LÜTFEN TRAFİK LAMBALARINA GÜVENMEYİN.
BUGÜN ESKİSEHİR yOLU ÇAYYOLU'NA GELİŞ İSTİKAMETİ SÖĞÜTÖZÜ MEVKİNDE YAYA BİR HANIMEFENDİYE ARABA ÇARPMIŞ KADINCAĞIZ KANLAR İÇİNDE YOLDA SIRT ÜSTÜ YATIYORDU. AMBULANSDA YENİ GELMİŞTİ. TAM O SIRADA YARALI BAYAN DİZLERİNİ BÜKEREK AYAKLARINI KARNINA DOĞRU ÇEKTİ VE YUVARLANARAK DÖNDÜ. TEMENNİM ODUR Kİ İNSALLAH ÖLMEMİŞTİR.
LÜTFEN SEHİRLER ARASI BU YOLLARDA NE YAYA GEÇİTLERİNE NEDE TRAFİK LAMBALARINA GÜVENMEYİN. EĞER VARSA ALT VEYA ÜST GECİTLERİ KULLANIN.

İMGENİN GÜCÜ

"Sakin Sakin" rumuzu ile yazmayı seviyorum.Çünkü  Çayyolu'nun "Sakin Bir Sakiniyim". Kent kültürü oluşturma,geliştirme ve sürdürebilme adına zaman zaman bazı fikirlerimi bu sayfalara göz atan insanlarla paylaşmanın kötü bir şey olmadığını düşünüyorum. Onun için illa da isim belirtmek gerektiğine inanmıyorum. Çünkü burası onlarca resmi evrakla başvurduğum bir devlet dairesi değil. Üstelik sanal paylaşımın biraz da doğasında var olan imgeselliğin bir başka büyülü anlatım sinerjisi yarattığını düşünüyorum. Tabi bir koşulla: Anlatırken (ya da yazarken) kimseyi incitmemek, nezaketi elden bırakmamak. Ancak bu çerçeve içinde kalmak koşuluyla söylenmesi gereken her şeyi de söyleyebilmek. İmgeyle ya da adıyla yazı ve mesaj gönderenlerin "ortak paydası" olduğunu düşündüğüm koşul cümlesinin peşinden en nezih saygılarımı söyleyecek sözü olanlara ithaf ediyorum.

Ne kürke göster itibar
Ne söyle yalanı dolanı
Baş köşeye yerleştir
Söyleyecek sözü olanı

Şimdi aklıma geldi Amerikalı birisi söylemişti: siz Türkler tesadüfen yaşıyorsunuz.
Gerçekten öyle her yere kurulan baz istasyonları, radyosyonlu çaylar, kapatılmayan kanalizasyonlar, kurallara uymayan sürücüler, düğün veya maçları bahane edip tabanca ile havaya kursun sıkan insanlar namı olsun diye arkadasını tabancayla vuranlar ve düşünmeden yapılan işler hepsi bizde. Gerçekten tesadüfen yaşıyoruz bu biraz acıda olsa gerçeğin ta kendisi.

Gençlere Çağrı,
Hastalık gibi önemli bir mazeret çıkmazsa yakın uzak demeden Pazar günü saat 14 de hepimiz Ali Rıza Bey ormanında olmalıyız.

Benim omzumda meydana gelen ortopedik bir nedenle devamlı masaja gittiğim, 1949 doğumlu olduğum ve Eston da oturduğum halde şahsen orada olacağım.

Çayyolu gençlerine önemle duyurulur.

"Düşman makineli tüfekleri delice çalışmaktaydı.
Vurulanlar düşüyordu. sancaktar başından yaralanıp sendeleyince yanındaki sancak muhafızı anında atılıp sancağı yere düşmeden yakaladı ve koşmayı sürdürdü. Arkasından öteki sancak muhafızları geliyordu. Yeni sancaktar da vurulursa bu kez sıradaki muhafız atılıp sancağı yere düşmeden yakalayacak ve o da ölümün gözüne koşacaktı.
Türk taburlarının kararlılığını gören Yunan birliği süngü hucumunu kabul etmekten kaçındı, mevzileri boşaltıp geri çekildi.
Taarruz dalgaları hiç durmadan birbirini izledi. 7. Tümen birlikleri bu fırtınanın önünde  tutunamadılar, çözülüp dağıldılar, Dua Tepe'yi terk ederek Beylik Köprü'ye doğru kaçtılar.
Saat 14:00'te dağın güney doğusunda bir Türk sancağı parladı.
Dua Tepe bütünüyle ele geçmiş, çevredeki köyler de kurtarılmıştı."
Yukardaki yazı Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler kitapından aynen alınmıştır. (Sayfa 468)
Karar sizin...
Pazar günü Saat 14:00'te Çapulcular tepesine yüremezseniz, Yukardaki metni Çocuklarınıza iyice ezberletin. Çünkü torunlarınız sizin dedelerinizle gurur duyacak. (tabii torunlarınız olursa...)
Ya da Torunlarınız sizi anlatırken "Benim Dedem radyasyonlu çayı bir dikişte içer, Baz İstasyoların altında piknik yapardı." diyecek...

24 Aralık tarihli protesto buluşması son derece önemli, hatta ÇAYYOLUM Web sayfasında tehdit altında gösterilen sitelere bir de RÜYAM Sitesinide ekleyelim çünkü o sitede hemen bu tepenin yanında bulunuyor. Aslında önemli olan şu site veya bu site değil tüm Çayyolu sakinlerinin tehdit altında olması, bu toplumsal hareketi mutlaka desteklemeliyiz. Yıllarca yurdum insanı kandırıldı, depreme dayanıksız konutlarda oturtuldu, sel yatakları imara açıldı, heyelan bölgeleri konut yapımına açıldı, orman alanlarımız peşkeş çekildi-yok edildi, hatta artık barajlarımızda sular kalmadı ve doğal yaşam alanları yok edildi...Biz hep sessiz kaldık, politikacıları suçladık, bürokratlara kızdık, peki ya biz ne yaptık...Sesimizi çıkardık mı? Yok olan doğaya, tüketilen doğal kaynaklara, kirletilen çevreye sahip çıktık mı? Kocaman bir HAYIR cevabı herhalde vurdumduymazlığımız ve bizim bu suçlara ortak olmamızı anlatmakta en hafif kelime olacaktır...Hepimiz tek yürek olarak 24 Aralık Pazar orada olmalıyız

Yalancı Gebelik(!)

  Meclis Hastanesi'nin Konut II'de ikâmet eden Sayın Başhekim yardımcısından aldığım son malumata göre Çayyolu isimli bebeğin doğumu yalancı gebelik teşhisi nedeniyle gerçekleşememiştir. Bu habere en fazla üzülen Çayyolu'na yan gözle bakmasına rağmen Çayyolu sayesinde torununun torununu görüp cennete gidecekken, gidemeyecek olan Sayın Robin Hood olmuş. Bana da bir daha "doğmamış bebeğe don biçme" diye sezgiler göndermiş!

Erkin Baba,
 
  Teknokent mi yoksa Çöpköy mü olduğu Avrupa iskan fonunca bugüne kadar karara bağlanamayan Çayyolu Köyü'nde biz çöplerimizi bile toplatamazken, sen Erkin Baba, bitmiş aşklarını bile çöpçülere süpürtüyorsun!

D. Ü .M. (DEDİKODU ÜRETİM MERKEZİ)
    DÜM'lerin Komplo Teorileri
   
    Şimşeklerin paratoneri
    "Çayyolu ilçe olsun" konulu protestolarda Sayın Ahmet Duyar'a fazla yüklenildiği için Çayyolu'ndan kendisine çakan şimşekleri toplamak gayesi ile Ali Rıza Bey Ormanı'nda bir arazi satın alarak ŞİMŞEKLERİN PARATONERİNİ İNŞA ETTİRDİĞİ İDDİA EDİLİYOR(!)

Sayın MEHMET GÜRER'in uyarısı üzerine YENİMAHALLE KAYMAKAMLIĞINA İRTİBAT FORMUNDAN BİR MESAJ YOLLADIM.
Sayın Kaymakamım,
Çayyolu Koru Mahallesi Ali Rıza Bey Ormanında kurulmak üzere olan BAZ istasyonu için izinli olduğu söyleniliyor.
Ormanlık alanları talan eden her kuruluş rahatlıkla ormanları talan etmesi için izin alabilir mi? Alamazsa TÜRKCELL adlı  firma bu izni nasıl almıştır? İzin almak için gerekli kriterler nelerdir? TÜRKCELL bu kriterlere uygun mudur?
Tarafıma bildirmenizi saygılarımla arz ederim.


Sayın MEHMET GÜRER'e bizi uyardığı için teşekkür etmeyi bir borç bilirim.