-
bugün sabah kedimizi dışarı çıkardım ve köpekler 30 saniyede öldürdü.Şimdi ne var ki bunda diyeceksiniz.Ben bu yüzden Yenimahalle Belediyesine elli kere telefon açtım ve elli kere e-posta attım.O da olmadı büyükşehire açtım.İ. Melih g. bizim paralarımızı oraya buraya yardım için dağıttığından haberi yok.Normal.Zabıtasını aradım 100 kere gene ilgileniriz gene tın yok.Çocuğum olsa onu yiyecekler köyde yaşıyorum ben .Şimdi ben diyorum ki bu Allahsız Kitapsızlara biz müslüman değiliz bize dinimizi yeniden öğretiyosunuz güzel de Hz.Muhammedin kedisi için elbisesini feda ettiğini bilmem biliyomusunuz ve bilmem şunu da biliyo musunuz kul hakkı yat kalkla ödenmiyor.Allah kedimin ağzından gelen kanı sizin çocuklarınızın ağzından getirsin .Ve duyarsız Çayyolu halkı Allah sizin de başınıza beterini getirsin ben eylem yapalım bu yobaz lara bu ülkeye kaptırmayalım dedikçe bana teröristmişim gibi bakmayı adet haline getiren ruhsuz soysuz insanlar lafım size.Adam motorsikletle hız rekoru kırıyor ben jandarmaya telefon açtığımda bir tek ben aradığımı öğreniyorum çoluk çocuğunuzun yaşlı ananızın ölüsü eve gelince anlarsınız herhalde.İnşallah tez zamanda annenizin vefatını camiden duymak ümidiyle.İp mi gizleme gereği duymadım dileyen bana ulaşabilir.
Tarih: 22 Aralık 2006 20:37 Ekleyen: HalilKavlak Beğenme: 0
-
TÜRKKONUT TARAFINA GİDEN SÜRÜCÜLER
Maalesef belediyemiz tarafından yol ortasına ulu orta bırakılan öbek öbek bordür taşları sizler için tehlike yaratmaktadır. Sizler farkında olmasanızda ben sizlerden bazılarınızın büyük bir badire atlayarak son anda bu bordür taşlarına çarpmaktan kurtulduğunu gördüm. Bilinçli olan sizler canınıza malınıza acımadan diğer insanlara vereceği zararı düşünmeden bitmemiş olan bu yolda hız yaparsanız diğerleri ne yapmaz. Bir söz vardır bilmem bilirmisiniz; elbette bilirsiniz İmam osurursa cemaat sıçarmış.
Tarih: 22 Aralık 2006 20:28 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Parla Şenol'un İsmail'i
Kavaklıdere'deki TRT Haber Merkezi'nde prompter var mıydı, bilemiyorum. Ama TRT'nin redaktör spikerleri vardı da, milyonların önüne ekrana çıkarken heyecanlarını yatıştırmak için bir yudum viski ya da bir bardak ıhlamur içecekleri barları bile yoktu. İşte o yıllarda Parla Şenol "İsmail gelince, gidince..." diye komik bir şarkı yapmıştı. Daha sonraki yıllarda tanıştığım TRT'nin kıdemli redaktör spikerlerinden Hulusi Özüduru Ağabey'im TRT'nin ünlü arşivinden buldurup kasete kayıt yaparak bana hediye etmişti. Şarkıyı söyleyen Parla Şenol'un İsmail'i şarkı sözlerinden ibaretti. Çayyolu'ndaki öğretmenimiz Sayın Engin Uç'un etrafındaki İsmail'lere gelince;
1- Çap'ın bahçesinde yazan negatif İsmail (defterimizdeki bazılarına göre Orhan Boran'ın "yuki"si, ama hiç öyle değil.
2- Kendisini "Binbir Gece" dizisinde sanarak bir pizza firmasından 101 çeşit yemek ikram eden pozitif değer İsmail.
3- Sayın Ahmet Duyar Başkanımızı Engin Bey'den kurtarmak için Çayyolu'ndan meclise taşımak isteyen Sayın İsmail Bey.
Bu kadar İsmail içinde önemli bir rumuz olan Sakin Sakin dostumuzun varlığı defterimizde bir denge.
Çünkü; kendisinin yapmış olduğu öneri gerçekleşmiş ve mesajlar numaralandırılmıştır. Kendisine ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Eşim Hijyenay'ın da bir ricası var. Acaba mesajlar dikey değil de enine doğru yazılabilir mi? Okuma ve yazmanın daha kolay olacağını söylüyor.
Engin Bey, sanal gazetemizin kağıt stokları ne durumda, yoksa fazla mı oluyoruz?
Saygılarımla.
Tarih: 22 Aralık 2006 17:27 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Kimler geldi, kimler geçti hayatımdan
Ajda'nın şarkısını en iyi yorumlayacaklardan biri de Çayyolu Guşgana'nın genç işletmecisi Sn. Mustafa Onur Bey. Hani yanınızda bazı insanlar vardır ya farkında olmadan yıllarca taşırsınız ama hiç önemli değildirler. Bazıları da vardır ki tanışmadan bile sizin kafa arşivinize giriverirler.
Beypazarı'na gidip geldikçe oradaki lezzet duraklarının işletmecilerine; "Esenboğa'ya konan bütün kordiplomat konukları misafir ediyorsunuz. Kendi yöresel sofra kültürünüzün yanında, bakımı ve temizliği çok zor olmasına rağmen; gümüşün bu kadar öne çıktığı bir bölgede VIP konuklarınıza gümüş ve kristal servisi yapılabilir" önerisinde bulunuyorum.
Şimdi soruyorum; bizim Çayyolu'nda ise kaç tane gümüş, kristal servisi yapan mekanımız var? Bu sorunun cevabı aşağıdaki üç maddede saklı.
1- Avrupa'nın aristokrasisi var, tabii sosyetesi de var. Türkiye'nin aristokrasisi yok, sosyetesi var.
Çayyolu'nda jeep'ler var ama gümüş, kristal servisi yapan salonları yok.
2- Zenginden alıp, fakire verdiğini sanan Robin Hood'larımız var ama işaret edilen köpekler için otellerimiz yok.
3- Köpekler için otellerimiz varsa; geçen gün Arcadium Alışveriş Merkezi'nin yanındaki sokakta gözlere "nur" dağıtan Işık Göz Hastanesinin, uçan göz hastanesine benzeyen tırının önünde bedava muayene için uzun kuyruklarda insanlar neden bekliyor?
Tarih: 22 Aralık 2006 15:34 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Bu gün Ankara belediyesi resmi web sitesi bilgi edinme bölümüne gene bir yazı yolladım.
Kontrol kodu 152018 Kaydedilen Başvuru numaram 78696 olan yazım.
Sayın Belediye Yetkilileri Ankara Yenimahalle ÇAYYOLU semti SALTOĞLU BLVARI ve İNCEK YOLU üzerinde yapılmış olan kanlizasyon çukurlarının büyük bir bölümünün üzerini kapatmayı unutmuşsunuz. Ben bu durumu daha öncede belediyenizin kanalizasyon bölümüne bildirmiştim fakat ilgilenilmemiş ki bu yerlerin hala kapatılmadığı tarafımdan gözlenmiştir. Neyi beklediğinizi anlamış değilim. Bu yerlerin üzerini kapatmanız için ille birisinin düşüp ölmesini mi bekliyorsunuz? Yoksa bu görev Belediyeye ait değil mi?
Eğer bu bizim işimiz değil diyorsanız nereye başvurmamız gerekiyor. Bu konu hakkında beni bilgilendirmenizi saygılarımla arz ederim.
Gelecek olan cevabı burada sizlerin bilgisine sunacağım.
Tarih: 22 Aralık 2006 15:22 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Az sonra hafta tatili
Bir kaç saat sonra çoğunuz başkent Ankara'dan Çayyolu Tatilya'daki konutlarınıza döneceksiniz. Bütün bir haftanın yorgunluğu var üzerinizde. Sizlere belki de hiç bir yerde duymadığınız bir haftanın yorgunluğunu alacak en kuvvetli sakinleştirici (yıpranmış sinirleri besleyici) bir tarif önermek istiyorum.
Bir bardağın yarısına kadar çiğ havuç suyu, diğer yarısına da çiğ kereviz suyu, bir yemek kaşığı da limon suyu (bilimseldir).
Tarih: 22 Aralık 2006 14:43 Ekleyen: Beğenme: 0
-
843 RAKIMLI UÇURUM
ÇAP'ın ziyaretçi bahçesindeki tepeden, aşağıdaki uçuruma baktığınız zaman 843 rakamını göreceksiniz. Ve Sn. Mehmet Gürer Bey'in de altını özellikle çizdiği gibi bu rakamlar henüz tamamlanmamış bir damlayı göstermektedir. Eğer; yılbaşına kadar her Çayyolu sakini bölgemizdeki hemşehrilik ilişkilerine katkı olması gayesi ile, bölgeyle ilgili bu bahçeye bir çiçek ekerse; uçurumdaki rakamı yeni bir milenyuma çevirebiliriz. Kır bahçemizde bir kahve molasında siz sakinlerimizi bekliyoruz.
Tarih: 22 Aralık 2006 14:33 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Çayyolu'nda unutulmuş bir şehir efsanesi
Engin Bey yıllar önce Güncel'inde Çayyolu sakinleri için Ümitköy köprüsünün altındaki pamuk ipliği ile birbirine bağlanan Yenimahalle, Çankaya, Çayyolu ve Etimesgut sınırını yazmıştı. Kendi ifadesi ile "Nahçıvan'la Azerbaycan" gibi.
Eskiden bu mayınlı bölgede tezgah açan seyyar satıcılar, operasyona gelen zabıtalar hangi taraftansa sınırın öbür bölümüne kaçarak mallarını kurtarıyorlardı.....
Tarih: 22 Aralık 2006 14:22 Ekleyen: Beğenme: 0
-
EYFEL'İN YANINA POLİTİKA KÜRSÜSÜ
Üstadımız Çetin Altan'ın oğlu Prof. Mehmet Altan mecliste yapılan AB ile ilgili toplantıda şunları şöylemişti: "Dünyada en kuvvetli basın yerel basındır."
Sn. Engin Uç kendi gazetesinde Çayyolu sakinlerine, Sn. Ahmet Duyar'ın bölgeyi ne zaman denetime geldiğini sormuştu. Bu test sorusuna benim, "yıl sonu partilerinde konserden konsere" diye cevap vereceğimi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü; ŞİKAYET ETMEK YERİNE ÖNCE İMKANI YARATMAK GEREKİR. Bu nedenle pazar günü Eyfel Kulesi'nin altında yapılacak olan eylemde dört tane kürsü hazırlanması gerekmektedir.
1- Davacı ÇAP'a,
2- Davalı Türkcell'e,
3- Protokol Kürsüsü ("Biz her yere yeteriz" diyen bilirkişi Sayın Ahmet Duyar'a)
4- Basına.
Saklambaç oynayanları da basına sobeleteceğiz.
Saygılarımla.
Tarih: 22 Aralık 2006 14:11 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Sayın İsmail ÇİNİCİ beyefendi,
Yazılarınızı büyük bir zevkle takip edip okuyorum insanların ; bildiklerini, yaşadıklarını, tecrübelerini, yaşamdan aldığı tatları, birileriyle paylaşması , doğayı, hayvanları, bitkileri , özlellikle insanları sevmesi ne kadar güzel bir şeydir.
İşte bu güzellikleri anlatmanız insanların içine birer sevgi tomurcuğu açmasını sağlamanız açısından sizi kutluyorum ama bu satırları okuyan nice insanların da yaşadıklarını, gördüklerini ve içinden geçen tüm güzel duygularını burada bizlerle paylaşmasını isterdim.Evet sizler bu satırları okuyan ve ah!" ben de birkaç şey yazsam" diyenler inanın hiç bu kadar rahat yazı yazılıp da gönderdiğiniz yazıyı sitede anında okuduğunuz bir İnternet sitesi bulamayacaksınız saniyeler içinde sizin yazdıklarınızı milyonlarca kişi okuyabilecek .
Siz de yazın ve mesaja ekle deyin bakın kendinizle barışacak ve işte ben de YAZABİLİYORUM diyeceksiniz.
Birkaç satır bile karalayamayacakmısınız....
Tarih: 21 Aralık 2006 20:52 Ekleyen: Beğenme: 0