanlar ruhlarının yalnızlığından ölmez mi?
Hayvanların başına gelenler, insanların da başına gelmez mi?
Toprağın başına gelen, oğullarının da başına gelmez mi?
(.....)
Yataklarınızı zehirlemeye devam ederseniz, bir gece kendi çöplerinizde boğulacaksınız.
Bütün buffalolar öldürüldükten, yaban atları ehlileştirildikten, ormanlar kesildikten ve gizli köşelere kadar dünya insan kokusu ile dolduktan sonra...
Bir de bakacaksınız ki göklerdeki kartallar yok olmuş.
Bu ne demektir?
Bu yaşamın sonu ve sadece hayatta daha fazla kalmanın başlangıcıdır..."
Kızılderililer de dünyanın doğa dostu, ilk çevreci topluluğudur.
Tarih: 09 Aralık 2006 17:10 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Çayyolu Bülteni'nden ÇABA, ÇABA'dan ÇAP doğdu.ÇAP'dan da cayyolum.com doğdu. İyi ki doğdun cayyolum.com.
Keşke Beykoz'un da bir Güncel'i olsaydı da paçasıyla anılmaya devam etseydi.
Tarih: 09 Aralık 2006 17:06 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Neden cayyolum. com?
Bugünlerde Boğaziçinde Beykoz'un paçasından çok Acarkent Konutları konuşuluyor. Ne zaman bu konuları okusam aklıma iki şey geliyor.
1- "Niye Çayyolu'na ağaç dikiyorsunuz?" diyen orman memurlarımız.
2- Bu lafları duymazdan gelen bizim ÇABA'nın kalenderi Sayın Güncel Bey.
Sayın Güncel yıllar önce yola çıkarken,"Çayyolu'nun güzelliklerini nasıl muhafaza ederim" noktasındaydı. Çünkü birilerinin planları vardı. Bu alanları konutlarla, ceplerini de paralarla doldurup varlıklarına varlık katacaklardı.Halbuki Çayyolu, yeşil dokusuyla kıymetliydi. Orman alanları vardı. Oyak 4'ü çevreleyen, 75. Yıl Lisesi ile Mesa Koru Sitesi arasındaki alan, Konutkent II'nin arkasındaki alan gibi. Hepsinin üzerinde de bir takım kooperatifler, ucuza kapatılmış arsalar, yüzde hesabı ile büyük inşaat firmalarına verilmiş parseller vardı. Bir otomobil parasına servete katılacak villalar. Sayın Güncel ve arkadaşları "Bu gelişmelere karşı ne yapabiliriz?" noktasında iken iki yapraklı, kendisinin dağıttığı Çayyolu Bülteni ortaya çıktı. Çekinmeden sakınmadan yazdılar, çizdiler. Basın toplantılarıyla bu kooperatiflerdeki kişilerin kimliklerini ortaya çıkarttılar ve üzerlerine gittiler. Sonra Çayyolu bölgesi ağaçlandırma derneğini (ÇABA) kurdular. Bu orman alanlarına gidip-gidip fidanlar diktiler. Ardından mahkeme salonlarında boy göstermeye başladılar. Bu davalar, üzerlerindeki baskılar onları yıldırmadı. Kararlı ve inançlıydılar. Bu davaları birer birer kazandılar. Orman alanları ard arda kurtuldu. Sevinçle, gururla ağaçlandırdılar oraları.Sonra ÇABA ile diğer derneklerin birleşmesiyle ÇAP kuruldu. Daha sonra da cayyolum.com doğdu.
Neden yazdım, bunları biliyor muydunuz?
Tarih: 09 Aralık 2006 16:59 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Açmadığın dalda sözün geçer mi?
Doğrusu biz sizi fazla tanımıyoruz.
İçgüdüsel olarak kendimizi savunuyoruz.
Dolayısı ile bilemiyoruz.
Arka sokaklarda neler oluyor?
Siz bizi çok rahat kandırabilirsiniz.
Kendinizi şahane sanabilirsiniz.
Dolayısı ile çözemiyoruz.
Zorlama kardeşim zorlama.
Kendiliğinden olmalı.
Davul dediğin bile davulcusuyla müsavi.
S a y g ı y l a .
Tarih: 09 Aralık 2006 15:46 Ekleyen: Beğenme: 0